22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yediler. Allahü teâlâya ibâdet için güç ve kuvvet kazandılar.<br />

Bir köyün kıyısında bulunan ve köyün su ihtiyâcını karşılayan kaynak kuruyunca köy halkı<br />

Abdurrahmân Erzincânî'ye başvurdu. O da pınarın başına gidip duâ ettikten sonra âsâsını<br />

suyun aktığı yere değdirdi. Allahü teâlânın izni ile pınardan altın aktı. Bunun üzerine; "Yâ<br />

Rabbî! ben altın istemedim su istedim." diye münâcâtta bulununca su eskisi gibi akmaya<br />

başladı. O günden beri pınarın suyu hiç kesilmedi.<br />

İnsanlara; Allahü teâlânın emir ve yasaklarını öğretmek için büyük gayret gösteren<br />

Abdurrahmân Erzincânî on altıncı asrın sonlarında vefât etti.<br />

DOĞRU YOLDAN AYRILDILAR<br />

Bir sabah Abdurrahmân-i Erzincânî hazretleri, odasından dışarı çıktı. Çok üzüntülü idi. Talebeleri, üzüntüsünün<br />

sebebini sordular. O da; "Erdebîl'deki SafiyyüddînErdebîlî'nin talebeleri, bu zamâna kadar temiz îtikâdlı,<br />

Peygamber efendimizin ve Eshâbının yolunda, bid'atlerden sakınıp, Allahü teâlânın emir ve yasaklarına riâyet<br />

eden, kötülüklere meydan vermeyen kimselerdi. Ama şimdi, doğru yoldan ayrıldılar. İnançlarına bid'at pislikleri<br />

karıştırdılar. Şeytan, onları büyüklerin yolundan saptırdı." buyurdu. Çok geçmeden, Erdebîl tarafından bir haber<br />

geldi. Safiyyüddîn Erdebîlî'nin torunlarından Cüneyd oğlu Haydar'ın, Ehl-i sünnet îtikâdından, Selef-i sâlihînin<br />

yolundan ayrılarak sapıttığı haberi verildi. Haydar, Eshâb-ı kirâm efendilerimizin bâzılarına dil uzatmış,<br />

pâdişâhlık dâvâsına kalkışmıştı.<br />

1) Şakâyık-ı Nu'mâniyye Tercümesi (Mecdî Efendi); s. 78<br />

2) Tâc-üt-Tevârih; c.5, s.7<br />

3) Erzincan Târihi; c.1, s.484<br />

4) Tıbyan-ül-Vesâil; c.2, s.222<br />

5) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.11, s.374<br />

ABDURRAHMÂN GÂZİ<br />

Erzurumluların büyük hürmet ve tâzim göstererek, özellikle Cumâ günleri ziyâret ettiği<br />

Abdurrahmân Gâzi hakkında târihî vesikalarda ve kitaplarda bilgi bulunamamıştır. Türbesi,<br />

Erzurum'un kıble tarafından yarım saat uzaklıkta olan Eğerlidağ (Şığveler) Dağı<br />

eteklerindedir.<br />

Abdurrahmân Gâzi türbesi eskiden bu adı taşıyan bir tekkenin içindeydi. Bu tekkede<br />

Erzurumlu İbrâhim Hakkı hazretleri, oğlu Mehmed Şâkir Efendi ve yeğeni Yûsuf Efendi<br />

türbedarlık yapmışlardır. Daha sonra yıkılan bu tekkede şimdi görülen câmide yoktu. Bu<br />

câmi, Vakıflar Genel Müdürlüğündeki kayıtlara göre daha sonraları sabık Edirne vâlisi<br />

Ahmed İzzet Paşa tarafından yaptırılmıştır.<br />

ABDURRAHMÂN-I HARPÛTÎ;<br />

Anadolu velîlerinden. Sivrice ilçesine bağlı Çöke köyünde 1756 (H.1169) târihinde doğdu.<br />

Doğum târihi ihtilaflıdır. Küçük yaşta Elazığ Medresesinde tahsîle başladı. Sonra tahsîl<br />

hayatına Diyarbakır'da devâm etti.<br />

Diyarbakır'da tahsîli sırasında, bütün derslerden geri kalması üzerine, arkadaşları onunla alay<br />

ederlerdi. Bu durumu hocası öğrenince, onun daha çok rencide olmaması için, yanına<br />

çağırarak; "Şimdiye kadar okudukların ve öğrendiğin bilgi sana kâfidir. Köylerde çok rahat<br />

imamlık yapabilirsin. Var git oralarda kısmetini ara." dedi. Bunun üzerine medrese tahsîlini<br />

bırakarak, şehirden ayrıldı. Yolda bir hanın önünden akmakta olan bir çayın kenarında oturup<br />

düşünürken, çayın içerisindeki taşların, suyun şiddetli akıntısından yusyuvarlak olduklarını

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!