22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

mırıldanıyordu: "Ey benim Allah'ım! Sana hamd ederim. Bütün hamd eden kulların sana<br />

Nasıl hamd ediyorsa ben de öyle hamd ederim." Sonra Cebrâil aleyhisselâma dönerek; "O<br />

bizim Rabbimizdir. Bütün ilmî kudretinin kemâli, rahmeti ve şefkati ile benim hakkımda öyle<br />

uygun görmüş. O'na yine hamd ederim. O beni benden daha iyi bilir." dedi ve secdeye<br />

kapandı. Secdede cenâb-ı Hakk'ı tesbih etmeye başladı. Bu durumu Cebrâil aleyhisselâm<br />

Allahü teâlâya arz edip o şahıs hakkında üzüldüğünü bildirdi. Cebrâil aleyhisselâma, Allahü<br />

teâlâ tarafından tekrar Levh-i mahfûza bakması bildirildi. Bu defâ Levh-i mahfûzda o<br />

kimsenin cennetlik olduğu yazılıydı. Cebrâil aleyhisselâm, cenâb-ı Hakk'tan hikmetini suâl<br />

ettiğinde; "Kullarım işlerime akıl erdiremezler." buyurdu. Cebrâil aleyhisselâm bu durumu<br />

yine bildirmek istedi ve izin verildi. O zâtın yanına gidip; "Müjdeler olsun sana! Yerin<br />

Cennet oldu." dedi. O kimse bu sözlere hiç şaşmadı ve eski hâlini hiç bozmadı. Eskisi gibi<br />

yine hamd ve cenâb-ı Hakk'ı tesbih etmeye devâm etti."<br />

Mûsâ aleyhisselâm bir gün yırtıcı hayvanların parçalayıp karnını deştiği bir adama rastladı ve<br />

onu tanıdı. Başı üzerinde durarak dedi ki: "Yâ Rabbî! O sana itâatkâr idi. O hâlde bu hâl<br />

nedir?" Allahü teâlâ ona vahyedip; "Ey Mûsâ! Bu kulum bana ameli ile yükselemeyeceği bir<br />

derece istedi. Kendisini istediği dereceye ulaştırmak için ona bu musîbeti verdim." buyurdu.<br />

Ebû Süleymân Dârânî hazretleri çok ibâdet etmesine rağmen mekr-i ilâhîden emîn olmazdı.<br />

Ümid ile korku arasında olmayı tavsiye ederdi.<br />

Ahmed bin Ebü'l-Havârî şöyle nakletti: Ben hocam Ebû Süleymân Dârânî'nin huzûruna<br />

girdim. Onu ağlar hâlde buldum. Ona; "Seni ağlatan nedir?" diye sorunca; "Ey Ahmed! Ben<br />

nasıl ağlamayayım. Bana bildirildi ki, gece olduğu, gözler uykuya vardığı, herkes kendini<br />

sevenlerin yanında bulunduğu zaman; âriflerin kalpleri, Rablerinin zikriyle coşar ve lezzet<br />

duyar. Onların niyet ve gayretleri Allahü teâlâya kavuşmak olur. Onlar Rablerinin huzûrunda<br />

diz çökerler, mahzûn bir hâlde Allahü teâlâya münâcaat ve niyâzda bulunup yalvarırlar.<br />

Allahü teâlâdan korkmak ve O'nun rızâsına kavuşmak için gözyaşlarının aktığı, secde<br />

ettikleri yerler ıslanır. Allahü teâlâ bu kullarına rahmet nazarıyla bakar ve; "Ey beni iyi<br />

tanıyan dostlarım! Benim zikrimle meşgûl oldunuz ve benim rızâma kavuşmak için gayret<br />

ettiniz. Kalplerinizden benim zikrimden başkasını uzaklaştırdınız. Size müjdeler olsun ki,<br />

bana kavuştuğunuz zaman yakınlık ve sevinç sizin içindir." buyurur. Allahü teâlâ Cebrâil<br />

aleyhisselâma buyurur ki: "Ey Cebrâil! Benim kelâmımı okuyarak kalbi rahatlayan ve benim<br />

ismimi zikr ederek lezzet duyan ârif kullarımın hâlini biliyorum. Onların ağlamalarını ve<br />

inlemelerini işitiyorum. Onların benim rızâma kavuşmak için çırpındıklarını ve çalıştıklarını<br />

görüyorum. Sen onlara gidip; siz niçin ağlıyorsunuz? Sizin bu tazarrû, yalvarma ve hüzün<br />

hâliniz nedendir? Size Allahü teâlânın kendini seven kimseleri Cehennem'de azâb edeceği<br />

haberi mi geldi. Yoksa Allahü teâlânın, benim zikrimle lezzet duyanları huzûrumdan<br />

kovarım, buyurduğunu mu işittiniz? Allahü teâlâ; izzetime yemin olsun ki, sizi Cennet'ime<br />

koyacağım. Sizinle aramdaki perdeleri kaldıracağım. Göz yaşlarınızın karşılığı olarak sevinç<br />

ve müjdeler ihsân edeceğim." buyurdu.<br />

Bir sohbeti sırasında; "Mârifetin hakîkati nedir?" diye sordular. Cevâbında; "İki cihanda<br />

kişinin murâdının birden yâni Allahü teâlâdan başka olmamasıdır. Gece Hak teâlâdan gâfil<br />

yatıp uyuyan kimse, muhabbetullah veAllah sevgisi dâvâsında yalancıdır. Cezâ görecektir."<br />

buyurdu.<br />

"Seni Hak'tan başkasına çevirecek sebeplere bağlayan şey sana düşmandır. Gafletle çıkan,<br />

Hak teâlâyı hatırlamadan aldığın her nefes sana kızgın demirlerle bir nişandır."<br />

Allahü teâlânın rızâsına kavuşmak için gece gündüz gayret eden Ebû Süleymân Dârânî<br />

hazretleri, tevâzu sâhibiydi. Buyurdu ki:<br />

"Allah'tan râzı olmak ve Allah'ın kullarına acımak, peygamberlerin ahlâkındandır."<br />

"Bütün insanlar başıma toplansa ve beni küçük görmekten vazgeçirmeye çalışsalar vaz

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!