22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

düşüren olduysa, onu bulmaya kefilim."dedi. Bir asker; "Benim torbam düştü." dedi. Ona;<br />

"Beni takib et." deyip nehre daldı. Torbayı nehrin suları arasından eliyle koymuş gibi bulup<br />

çıkararak askere verdi.<br />

Bir defâsında hanımı; "Evde un kalmadı." deyince, hanımına hiç para var mı? dedi. Hanımı<br />

bir dirhem var deyince; "Ver, bir de torba getir." diyerek bunları alıp pazara gitti. Yiyecek<br />

satan bir satıcıya yaklaştı. O sırada bir dilenci; "Ey Müslim bana bir sadaka ver." dedi.<br />

Yanında bir dirhemden başka bir şey olmadığından, oradan uzaklaşıp bir dükkana gitti. Fakat<br />

dilenci onu takib ediyordu. Gene sadaka istedi. Oradan da uzaklaşıp başka bir dükkana gitti.<br />

Dilenci peşini bırakmadı. En sonunda cebindeki tek dirhemi çıkarıp dilenciye verdi. Sonra bir<br />

marangoz dükkanına gidip atılmış ve toprakla karışmış talaşları yarı topraklı halde torbasına<br />

doldurdu. Eve gidip kapıyı çaldı. Hanımı kapıyı açınca içi talaş ve toprak dolu torbayı bırakıp<br />

dönüp gitti. Hanımı un geldi diye sevinerek torbayı aldı. Biraz sonra da ekmek yapmak için<br />

çuvalı açtı. Baktı çuvalın içi hâlis unla dolu. Bir mikdar alıp hamur yoğurdu ve ekmek<br />

pişirdi. Ebû Müslim Havlânî hazretleri gece geç vakit eve döndü. Hanımı sevinçli ve<br />

memnun bir hâlde karşıladı. Sonra da sofra hazırladı. Nefis çörekler getirdi. "Bunları nereden<br />

buldun?" diye sordu. "Efendim bugün getirdiğiniz undan yaptım." deyince, Allahü teâlâya<br />

hamdederek hem yedi hem ağladı. Allahü teâlâ, onun kırık kalple evine getirip bıraktığı torba<br />

içindeki toprak ve talaşı una çevirmişti.<br />

Bir hizmetçisi vardı. Ebû Müslim Havlânî'yi sevmez, düşmanlık beslerdi. Bu sebeple onu<br />

zehirlemek için içeceklerine zehir katmıştı. Ancak gözü önünde içtiği halde hiç tesir etmedi.<br />

Tekrâr tekrâr içtiği halde zehirlenmediğini görerek bir gün; "Uzun zamandan beri seni<br />

zehirlemek istedim. Zehir tesir etmedi." dedi."Niçin bunu yapmak istedin." deyince; "Çünkü<br />

sen ihtiyarladın." dedi. Hizmetçiye; "Ben her ne zaman bir şey yemeye veya içmeye<br />

başlasam, Bismillâhirrahmânirrahîm derim." dedi ve sonra o hizmetçiyi serbest bıraktı.<br />

Osman bin Ebû Atîke şöyle anlatmıştır: Rum diyârında gazâda idik. Komutanımız bir yere<br />

bir bölük asker gönderdi. Dönecekleri zamânı da belirlemişti. Belirtilen vakit geldiği hâlde<br />

gönderilen birlik dönmemişti. Bu sırada Ebû Müslim Havlânî namaz kılmak için mızrağını<br />

önüne sütre olarak dikti. Bir kuş gelip mızrağa kondu ve dile gelip; "Müfreze, askerî birlik<br />

selâmettedir. Zafer kazanıp, ganîmet aldı. Falan gün, falan saatte size gelecektir." dedi. Ebû<br />

Müslim Havlânî, dile gelip konuşan kuşa "Allahü teâlânın rahmeti senin üzerine olsun,<br />

kimsin?" dedi. Kuş; "Ben müminlerin kalplerinden üzüntüyü gideren bir kuşum." dedi. Ebû<br />

Müslim, bu haberi komutana ulaştırdı. Böylece komutan merakla beklediği asker hakkında<br />

haber almış oldu.<br />

Ebû Müslim Havlânî sözleriyle ve yaşayışı ile insanlar için üstün örnek bir zâttı. Bir<br />

sohbetinde huzûrunda bulunanlara; "Ne dersiniz ben bir kimseye ikram ettiğim, istediğini<br />

verdiğim halde o yarın Allahü teâlânın indinde beni kötüler. Fakat ben o kimseye zorluk<br />

göstersem, iş yaptırsam, sıkıntıya soksam yarın o Allahü teâlâ indinde beni metheder, över,<br />

benden memnun olduğunu söyler." dedi. Dinleyenler şaşarak bu kimdir? diye sorduklarında;<br />

"Vallahi o benim nefsimdir." diye cevap verdi.<br />

Harâbe yerleri görünce, başında durup; "Ey harâbe senin sâhibin, senin üzerinde yaşayanlar<br />

nerede?" "Onlar ölüp gitti. Sadece amelleri, yaptıkları işler kaldı. Her türlü istekler arzu ve<br />

hevesler bitti. Hatâlar, günahlar kaldı. Ey insanoğlu! Hatâyı, günahı terketmek, tövbe<br />

etmekten ve af dilemekten daha kolaydır. " derdi.<br />

Derdi ki: "Benim en güzel şekilde yetişip büyüyen çok tatlı bir evlâdım olsa ve en tatlı<br />

zamânında vefât etse benden alınsa, bu Allahü teâlânın takdîri ile olduğu için buna râzı<br />

olmak bana dünyâdan ve dünyâdaki şeylerden daha hayırlıdır."<br />

Ceylanlar, Ebû Müslim Havlânî hazretlerine uğrar, çocuklar da ona, ne olur, Allahü teâlâya<br />

duâ et de ceylan bize duruversin, ona elimizle dokunalım, sevelim diye, ondan istirhamda

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!