22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

çok korkuyor isem de, rahmetinden ümitsiz değilim. Bana gazab etmenden korkuyorum ve<br />

bu hâl beni mahvediyor. Senin muhabbetin ile şaşkın hâldeyim. Senin yakınlığın, beni<br />

derleyip toparlıyor ve sevindiriyor. Seninle beraber olmak, benim en büyük sürûr ve<br />

sevincimdir." Bu hal duhâ vaktine kadar devâm etti. Sonra geldiğimiz yere döndük. Orası,<br />

dünkü gördüğümüz gibi değildi. Kimseler yoktu. Sonra yürüdü. Biz hep kendisini tâkib<br />

ediyorduk. Altın ve gümüşlerle süslü bir şehre geldik. Orada, dalları birbirine girmiş çok<br />

güzel ağaçlar, tatlı suların aktığı nehirler, dallarda dizilmiş ve olgunlaşmış çok meyveler<br />

vardı. Biz, o şehre girdik. Olgun meyvelerden yiyip, tatlı sulardan içtik. Ebû Muhammed<br />

hazretleri, bizlere birer tâne elma almamızı emretti. Emir icâbı hepimiz birer elma aldık,<br />

yalnız Mekke-i mükerremede benim onlarla birlikte gitmemi istemeyip, beni reddeden kimse<br />

elma alamadı. Ebû Muhammed hazretleri ona;<br />

"Bu, senin edebte kusûr etmen ve bu kimsenin hatırını kırman sebebiyledir." buyurup, beni<br />

işâret etti. Sonra bana; "Bunun için Allahü teâlâdan magfiret iste! Bu yol, edebi muhâfaza ve<br />

edebin hükümlerine riâyet etmek üzerine kurulmuştur." buyurdu.<br />

Ben, o şahıs için cenâb-ı Hak'tan magfiret diledim. O kimse de, mahcûb bir şekilde çok tövbe<br />

ve istigfâr etti. Bundan sonra Ebû Muhammed hazretleri; "Şimdi sen de arkadaşların gibi bir<br />

elma al!" buyurdu. O talebe de elini uzattı ve elmayı aldı. Ebû Muhammed sonra buyurdu ki:<br />

"Burası evliyâ şehridir. Buraya velî olmayan giremez. Sen velî olduğun için buraya girdin.<br />

Fakat bir defâ edebe riâyetsizlik etmen sebebiyle, o nîmetten mahrûm olmuş idin. Tövbe ve<br />

istigfârdan sonra tekrar o elmadan alabildin."<br />

Sonra yürüdük, bâzı yerlerden geçtik. Arâziye isâbet eden bir felâket sebebiyle kurumuş bir<br />

ağaç gördük. Onun için duâ ettiler, hemen ağaç yeşerip, yaprak açtı. Bir de baktım Mekke-i<br />

mükerremeye gelmişiz. Öğle namazı vakti idi. Namazı kıldık. Sonra, kendisi hayatta olduğu<br />

müddetçe bu durumdan hiç kimseye bir şey anlatmamam için benden söz aldı. Sonra<br />

kayboldular. Bir müddet onları hiç göremedim.<br />

Bir zaman sonra, Ebû Muhammed hazretlerini görmek arzusu bende dayanılmaz bir hâle<br />

gelince Basra'ya gittim. Yanında günlerce kaldım. Bir gün Basra'nın dışına çıktı. Ben de<br />

yanında idim. Eshâb-ı kirâmdan Talhâ bin Ubeydullah'ın türbesine geldik. Kabri görünce<br />

geriye döndü. Sonra dönüp kabri ziyâret etti.<br />

Başı öne eğik, çok saygılı ve çok edebli olarak, mahzûn bir hâlde idi. Sonra ben ziyâret<br />

ederken, dönüp tekrar gitmesinin hikmetini suâl ettim. "Birinci defâ gittiğimde, Talhâ<br />

hazretleri oturuyordu. Üzerinde çok kıymetli yeşil bir elbise, başında inci ve mücevherlerle<br />

süslü çok güzel bir tâc vardı. Yanında da, iki tâne hûrî vardı. O durumda gidip ziyâret<br />

etmekten hayâ ettim. O hûrîler gittikten sonra ziyâret ettim." buyurdu. O hayatta olduğu<br />

müddetçe ben bu hâli hiç kimseye anlatmadım."<br />

Ebû Muhammed Basrî hazretleri halvethânesinden, yalnız kaldığı yerden çıkıp gezerken kuru<br />

bir ağacın yanına varsa, ağaç o anda yapraklanırdı. Bir hastanın yanına gitse, hasta o an şifâ<br />

bulurdu. Sıkıntısı varsa hafifler, âfiyet bulurdu. Derdi olan da derdinden kurtulurdu.<br />

1184 (H.580) yılında vefât eden Ebû Muhammed Basrî hazretleri Basra'da defnedildi. Kabri<br />

herkes tarafından bilinmekte ve ziyâret edilmektedir.<br />

ŞU GÖRDÜĞÜN MALLARIN HEPSİ EMÂNETTİR<br />

Menâvî hazretleri kendisini sevenlerden birinin şöyle naklettiğini haber vermektedir:<br />

Ebû Muhammed-i Basrî hazretlerini ziyâret için Basra'ya gelmiştim. Geçtiğim yerlerde hayvan<br />

sürüleri, arâziler, hurmalıklar gördüm. Bunların kime âit olduğunu sordum. Ebû Muhammed<br />

hazretlerine âit olduğunu söylediler. Hatırıma, bunlar hükümdarların işidir diye geldi. Acabâ Allah<br />

adamlarından birisi, kalbini böyle şeylerle niye meşgûl ediyor? Bu düşüncelerle yoluma devâm ettim.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!