22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

namaz kıldırıyordu. Fâtiha, tecvîd ilmine göre okunmamıştı. Kendi kendime; "Buraya gelmek<br />

için boşuna zahmet çekmişim." dedim. O gece orada kalıp ertesi günü Fırat Nehri kenarına<br />

gitmek için yola çıktım. Yolda bir arslanın yattığını gördüm. Yanından geçmekten çekinip<br />

geri döndüğümde, başka bir arslanın bana doğru geldiğini farkettim. Korkudan bağırdım.<br />

Müslim-i Mağribî sesimi duyunca dışarı çıktı. Arslanlar kendisini görünce sâkinleştiler.<br />

Onların kulaklarından tutup götürdü ve; "Kim olursa olsun, benim misâfirim olan kimseye<br />

saldırmayın." buyurdu. Bana da dönüp; "Ey Ebû İshâk! Sizler zâhirinizi düzeltmekle meşgul<br />

oluyor ve Allahü teâlânın mahlukundan korkuyorsunuz. Biz ise bâtınımızı düzeltmekle<br />

meşgul olunca, mahluklar bizden korkmaya başladı." buyurdu. Hatâmı anlayıp tövbe ettim ve<br />

kendisinden özür diledim. Özrümü kabûl edip, bana iltifât etti. Bu hâdiseden sonra, görünüşe<br />

göre hüküm vermenin çok yanlış olduğunu, kendisinden ilim öğrenilecek zâtta kusur aranırsa<br />

(görülürse) ondan hiç istifâde edilemeyeceğini anladım. Kendisinden ilim ve edeb<br />

öğrenilecek hakîkî din âlimine tam teslim olmalı, onda bir noksan aranmamalıdır. Bütün<br />

kusur ve kabahatleri kendisinden bilmeli, her hâl-ü kârda edebe riâyet etmelidir. Hocasının<br />

ilminden, feyz ve bereketlerinden istifâde etmenin, ancak bu şekilde olduğunu düşünerek, bu<br />

yolda ilerlemek için gece-gündüz çalışmalıdır. Kolaylık vermesi için ve bunca nîmetlere<br />

kavuştuktan sonra mahrûm olmak felâketine düşmekten koruması için, ağlayarak Allahü<br />

teâlâya yalvarmalıdır."<br />

Ebû İshâk hazretleri, bundan sonra tasavvuf yolunda ilerlemek için çok çalıştı.<br />

Cüneyd-i Bağdâdî, Ebû Abdullah bin Cellâ, İbrâhim-i Kassâr, Abdullah bin Câbir'in yanında<br />

başka âlim ve velîlerin ilim meclisleri ve sohbetlerinde bulundu. İlimde ve fazîlette yükselip<br />

zamanla, ilim sâhibi insanların, müşkillerini halledebilmek için kendisine mürâcaat ettikleri,<br />

derecesi çok yüksek bir zât oldu. İnsanlara vâz ve sohbetleriyle İslâmiyetin emir ve<br />

yasaklarını anlatarak onların dünyâda ve âhirette saâdete, kurtuluşa ermelerine vesîle oldu.<br />

İnsanlar onun derin mânâlı sözlerinden istifâde edebilmek için etrâfında toplanıp, ilminden<br />

ve güzel ahlâkından çok faydalandılar.<br />

Başlangıçta; "İnsan, kalbini düzeltmek için meşgûl olduğu zaman mahluklar ondan<br />

korkarlar." sözünü kendisine düstûr edinen Ebû İshâk İbrâhim bin el-Müvelled, her an Allahü<br />

teâlâyı düşünür, O'nunla meşgûl olurdu. Bu sebeple de diğer mahluklar ondan korkarlardı.<br />

Bir gün talebelerinden birisine elbisesinden bir parça hediye etmişti. O talebe, sahrada yalnız<br />

başına giderken, bir arslan gördü. Arslan hemen saldıracak gibi dikkatle baktı. Sonra yüzünü<br />

toprağa sürdü ve yavaşça oradan ayrılıp gitti. O kimse, hocasının elbisesinden bir parçanın<br />

üzerinde bulunduğunu, arslanın bakınca o parçayı gördüğünü hatırladı. O kumaş parçasının<br />

sâhibi olan mübârek hocası hürmetine, arslanın kendisine saldırmadığını anlayıp, Allahü<br />

teâlâya şükretti. Hocasına olan muhabbet ve bağlılığı, daha da arttı.<br />

Ebû İshâk İbrâhim bin el-Müvelled, ihlâs ile Allahü teâlânın rızâsını düşünerek ibâdet ederdi.<br />

İhlâs ile ilgili olarak buyurdu ki:<br />

"Yapılan ibâdetin tadı, ihlâs iledir. İhlâs ile yapılan ibâdet, kalbe, rûha rahatlık ve lezzet<br />

verir. Ucb, kendini ve amelini beğenmek durumu olursa bu tad kalmaz."<br />

"Bir kimse Allahü teâlânın emir ve yasaklarından birini nefsi için yaparsa, o ameli ya kabûl<br />

olunur veya kabûl olunmaz. Ama, o ameli yapmaya kalkarken Allah için niyet ederse, o<br />

amelin kabûl olunacağı muhakkaktır."<br />

"Allahü teâlânın Zümer sûresi 54. âyet-i kerîmesinde meâlen; "Başınıza azap gelip<br />

çatmadan (tövbe edip) Rabbinize dönün. O'na hâlis ibâdet edin, sonra<br />

kurtulamazsınız." buyurduğunu ve Allahü teâlâya kavuşacak yolu bildiği halde, O'ndan<br />

başkası ile meşgûl olana çok taaccüb edip şaşarım."<br />

Yiyip içmenin edepleriyle ilgili olarak buyurdu ki: "Yemekte edeb odur ki, yemek ancak

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!