22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

karışıklıkların ve fitnelerin ortaya çıkmasıdır."<br />

"Kim dünyâyı (insanı Allahü teâlâdan uzaklaştıran şeyleri) istemekle meşgûl olursa, Allahü<br />

teâlâ onu zillete mübtelâ kılar."<br />

"Sâlihlerin hizmetinde bulunan kimse yükselir. Allahü teâlânın, kendisini, sâlihlere<br />

hürmet etmekten mahrûm ettiği kimse, insanlardan gelen sıkıntılara mübtelâ olur."<br />

"Nefsini tanıyan kimse, insanların övmelerine aldırmaz."<br />

"Nefs, ihlâs sâhibini doğru yoldan kaydıramaz."<br />

"Yaratılmış olan bir şeye, şehvet arzusu ile bakan kimse, o şeyden ibret alamaz ve o şeyden<br />

faydalanamaz."<br />

Ebû Midyen Mağribî hazretlerinin pekçok kerâmeti görülmüştür. Bir gün deniz sâhilinde<br />

yürüyordu. Bulunduğu şehri istilâ eden düşmanlar, onu esir alıp sâhildeki gemiye koydular.<br />

Gemide pekçok müslüman esir vardı. Yakalayan kimseler, gemiyi hemen hareket ettirmek<br />

istediler. Fakat bütün uğraşmalarına rağmen buna muvaffak olamadılar. Müslüman esirler;<br />

"Son olarak getirdiğiniz o şahıs, Allahü teâlânın sevgili bir kuludur. O, gemide olduğu<br />

müddetçe bu gemiyi hareket ettiremezsiniz." dediler. Bunun üzerine Ebû Midyen hazretlerini<br />

serbest bıraktılar. Fakat o; "Gemideki bütün müslüman esirler serbest bırakılmadıkça, dışarı<br />

çıkmam." dedi. Düşmanlar baktılar başka çâre yok, bütün esirleri bıraktılar. Gemi de normal<br />

şekilde hareket edip yoluna devâm etti.<br />

Mağrib'de, müslümanlarla frenkler arasında harp çıkmıştı. Frenkler gâlip gelmek üzere iken,<br />

Ebû Midyen kılıcını alıp, talebelerinden biri ile sahraya çıktı. Bir kum tepesi üzerine oturdu.<br />

Uzaktan sahrayı dolduran domuzlar görüldü. Yakına gelinceye kadar bekledi. Sonra kılıcını<br />

kaldırıp, başlarına vurmaya başladı. Pek çoğunu öldürdü. Nihâyet, geri dönüp kaçtılar.<br />

"Bunlar nedir?" diyenlere; "Frenklerdir. Allahü teâlâ onları mağlûb ve perişân etti." buyurdu.<br />

Bir zaman sonra, düşmanın kırıldığı haberi geldi. İslâm askerleri gelip; "Eğer siz ön safta<br />

olmasaydınız, mağlûb olmuştuk." dediler. Halbuki, Ebû Midyen hazretlerinin bulunduğu yer<br />

ile harbin yapıldığı yer arasında bir aylıktan çok mesâfe vardı.<br />

Ebû Midyen hazretleri devlet ve siyâset işlerine karışmaz, kendi hâlinde yaşardı. Fitne ve<br />

fesat durumu olursa, bulaşmamak îcâb ettiğini bildirir, böyle bir durum ile karşılaşılması<br />

hâlinde nasıl davranılacağına işâretle; "Ne tanın, ne de tanı." buyururdu.<br />

Becâye'de ikâmet eden, insanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını anlatarak onların dünyâ<br />

ve âhirette kurtuluşa ermeleri için çırpınan Ebû Midyen Mağribî'yi, fitneciler ve<br />

çekemeyenler rahat bırakmadılar. Şöhretinin her geçen gün biraz daha arttığını, talebeleri ile<br />

sevenlerinin çoğaldığını gören hasedciler, onu Merrâkeş'te bulunan Muvahhidî sultanı Ebû<br />

Yûsuf Yakub el-Mansûr'a şikâyet ettiler. Sultan, Ebû Midyen Mağribî'nin sorgulanmak üzere<br />

Merrâkeş'e gönderilmesini emretti. Sultânın emri üzerine Merrâkeş'e götürülürken, Tlemsan<br />

yakınındaki Ribâtü'l-Ubbâd denilen yere gelince; "Bizim sultanla işimiz yok. Bu gece<br />

müminleri ziyâret etmek isteriz." dedi. Bineğinden indi. Yanında bulunanlara, vefât edince,<br />

Ribâtü'l-Ubbâd denilen yere defnedilmesini vasiyet etti. Kıbleye döndü. Sonra Kelime-i<br />

şehâdet getirdi. "İşte geldim, işte geldim." dedi. Sonra da; "Rabbim sana acele geldim, tâ ki<br />

râzı olasın." meâlindeki Tâhâ sûresi seksen dördüncü âyet-i kerîmesini okudu. Sonra; "Allah<br />

el-Hak" deyip rûhunu teslim etti.<br />

Onun vefâtını haber alan Tlemsanlılardan büyük bir kalabalık cenâze namazında bulundu.<br />

Gerekli hazırlıklar yapılıp cenâze namazı kılındıktan sonra vasiyeti üzerine Tlemsan<br />

yakınındaki Ribâtü'l-Ubbâd denilen yerde defnedildi.<br />

Bu büyük velîye aşırı ve pek ziyâde sevgi gösteren Tlemsanlılar, onun defnedildiği<br />

Ribâtü'l-Ubbâd denilen yerde yerleşmeye başladılar. Böylece Ribâtü'l-Ubbâd kasabası<br />

meydana geldi. O zamandan sonra Tlemsan'ın pîri ve hâmisi olarak kabûl edilen Ebû Midyen

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!