22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

idi. 967 (H.357) senesinde Horasan bölgesinde Serahs ileEbyurd arasında yer alan Meyhene<br />

(Mihene) şehrinde doğdu. 1049 (H.440) senesinde aynı yerde vefât etti.<br />

Ebû Saîd küçük yaşta babasının yanında velî zâtların sohbetlerine giderdi. Kur'ân-ı kerîm<br />

okumaya başladığı zaman babası onu Cumâ namazlarına götürmeye başladı. Bir seferinde<br />

yolda zamânın büyük âlimlerinden ve tasavvuf büyüklerinden Ebü'l-Kâsım Bişr ile<br />

karşılaştılar. Ebü'l-Kâsım onları görünce, Ebü'l-Hayr Muhammed'e; "Bu çocuk kimindir?"<br />

diye sordu. "Bizimdir." cevâbını verdi.Bunun üzerine gözleri dalan Ebü'l-Kâsım; "Evliyâlık<br />

makâmının boş kalacağını, bu dervişlerin, talebelerin bizden sonra zâyi olacaklarını görürken<br />

bu dünyâdan gönül huzûru ile nasıl ayrılabilirim. Şimdi bu çocuğu görünce gönlüm rahatladı.<br />

Zîrâ velîlik makâmı buna nasîb olacak. Namazdan çıkınca, çocuğu bizim yanımıza getir."<br />

dedi. Namazdan çıkınca Ebü'l-Kâsım Bişr'in yanına gittiler. O büyük zât Ebû Saîd'in<br />

babasına; "Ebû Saîd'i tutuver. Şu yüksekçe yerde ekmek vardır. Onu uzanıp alsın." dedi.<br />

Babası kaldırınca, Ebû Saîd oradan ekmeği aldı. Ekmek arpadan olup, sıcaktı. Sıcaklığını<br />

elinde hissediyordu. Ebü'l-Kâsım ekmeği alıp, yarısını Ebû Saîd'e verdi ve; "Ye!" dedi.<br />

Yarısını da kendisi yedi. Bunun üzerine babası; "Efendim bu ekmekten bana vermeyişinizin<br />

hikmeti nedir?" diye sordu.Ebü'l-Kâsım Bişr; "Ey Ebü'l-Hayr! O ekmeği otuz sene önce<br />

oraya koymuştum. Bize; insanların mânen ihyâsı, irşadları, doğru yolu bulmaları bu ekmeğin<br />

elinde sıcak olduğu kimse ile olacaktır." diye bildirildi. Müjdelenen kimse senin bu<br />

çocuğundur." buyurdu. Sonra Ebû Saîd'e dönerek; "Bu kelimeleri hâtırında tut. Dâimâ söyle.<br />

Sübhâneke ve bi hamdike alâ hilmike ba'de ilmike subhâneke ve bihamdike alâ afvike ba'de<br />

kudretike." Ebû Saîd Mîhenî bu sözleri ezberleyip devamlı söylerdi.<br />

Ebü'l-Kâsım Bişr'in sohbetlerine giden babası, yanında Ebû Saîd'i de götürürdü. Bir gün<br />

Ebü'l-Kâsım Bişr; "Ey Ebû Saîd! Tamâ ve dünyâya düşkünlükten kurtulmaya gayret et.<br />

Çünkü insanda tamâ varken, ihlâs yâni herşeyi Allah için yapma arzusu bulunmaz. Kulluk,<br />

ihlâs ile olur. Şu hadîs-i kudsîyi unutma! Allahü teâlâ mîrâc gecesi Resûlullah efendimize<br />

buyurdu ki: "Kulum farzları yapmakla bana yaklaştığı gibi başka şeyle yaklaşamaz.<br />

Kulum nâfile ibâdetleri yapınca, onu çok severim. Öyle olur ki, benimle işitir, benimle<br />

görür, benimle her şeyi tutar, benimle yürür. Benden her ne isterse veririm. Bana<br />

sığınınca onu korurum."<br />

Ebû Saîd Mîhenî'nin babası ile Sultan Gazneli Mahmûd birbirlerini çok severlerdi. Babası<br />

Meyhene'de bir köşk yaptırdı. Günümüzde Üç Şeyhin Sarayı diye meşhurdur. Sarayın<br />

duvarına Sultan Mahmûd'un komutanlarının, fillerinin ve gemilerinin isimlerini yazdırdı.<br />

Küçük bir çocuk olan Ebû Saîd, babasına; "Bu köşkte bana âid bir yer tahsis et." dedi. Babası<br />

sarayın üst katında ona bir yer yaptırdı. Tamamlanınca, Ebû Saîd oranın duvar ve tavanına<br />

hep Allahü teâlânın ism-i şerîfinin yazılmasını emretti. Bunu gören babası; "Oğlum! Böyle ne<br />

yapıyorsun?" diye sorunca; "Herkes kendi evinin duvarlarına kendi emirinin ismini yazıyor.<br />

Ben de Rabbimin ism-i şerîfini yazdırıyorum." dedi. Onun bu sözleri babasının çok hoşuna<br />

gitti. Hemen köşkün duvarlarına yazdırdıklarının hepsini sildirdi.<br />

Ebû Saîd Mîhenî'nin babası her gece yatsıyı kılıp eve geldikten sonra sokak kapısını<br />

açılmasın diye zincirle bağlardı. Sonra herkes uyuduktan sonra yatardı. Bir gece yarısı<br />

uyandı. Ebû Saîd'in evde olmadığını fark etti. Bütün köşkü aradı. Köşkün kapısına baktığında<br />

zincir de yoktu. Yatağına yattı. İmsak vakti Ebû Saîd Mîhenî'nin köşkün kapısından içeri<br />

yavaşça girip, zinciri yerine bağlayıp, odasına çıktığını fark etti. Babası birkaç gece oğlunu<br />

tâkib etti. Her akşam aynı şeyi yapıyordu. Bir gece babası dayanamayarak, onu tâkib etti.<br />

Ebû Saîd Mîhenî eski bir dergâha vardı. Babası da dergâhın damına çıktı. Ebû Saîd, dergâhın<br />

mescid kısmında Kur'ân-ı kerîm okumaya başladı. Sehere kadar okuyup, hatmetti. Sonra<br />

abdest tâzelemek için hazırlık yaptığı sırada babası hemen saraya döndü. Ebû Saîd her<br />

zamanki gibi eve dönüp, yattı. Sabah namazı vaktinde babası hiçbir şey bilmiyormuş gibi<br />

kaldırır, berâberce namaza giderlerdi. Bu işe uzun müddet devâm etti.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!