22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

"İhlâsın alâmeti, her an Allahü teâlâyı müşâhede etmek, O'ndan başkasını hiç hatırına<br />

getirmemektir."<br />

"Kalbinde, kendisini kötülükten koruyan bir kuvvet bulunmayan kimse, harâb<br />

olmuştur."<br />

"Allahü teâlâ, vicdanlardaki gizli sırlara, insanın her nefeste ve her haldeki hâline muttalîdir,<br />

hepsini bilir. Hangi kalbi kendisine yönelmiş görürse, onu felâketlerden, sıkıntılardan,<br />

sapıklıklardan ve fitnelerden muhâfaza eder."<br />

Muhyiddîn-i Arabî, Fütûhât-ı Mekkiyye kitâbında şöyle anlatıyor: "Büyük zâtlardan biri ile<br />

uzak bir dağa gittik. Orada önümüze keskin bakışlı bir yılan çıktı. Arkadaşım bana; "Ona<br />

selâm ver, selâmına mukâbele edecektir." dedi. Selâm verdim. Selâmıma cevap verdi. Sonra<br />

bize; "Neredensiniz?" dedi. "Bicâye'deniz." dedik. "Ora halkı ile Ebû Midyen'in arası nasıl?"<br />

dedi.Hakkında uygun olmayan şeyler söyleyenler çıkıyor." dedik. Bu cevâbımıza şaştı ve;<br />

"Allah'a yemin olsun ki, bu âdemoğullarına şaşıyorum. Yine Allah'a yemin ederek diyorum<br />

ki, Allahü teâlâ, kullarından birine velâyet tâcını giydirsin de, sonra onu kötü gören olsun.<br />

Böyle bir şey olacağını hiç sanmıyordum." dedi. "Ebû Midyen'i sana kim tanıttı?" dedim.<br />

"Yâ, şaştınız mı? Sübhânallah... Acabâ yeryüzünde onu tanımayan bir hayvan var mıdır?<br />

Allah'a yemin ederim ki, Allahü teâlâ bir kimseyi velî yaparsa, kullarının kalbine de onun<br />

sevgisini verir. Bundan sonra onu kim sevmezse, ya kâfirdir veya münâfıktır." dedi.<br />

Ebû Midyen hazretleri, bir defâsında namazda; "Cennet'te kendilerine zencefil<br />

karıştırılmış Cennet şerbetinden dolu bir bardak da içirilir." meâlindeki İnsan sûresi on<br />

yedinci âyetini okumuştu. Namazdan sonra dudaklarını yalamaya başladı. Sebebini soranlara;<br />

"O şerbetten bir bardak içtim. Tadından dudaklarımı yalıyorum." buyurdu.<br />

Yine bir defâsında namazda; "Muhakkak ki iyiler, Na'îm Cennetindedirler. Fâcirler<br />

ise,Cehennem'dedirler." meâlindeki İnfitâr sûresi on üç ve on dördüncü âyet-i kerîmelerini<br />

okudu. Namazdan sonra; "Her iki kısımda olanların yerleri, Cennet ve Cehennem bana<br />

gösterildi." buyurdu.<br />

Evliyâdan birisi şeytana; "Ebû Midyen ile aran nasıldır?" diye sordu. Şeytan; "Onun kalbine<br />

bir vesvese getiremem. Benim hâlim, okyanusa bevletmek gibidir. Koskoca okyanus bununla<br />

kirlenmediği gibi, temiz durur. Ne zaman kalbine bir vesvese verecek olsam, benim<br />

vesvesem yok olup, tesirsiz hâle geliyor."<br />

Bir gün, bir sözüne îtirâz için biri huzûruna geldi. Ebû Midyen hazretleri onu görünce; "Niçin<br />

geldin?" diye sordu: Cevâbında: "Sizden istifâdeye geldim." "Koynunda ne var?" "Kur'ân-ı<br />

kerîm var, efendim." "Kur'ân-ı kerîmi çıkar ve herhangi bir sayfasını aç! Kendi düşünceni<br />

oradan oku!" buyurdu. O şahıs, Kur'ân-ı kerîmden bir sayfa açtı ve Şuayb aleyhisselamın<br />

kıssasında geçen; "Şuayb'ı yalanlayanlar, ziyân etmişlerdir." meâlindeki Ârâf sûresi<br />

doksan ikinci âyetini okudu. Ebû Midyen hazretlerinin adı da Şuayb idi. O kimseye hitâben;<br />

"Bu sana yetişir mi?" buyurdu. Gelen şahıs, suçunu îtiraf edip tövbe etti ve hâlini düzeltti.<br />

Abdülkâdir-i Geylânî hazretleriyle ve diğer evliyâ ile mânevî âlemde görüşür, onların güzel<br />

hallerini insanlara anlatırdı.<br />

Bir gün yakınları ile otururken başını önüne eğmiş vaziyette duruyordu. Bu esnâda;<br />

"Allah'ım, ben de onlardanım. Sen ve meleklerin şâhidim olun, duydum ve kabûl ettim."<br />

dedi. Bu konuşmayla neyi kasdettiği sorulduğunda, buyurdu ki: "Şu anda Abdülkâdir-i<br />

Geylânî hazretleri Bağdât'ta, benim iki ayağım bütün evliyânın boyunları üzerindedir,<br />

buyurdu, onu kabûllendim." dedi. Kendisi Cezâyir'de idi. Târihini tuttular, gerçekten aynı<br />

gün ve aynı saatte, Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin bu sözü söylediği tesbit edildi.<br />

Talebelerinin ve sevenlerinin yaptıkları işleri ve hattâ düşündüklerini Allahü teâlânın<br />

bildirmesiyle bilirdi.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!