22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

kerâmetiyle anlayıp, o talebeye bakarak; "Utanmıyor musun?" diyerek îkâz etti. Talebe<br />

toparlanıp kendine geldi.<br />

Ferganalı bir zât her sene nâfile hac yapardı. Yolu Nişâbur'a uğradığı ve Ebû Osmân Hîrî<br />

hazretlerinin şöhretini duyduğu halde sohbetine gitmemişti. Bir seferinde ise huzûruna varıp<br />

selâm vermişti. Hiç cevap vermemişler. Kendi kendine, selâm verdiğim ve hal hatır<br />

sorduğum halde cevap verilmiyor? Bu nasıl iştir?" diye düşünürken, Ebû Osman Hîrî<br />

hazretleri söze başlayıp; "Hiç böyle hac yapılır mı? Anne hasta bir halde bırakılıyor. Rızâsı<br />

alınmadan yola çıkılıyor?" dedi. Gelen kimse diyor ki: "Hatâmı anladım, büyük bir pişmanlık<br />

içinde annemin yanına döndüm. Anneme hizmet ettim. Vefât edinceye kadar hizmetine<br />

devâm edip, yanından ayrılmadım. Annemin vefâtından sonra, hac için yola çıktım. Ebû<br />

Osman Hîrî hazretlerine uğradım. Beni büyük bir alâka ile karşıladı. Artık onun talebesi<br />

olmak için hizmetine girmeyi çok arzû ediyordum. Kabul buyurunca talebeleri arasına<br />

girdim. Bana dergâhta hayvanlara bakma işini verdiler. Uzun müddet sohbetlerinde bulunup,<br />

verilen vazîfeyi yaptım."<br />

Bir kimse; "Efendim dilimle Allahü teâlâyı zikrediyorum ve kalbimle yapamıyorum. Ne<br />

yapayım!?" diye sorunca; "Şükret, hiç olmazsa bir organın, dilin itâatkâr oluyor. Senden bir<br />

uzva bu iş için yol açılmış inşâallah bir gün kalp de ona uyar." buyurdu.<br />

Akıllı bir kimse kendine zulmeden birini mâzur görebilir mi? diye sorduklarında; "Tabi<br />

mâzur görebilir. Fakat zulmedeni Allahü teâlânın gönderdiği bir musîbet olarak kabûl etmek<br />

(imtihan edildiğini, günahları sebebiyle veya yüksek dereceye kavuşturulması için) şartıyla."<br />

dedi.<br />

Buyurdu ki: "Reddedilmemek için Allahü teâlâya itâate devâm etmek, saâdetin; tövbesinin<br />

kabûl olunacağını umarak, tövbe etme ümidiyle isyânda ısrar ve günaha devâm etmek,<br />

şekâvetin alâmetidir."<br />

"Üç şey düşmanlığa sebeb olur: Mala tamahkârlık, insanların ikrâmlarına düşkünlük<br />

göstermek, insanların göstereceği îtibâra önem vermek!"<br />

"Korku, Allahü teâlânın adâletinden; ümid ise lütfundandır."<br />

"İnsanlar isteklerine karşı çıkılmadıkça, bulundukları ahlâk üzere halim selîmdirler.<br />

İsteklerine karşı çıkılınca iyi görünen insanlar hemen kötü ahlâklı kesiliverirler. Gerçekten<br />

iyi insanlar isteklerine karşı çıkılınca da değişmezler."<br />

"Akıllı, korktuğu şey başına gelmeden önce, onun çâresine bakandır."<br />

"Allah korkusu, seni O'na ulaştırır ve kendini beğenmekten uzaklaştırır."<br />

"Dünyâyı sevmek, Allah sevgisini kalpten götürür. Allahü teâlâdan başkasından<br />

korkmak, Allah korkusunu kalpten çıkarır; Allah'tan başkasından istemek, Allahü<br />

teâlâya olan ümidi kalpten uzaklaştırır."<br />

"Zenginlerle sohbet ederken azîz, fakirlerle sohbet ederken alçak gönüllü ol. Zenginlere karşı<br />

izzetli davranman tevâzu, fakirlere karşı alçak gönüllü olman şereftir."<br />

"Evliyânın sohbetine kavuşan kimse, Allahü teâlâya kavuşturan yolu bulur."<br />

"Nefsine âit bir şeyi güzel gören kimse ayıplarını ve kusurlarını görmez. Her hususta nefsini<br />

itham edenlerden başkası, kendi kusurlarını göremez."<br />

"Verâ, şüpheli şeylerden sakınmak nedir?" diye sorulunca; "Ebâ Sâlih Hamdûn Kassâr, can<br />

çekişen bir dostunun karşısında bulunuyordu. O kimse vefât etti. Hamdûn Kassâr odada<br />

yanan lambayı söndürdü. Lambayı niçin söndürdün, diye sorulunca, lambanın içindeki yağ<br />

şimdiye kadar vefât eden bu kişiye âitti. O vefât edince mîrasçılarına kaldı. Başka yağ<br />

bulunuz." cevâbını verdi.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!