22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

konuşmamı zikir yap."<br />

"Horasan'da Dahhâk hazretleri ile karşılaştım. Üzerimde, eski bir kürk vardı. Dahhâk; "Kirli<br />

elbiseler içerisinde temiz bir kalp, temiz elbiseler içindeki kirli bir kalbden daha hayırlıdır,<br />

iyidir." buyurdu.<br />

"Mescidler, iyi kimselerin meclisleridir."<br />

"Kur'ân-ı kerîm, Allahü teâlânın emirlerine itâat edenleri müjdeler, günahkârları korkutur.<br />

Yapılması gerekli işleri bildirir. Geçmiş ümmetlerin, hikâyeleri ve haberlerini bildirir."<br />

"Kişi için vakar, ağırbaşlılık en güzel süslerdendir."<br />

"Bir mescidde toplanmış insanlar arasında yanan bir ateş görmek, orada âlim olmıyan birinin<br />

anlatmasını görmekten daha iyidir.<br />

"Bir mescidde söndürmekten âciz olduğum bir ateş görmem, orada değiştiremiyeceğim bir<br />

bid'atı, dinde olmayıp da sonradan ortaya çıkarılan hurâfeleri görmemden daha iyidir."<br />

"Allahü teâlâ: Ey Âdemoğlu! Kızdığın zaman beni hatırlarsan, gazablandığım zaman ben de<br />

seni hatırlar, helâk ettiğim kimselerle berâber seni helâk etmem." buyurdu.<br />

"Allahü teâlâ, kıyâmet gününde, gece karanlıkta mescide gidenlerin yollarını aydınlatır."<br />

"Îmânının gitmesinden korkmayan kimsenin îmânı gider."<br />

1) Tezkiret-ül-Huffâz; c.1, s.56<br />

2) Tehzîb-ut-Tehzîb; c.5, s.85<br />

3) Şezerât-üz-Zeheb; c.1, s.88<br />

4) El-A'lâm; c.5, s.239<br />

5) Hilyet-ül-Evliyâ; c.3, s.122<br />

6) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.1, s.272<br />

EBÛ İMRÂN (Mûsâ);<br />

İslâm âlimlerinden ve büyük velîlerden. Abdülvehhâb-ı Şa'rânî hazretlerinin beşinci batından<br />

dedesidir. Mısır'da Sa'îd-i Mısır adlı bölgenin aşağı kısmında ve Nil Nehrinin batı sâhilinde<br />

bulunan Behensâ beldesindendir. Doğum târihi belli değildir. Benî Zuglâ kabîlesine mensup,<br />

Tilmsân Sultânı Ebû Abdullah ez-Zuglâ'nın evlâdındandır.<br />

Ebû İmrân, sultan olan babasının yanında yetişip büyüyünce, Allah yolunda bulunmayı,<br />

kendisini tasavvufa vermeyi saltanata tercih etti. Babası ilk zamanlarda onun bu hâlini garip<br />

karşıladı. Daha sonra işinde kendisini serbest bıraktı. Ebû İmrân Mûsâ, talebe olmak üzere,<br />

Şeyh-ül-Magrib olarak tanınan Ebû Midyen et-Tilmsânî hazretlerinin huzûruna vardı. Ebû<br />

Midyen buna; "Kime mensûbsun?" diye sordu. O da; "Sultan Ebû Abdullah'a." dedi.<br />

"Nesebin (soyun) kime kadar ulaşır?" diye sorunca, "Muhammed bin Hanefiyye bin Ali bin<br />

Ebî Tâlib'e." dedi. Ebû Midyen; "Fakîrlerin (tasavvuf yolunda bulunanların) yolu ile saltanat<br />

ve neseb (soy) asâleti bir arada bulunmaz." dedi. O da; "Ey efendim! Siz şâhid olun ki şu<br />

andan îtibâren sizden başkasına bağlı bulunmayı terkettim. Başka şeylerin hepsinden<br />

ayrıldım. Soyumla anılmayı değil, sizinle anılmayı şeref kabûl ettim." dedi.<br />

Bunun üzerine Ebû Midyen hazretleri bunu talebeliğe kabûl etti. Gayret ve istîdâdının<br />

fazlalığı sebebiyle, kısa zamanda ilimde ve mânevî hâllerde yükselerek, o büyük zâtın<br />

talebelerinin önde gelenlerinden oldu. Birçok kerâmeti görüldü. Vahşî hayvanlar ile<br />

konuştuğu herkes tarafından bilinirdi. Arslanlar bile bu zâtın Allah'a bağlılığından hâsıl olan

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!