22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

evliyâlar yetişti. Kardeşi Dâvûd bin Ahmed Dârânî ve Ahmed bin Ebü'l-Havârî bunlardandır.<br />

Ebû Süleymân Dârânî hazretleri, dünyâdan ve içindekilerden yüz çevirmiş olup, zâhid bir<br />

hayat yaşadı. İlk defâ yünlü elbise giyen sofîlerden oldu.<br />

Zühd nedir diye soranlara; "Zühd, Allahü teâlâ ile meşgûl olmana mâni olan her şeyi terk<br />

etmektir. Dünyânın hiç olduğunu bilmeyen, zühd sâhibi olamaz."<br />

Dünyâya rağbet etmemek gerektiği husûsunda da; "Dünyâ, kendisini isteyenden kaçar,<br />

kendinden kaçanı kovalar. Kendinden kaçanı yakalayabilirse, yaralar. Kendini isteyip<br />

bağlananı ise öldürür. Çünkü dünyâ ile güreş etmeye gelmez. İnsanı yener, sırtını yere getirir.<br />

Dünyâya bağlanmak, Allahü teâlânın rızâsını kazanmaya mâni olan bir perdedir. Âhireti<br />

düşünmek ise, gönlün canlanmasına sebeb olur. İbret almakla ilim, tefekkür ile de Allah<br />

korkusu artar. Dünyâ sevgisinin yerleştiği bir kalpte, âhiret düşüncesi göç edip gider."<br />

buyurdu.<br />

"Âhireti düşünmek aklın alâmeti ve kalbin hayâtıdır."<br />

"Kadın olsun, çocuk olsun, mal olsun, seni Allahü teâlâyı anmaktan alı koyan her şey<br />

hayırsızdır. Allahü teâlâyı tanıdıktan sonra, O'ndan başkasına meyletmeyin."<br />

Ebû Süleymân Dârânî hazretleri bir gün insanlara nasîhat ediyordu. İleri gelen talebelerinden<br />

Ahmed bin Ebü'l-Havârî, hocasının nasîhat ettiği meclise gelip; "Efendim,fırın ısındı. Bugün<br />

ne pişirmemizi emredersiniz?" diye sordu. Hazret-i Ebû Süleymân cevap vermedi. Talebesi<br />

aynı suâli birkaç defâ tekrar edince, talebesine; "Gidip içine oturunuz!" buyurdu. Talebe;<br />

"Hocamın her sözü hikmetlidir. O, mâdemki böyle buyurdu, onun dediği doğrudur." diyerek,<br />

gelip fırının içine girdi. Ebû Süleymân Dârânî sohbet bittikten sonra etrâfındakilere; "Derhal<br />

gidip, Ahmed'i fırından çıkarın!" buyurunca, yanındakiler hayretle; "O, hakîkaten dediğinizi<br />

yapmış, fırına girmiş midir?" dediler. Ebû Süleymân Dârânî; "Elbette. O söz dinler. Nefsine<br />

uymaz. Bana muhâlefet etmez." buyurdu. Oradakiler merakla fırına gelip, kapağı açtılar.<br />

Ahmed, hakîkaten kızgın fırında oturmakta, bir kılı dahi yanmamış hâlde beklemekteydi.<br />

Nefsin isteklerine karşı çıkan Ebû Süleymân Dârânî çok riyâzet ve mücâhedede bulundu.<br />

Açlık çekmek husûsunda meşhur oldu. Bu sebeple "Bündârü'l-Câiîn" (açlık çekenlerin reisi)<br />

adıyla anıldı. Aç kalmanın fazîletiyle ilgili olarak sohbetleri sırasında şöyle buyurdu:<br />

"Dünyânın anahtarı tokluk, âhiretin anahtarı açlıktır. Helâlden bir lokma az yemeği,<br />

akşamdan sabaha kadar namaz kılmaktan daha çok severim. Çünkü, mîde dolu olunca, kalbe<br />

gaflet basar. İnsan Rabbini unutur. Helâlin fazlası böyle yaparsa, mîdeyi haram ile<br />

dolduranların hâli acaba nasıl olur?"<br />

"Açlık, Allahü teâlânın hazînelerinden bir hazînedir. Onu sevdiklerine ihsân eder. İnsanın<br />

karnı doyunca, bütün âzâlarını şehvet açlığı kaplar. Karnı aç olanın ise âzâları şehvetlere<br />

karşı bir arzu duymaz."<br />

"En sağlam kale, dilini korumaktır. İbâdetin özü açlıktır. İnsanı Allahü teâlâdan uzaklaştıran<br />

şeylere muhabbet etmek, bütün kötülüklerin başıdır."<br />

"Karın tokluğu, Allahü teâlâya karşı yapılacak ibâdetlerin tam yapılmasına mânidir."<br />

"Her şeyin bir helak sebebi vardır. Kalpteki nûrun helâkinin sebebi ise tokluktur. Her şeyin<br />

pası vardır. Kalp nûrunun pası tokluktur."<br />

"Ben öyle insanlara yetiştim ki, onlar açlığı kendileri için ganîmet sayardı. Tıpkı şimdikilerin<br />

tokluğu ganîmet saydığı gibi."<br />

Yemek yerken hızlı ve çok yememeyi tavsiye ederek şöyle buyurdu: "Karnını tıkabasa<br />

doyuran kimse altı şeye mübtelâ olur. Birincisi; ibâdetlerinden haz duymaz, ikincisi; hâfızası<br />

zayıflamaya başlar. Üçüncüsü; ibâdetler ona ağır gelmeye başlar. Dördüncüsü; başkalarına

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!