22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

teâlâya en yakın ve O'na en sevimli olanıdır." buyurdu.<br />

Ebû Saîd Kaylavî buyurdu ki: "Velînin kalbinde dünyâ malına karşı hiçbir muhabbet<br />

olmamalı, kalbi, bütün kötü huylardan temizlenmelidir. Hiç kimse ile münâkaşa etmemeli,<br />

herkesle hoş geçinmelidir. Elinde olanları muhtaçlara verip, onlara hizmeti ganîmet<br />

bilmelidir."<br />

TOPAL OL!<br />

Bir gün, Ebû Saîd'in huzûruna iki sandık getirdiler. O sırada talebelerine ders veriyordu. Sözünü<br />

yarıda kesip gelenlere; "Sizler, Eshâb-ı kirâma dil uzatan, haklarında kötü sözler söyleyen<br />

kimselersiniz. Bu sandığın içindekilerle beni imtihân için geldiniz." dedi. Kürsüden inip sandıkların<br />

yanına geldi. Birinin kapağını açtığında, içinde bir çocuğun oturmakta olduğu görüldü. Çocuğun<br />

elinden tutup, "Kalk!" deyince, çocuk, içinden fırlayıp dışarıda koşmaya başladı. Diğer sepetin ağzını<br />

açtığında, onun da içinde bir çocuğun olduğu görüldü. O çocuğun alnına parmağını dokundurup,<br />

"Topal ol!" dedi. Çocuk dışarı çıktığında topallayarak yürüdüğü görüldü. Çocuğu getirenler hayretten<br />

dona kaldılar. Çünkü önceki sepete topal bir çocuk, diğerine de sağlam bir çocuk koymuşlardı. Topal<br />

çocuk sağlam, sağlam olan da topal olmuştu. Onlar bu hâli görünce derhal tövbe ettiler ve dediler ki:<br />

"Yemîn ederiz ki, bu çocukların durumlarını Allahü teâlâdan başka kimse bilmiyordu."<br />

1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.1, s.276<br />

2) Kalâid-ül-Cevâhir; s.106<br />

3) Tabakât-ül-Kübrâ; c.1, s.147<br />

4) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.6, s.214<br />

EBÛ SAÎD BİN SUN'ULLAH;<br />

On altıncı asrın büyük velîlerinden. 1514 (H. 920) senesinde Tebriz'de doğdu. 1572 (H.980)<br />

senesinde İstanbul'da vefât etti. Şeyh Vefâ Câmii bahçesinde medfundur.<br />

Küçük yaştan îtibâren ilim tahsîline başladı. Önce babası Şeyh Sun'ullah hazretlerinden<br />

dersler aldı. Sonra büyük âlim, velîlerin önderi Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerinin<br />

halîfelerinin sohbet ve derslerinde bulundu. İlimde ve tasavvuf mertebelerinde kemâl<br />

dereceye ulaştıktan sonra talebe yetiştirmek üzere vazifelendirildi.<br />

Horasan'dan Âzerbaycan'a gidip, Allahü teâlânın yüce dînini ve sevgili Peygamberimizin<br />

güzel ahlâkını anlatmaya, yaymaya ve talebe yetiştirmeye başladı. 1499 senesinde, Safevî<br />

hânedânından olan Şah İsmâil ortaya çıkıp, İran'da Eshâb-ı kirâm düşmanlığı ve sapıklık<br />

yaygınlaşınca, Bitlis'e gitti. Orada talebe yetiştirme ve insanlara İslâmiyet'in emir ve<br />

yasaklarını bildirme vazîfesini yürüttü. Daha sonra; "Vatan sevgisi îmândandır." hadîs-i<br />

şerîfi mûcibince tekrar Tebriz'e döndü. Ebû Saîd bin Sun'ullah hazretlerinin geldiğini duyan<br />

Şâh İsmâil Safevî onu huzûruna çağırttı. Yanına geldiği zaman bâtıl inançları gereğince<br />

kendine secde etmesini emretti. Ebû Saîd hazretleri, Ehl-i sünnet îtikâdında olduğu için bunu<br />

kabûl etmedi. Şâh İsmâil, askerlerine onu öldürmeleri için emir vereceği zaman gördüğü<br />

heybetin tesirinde kaldı. Ne söyleyeceğini ve ne yapacağını bilemedi. Şeyh Saîd hazretlerini<br />

serbest bıraktı. Böylece rahat bir şekilde sarayı terketti.<br />

Ebû Saîd hazretleri, o beldenin âlimlerinden Mîr Gıyâsüddîn Mensûr'un hizmetine kavuşup,<br />

ondan ve diğer âlimlerden aklî ve naklî ilimleri tahsîl etti. Molla Ahmed Kazvînî, hac dönüşü<br />

Anadolu'ya gidince, Şeyh Ebû Saîd de büyük amcası Şeyh Azîz ile birlikte Anadolu'ya<br />

gitmek üzere yola çıktıklarında, Şâh Tahmasb tarafından yakalatılarak hapsedildiler. Mal ve<br />

servetlerine el koyuldu. Malları yok pahasına çok ucuza sattırdığı gibi pekçok eziyetlerde

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!