22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

5) Risâle-i Kuşeyrî; s.129<br />

6) Tabakâtü'l-Evliyâ; s.40<br />

7) Tezkiretü'l-Evliyâ; s.248<br />

8) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; s.1056<br />

9) Ed-Dirâsat fit-Tasavvufi'l-İslâmî; s.215-234<br />

10) Nefehâtü'l-Üns; s.125<br />

11) Târih-iBağdâd; c.4, s.276<br />

12) El-A'lâm; c.1, s.191<br />

13) Câmiu Keramâti'l-Evliyâ; c.2, s.290<br />

14) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.3, s.159-160,<br />

EBÛ SAÎD KAYLAVÎ;<br />

Evliyânın ve bütün ilimlerde söz sâhibi olan imâmların büyüklerinden. Hazret-i Ali'nin<br />

neslinden olup seyyiddir. Irak'ın Nehr-ül-melik kasabalarından biri olan Kaylaviye'de yaşadı.<br />

Yine orada 1162 (H. 557) senesinde vefât etti. Kabri orada olup, ziyâret edilmektedir.<br />

Allahü teâlânın sıfatlarında bilgi sâhibi, kerâmetleri görülen bir zât idi. Kaylaviye ve<br />

çevresindeki insanlar huzûruna gelip bilmediklerini sorarlar, kendisinden fetvâ alırlardı. O<br />

kadar çok gelen olurdu ki, yüksek bir kürsî yaptırmak mecbûriyetinde kaldı. Kürsî üzerinde,<br />

insanların dertlerine çâre olurdu. Nasîhatleri ile pekçok kimsenin doğru yola gelmesine sebeb<br />

olurdu. Talebelerinden Ebü'l-Hasan el-Kureşî, Ebû Abdullah Muhammed bin Ahmed<br />

el-Medînî, Halîfe bin Mûsâ, Mübârek bin Ali el-Ceylî, Muhammed bin Ali el-Keydî<br />

meşhûrdur.<br />

Ebû Saîd Kaylavî, Hızır aleyhisselâm ile görüşürdü. Abdülkâdir-i Geylânî ile sohbet<br />

ederlerdi. Gavs-ı âzam Abdülkâdir Geylânî'ye çok hürmet eder, edebli davranırdı. Bir gün<br />

Abdülkâdir-i Geylânî, Ali bin Heytî ve Ebû Saîd Kaylavî ve pekçok kimse bir yerde<br />

toplandılar. Gavs-ı âzam insanlara ve cinlere nasîhat eden, Abdülkâdir-i Geylânî, Ali bin<br />

Heytî'ye; "Konuşunuz." buyurdu. O da; "Efendim! Huzûrunuzda nasıl konuşabilirim?" dedi.<br />

Bunun üzerine Ebû Saîd'e; "Siz konuşunuz" buyurdular. O da az bir şey konuştuktan sonra;<br />

"Efendim! Emrinize uymak için konuştum, size olan hürmetimden dolayı da sustum." dedi.<br />

Konuşmasını, tasavvufun yüksek dereceleri üzerine yapmıştı. Orada bulunanlar, bu<br />

konuşmayı iyice anlıyamadılar ve îtirazlarda bulundular. Ebû Saîd izin isteyip bir şiir okudu.<br />

Bu şiiri dinleyen Abdülkâdir-i Geylânî, oturduğu yerde birden vecde gelip, Allahü teâlânın<br />

izniyle havada uçmaya başladı. Orada oturanlar hayretler içinde kaldılar ve arkasından,<br />

talebelerin okuduğu medreseye gittiler. Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî'yi orada buldular.<br />

Ebû Saîd Kaylavî, abdest alacaktı. Talebelerinden Ebü'l-Hasan Ali el-Kureşî kendisine ibrik<br />

götürüyordu. İbrik birden elinden düşüp parçalandı. Talebe çok telaşlandı. Ebû Saîd<br />

talebesine şefkatle bakarak, yerdeki ibriğin bir parçasını eline alır almaz, diğer parçaları ona<br />

yapışmış gördüler. Hattâ içi su ile dolu idi.<br />

Yine bir defâsında kıra gitti. Öğle vakti olduğunda, kıbleye dönerek ezân okumaya başladı.<br />

"Allahü ekber" dediğinde, tekbîrin heybetinden yer sarsıldı, bâzı yerler çatladı.<br />

Ebû Saîd'in duâlarını cenâb-ı Hak kabûl eylerdi. Çok hasta olan bir kimseyi ziyâret etse,<br />

hasta sıhhate kavuşur, iyileşirdi. Bir kimseye şefkatle baksa, o şahıs kötü ahlâklı bile olsa,<br />

sâlih bir müslüman olurdu. Her kim onu üzerse, o da helâk olurdu.<br />

Vefâtı ânında oğlu Saîd; "Babacığım, bana vasiyet eder misin?" dedi. O da oğluna; "Evlâdım!<br />

Abdülkâdir-i Geylânî'ye karşı çok hürmetli ol!" buyurdu. Orada bulunan âlimlerden<br />

Muhammed el-Medînî; "Ey efendim! Abdülkâdir-i Geylânî'nin hâlinden bize anlatır<br />

mısınız?" dedi. O da; "O bu zamandaki evliyânın çiçeğidir. Yeryüzündeki insanların, Allahü

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!