22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

geçirirdi. Çok az yemek yerdi. Genellikle oruç tutardı. Bütün günlerini;"Rabbim emrine<br />

âmâdeyim." cümlesini hazin bir sesle söylemekle geçirirdi. Devamlı ihrâm ile dolaşırdı.<br />

Kendisine nasılsın diye soranlara; "Eğer iyi bir kul olabilirsek, bize ne mutlu, yok eğer<br />

günahkâr isek pek bayağı ve bedbahtız." buyururdu.<br />

Abdurrahmân Becelî bir harâbenin yanından geçerken; "Seni harâbe hâline getiren kimdir?"<br />

diye sordu. Harâbe, Allahü teâlânın izni ile dile gelerek; "Geçmiş kavimleri ve ülkelerini<br />

harabe hâline getiren!" diye cevap verdi.<br />

Cemâcim vak'asında iki müslüman ordu harb yaptı. Bu savaş sırasında Abdurrahmân Becelî,<br />

Haccâc'a; "İnsanları öldürme konusunda ileri gitme." buyurdu. Haccâc bu nasîhata kızarak;<br />

"Senin kanınla yeryüzünü sulayacağım." deyince Abdurrahmân Becelî; "Yerin altındakiler<br />

üstündekilerden daha çoktur." buyurdu. Bunun üzerine Haccâc, hiçbir şey yapamadı.<br />

Doğruyu söylemekten hiç çekinmezdi. Her yerde doğruyu söylemeye çalışırdı.<br />

1) Hilyet-ül-Evliyâ; c.5, s.69<br />

ABDURRAHMÂN BUCEYREMÎ;<br />

Evliyânın büyüklerinden. Doğum târihi belli değildir. Mısır'ın Buceyrem köyünde doğdu.<br />

Hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. Devrin âlimlerinden ilim öğrendi. Halvetî tarîkatı<br />

büyüklerinden Şeyh Ömer Yâfî ile arasında dostluk ve yakınlık vardı. Sık sık mektuplaşırdı.<br />

Sonraları Hayfa'nın Tantura köyüne yerleşti ve burada insanlara doğru yolu anlattı. Hayfa<br />

bölgesinde büyüklüğü ve kerâmetleri ile meşhûr oldu. Mısır Hidivi İbrâhim Paşa Şam'a kadar<br />

olan bölgeyi ele geçirdikten sonra sık sık Abdurrahmân Buceyremî'yi ziyâret etti ve<br />

nasîhatlerini dinledi. Abdurrahmân Buceyremî on üçüncü hicrî asrın ortalarında vefât etti.<br />

Kabri Tantûra köyündedir.<br />

Yûsuf Nebhânî'nin babası İsmâil Nebhânî humma hastalığına yakalandı. Tantûra'ya,<br />

Abdurrahmân Buceyremî'den hastalıktan kurtulmak için duâ istemeye gitti. Huzûruna girip<br />

elini öptü ve durumunu arz etti. Abdurrahmân Buceyremî; "Sen odanın kapısından içeri<br />

girerken, o hastalık da senden geçti. Seninle beraber odaya girmedi." buyurdu. Gerçekten<br />

onda hummadan hiçbir eser kalmamıştı. Elini öpüp huzûrundan sevinçle ayrıldı.<br />

1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.2, s.67<br />

ABDURRAHMÂN EFENDİ (Zileli);<br />

On yedinci asır Anadolu velîlerinden. Zileli olup doğum târihi ve âilesi hakkında bilgi<br />

bulunmamaktadır. Tahsîl ve terbiyesini Zile'deki âlimlerden aldığı anlaşılmaktadır.<br />

Abdurrahmân Efendi daha sonra Kastamonu'ya gelerek Şeyh Şâbân-ı Velî tekkesinde<br />

Mustafa Çelebi Efendiden dersler aldı. Evliyâlık yolunda ilerledi. 1660'da Şeyh Mustafa<br />

Çelebinin vefâtı üzerine Şâbân-ı Velî tekkesinde sekizinci şeyh olarak irşâd makâmına<br />

oturdu. Bir taraftan talebe yetiştiriyor, diğer taraftan halka vâz ve nasîhatler vererek Allahü<br />

teâlânın emir ve yasaklarını bildirmeye devâm ediyordu.<br />

Ağır başlı, vakar ve heybet sâhibi, sâkin bir zât idi. Edeb ve hayâsı çok yüksekti. Sabah<br />

namazını evvel vaktinde kılar, bu vakitten kuşluk vaktine kadar talebelere ders verirdi. Sonra<br />

evine gider, öğle namazı vaktinde tekrar gelip namazı kıldırırdı. Namazı kılınca bir saat halka<br />

vâz ve nasîhat eder sonra talebelerine ders vermeye devâm ederdi. En ince meseleleri çok<br />

güzel îzâh eder ve anlatırdı. Sorulan suâllere derhal ve yerinde cevaplar verirdi. Yüksek<br />

hâlleri ve kerâmetleri ile Kastamonu'da yediden yetmişe herkesin sevip saydığı, candan

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!