22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Şu rubâîyi Ebû Saîd söylemiştir:<br />

"Nefsine uymak doğru değildir elbet,<br />

Bas nefse ayağını, himmeti yükselt.<br />

Ey dost, Allah yolunda çok eyle gayret,<br />

Yılanla ol da, nefsinle etme sohbet."<br />

Ebû Saîd-i Ebü'l-Hayr buyurdu ki:<br />

"Tasavvuf; başındaki sevdayı atmak, elindeki dünyâyı dağıtmak ve vâki olanda karar<br />

kılmaktır."<br />

"Allah bâkî ve kâfidir. O'ndan başkası boştur. O'ndan gayri her şeyden nefsini uzak<br />

eyle!"<br />

"Allahü teâlâ ile kul arasında perde, yer ve gök değildir. Arş ve Kürsî de değildir. Perde,<br />

insanın benliğidir. Bu aradan kaldırılırsa Allah'a kavuşulur."<br />

"Zikr, Allahü teâlâyı anıp, hatırlamak, O'ndan başkasını unutmaktır."<br />

"Allahü teâlâdan ihlâsı, her şeyi O'nun rızâsı için yapmayı isteyiniz. İhlâsta, dünyâ ve âhirette<br />

kurtuluş vardır."<br />

"Vakit, iki nefes arasındadır. Biri geçti biri henüz gelmedi. O halde dün gitti, yarın<br />

nerede. Gün bugündür. Vakit keskin bir kılıçtır."<br />

"Kim kendini iyi zannederse o kendisini bilmiyordur."<br />

"Kul, Allahü teâlâ için neyi terk ederse, Allahü teâlâ ona karşılık daha hayırlısını verir."<br />

"Kişinin helâkı, Allahü teâlâdan başkasına gönül bağladığı şeydir."<br />

HELÂL OLAN, HELÂL YİYENLERE GELİR<br />

Ebû Saîd Mîhenî'nin büyüklüğünü inkâr edenlerden biri, Ebû Saîd'in; "Âlemde hiç kimse helâl lokma<br />

bulamayıp haram yese, biz haram yemeyiz." sözünü duymuştu. Kendisini imtihân etmek istedi. Helâl<br />

para ile bir oğlak satın aldı. Haram para ile de, birincisine çok benzeyen başka bir oğlak aldı. Bunları<br />

kızarttırıp, hizmetçisi ile Ebû Saîd'e gönderdi.Kendisi de önden gidip, onların bulunduğu yerde<br />

oturdu. Hizmetçi kızarmış oğlakları getirirken karşısına iki sarhoş çıkıp, haram para ile alınan oğlağın<br />

bulunduğu tepsiyi alıp yediler. Hizmetçi, elinde kalan ve helâl lokma ile alınmış olan oğlağı, Ebû<br />

Saîd'in önüne koydu. Oğlakları gönderen kimse durumu öğrenip anlayınca, sarhoşlara çok kızdı.<br />

Fakat bu hâlini açıktan belli etmedi. Sonra Ebû Saîd dönerek; "Kendini boşuna üzme! Haram olan<br />

köpeklere gider, helâl olan da helâl yiyenlere gelir." buyurdu. O kimse çok mahcûb olup hâline tövbe<br />

etti ve bu hâdiseden sonra bir daha aleyhinde bulunmadı.<br />

VAKTİ SAATİ GELİNCE OLUR<br />

Müslümanlardan birinin yahûdî bir ortağı vardı. Ortağını ne kadar İslâma dâvet etti ise, müslümanlığı<br />

kabûl etmedi. Hattâ bu ortağına; "Eğer müslüman olursan, malımın üçte birini sana veririm." dedi.<br />

Yahûdî yine kabûl etmedi. O müslüman başka bir gün; "Eğer müslüman olursan, malımın yarısını<br />

sana veririm." demesine rağmen yine kabûl etmedi. Müslüman tüccar bir süre sonra; "Eğer müslüman<br />

olursan, malımın üçte ikisini sana veririm." dedi.Yahûdî yine kabûl etmedi. Müslüman tüccar artık<br />

ortağının müslüman olmasından ümidini kesmişti. O müslüman, bir gün Ebû Saîd Mîhenî'nin<br />

dergâhının yanından geçiyordu.Yahûdî ortağı da yanında idi. Bu sırada dergâha girdi. Ebû Saîd<br />

Mîhenî bu sırada sohbet ediyordu. Yahûdî ortağı da kendi kendine; "Ben de mescide gireyim, bir<br />

dinleyeyim, bakalım neler anlatıyor. Onun halk arasında kabûl görmesinin sebebi nedir bir göreyim?<br />

Yahûdî olduğuma dâir üzerimde her hangi bir işâret olmadığı için beni nasıl olsa tanımaz." dedi.<br />

Yahûdî, gizlenerek mescide girdi. Bir direğin arkasına oturdu. Ebû Saîd Mîhenî sohbet esnâsında bir<br />

ara yahûdînin arkasında oturduğu direğe doğru dönerek; "Ey yahûdî! Direğin arkasında ne kadar

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!