22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Vefât edeceği zaman Ebû Hafs Haddâd hazretlerine talebeleri ve sevdikleri; "Bize nasîhatin<br />

nedir?" dediler. O; "Konuşmaya tâkatim yok." dedi. Sonra kendinde biraz güç hissedince,<br />

önde gelen talebelerinden Ebû Osman Hîrî ona; "Efendim! Bir şeyler söyleseniz de sizden<br />

yâdigâr olarak nakletsem." dedi. O zaman Ebû Hafs Haddâd hazretleri; "İşlenen kusur ve<br />

hatâlara bütün kalbinizle pişman ve üzgün olunuz sözü size nasîhatim olsun." buyurdu.<br />

MİSÂFİRPERVERLİK YOL HEDİYESİ<br />

Ebû Hafs-ı Haddâd hazretleri hacca gitmişti. Dönüşünde, Cüneyd-i Bağdâdî'nin talebeleri<br />

karşılayınca, onlara; "Yol hediyem şu sözümdür: Eğer bir arkadaşınız size saygısızlık ederse, onu<br />

özür dilemeye teşvik edin! Fakat siz, onun dilediğinden çok özür dileyin. Eğer kırgınlık gitmemişse<br />

ve hakkın da kendi tarafınızda olduğuna kanâat getirirseniz, yine arkadaşınızı en güzel bir şekilde<br />

özür dilemeye teşvik edin ve siz de özür dileyin! Kırk gün buna devâm edin! Yine kırgınlık gitmezse,<br />

o zaman kendinize şöyle deyin: "Ey ahmak nefs! Ne inatçı, ne bencil, ne vurdumduymaz, ne<br />

edepsizsin. Sende azıcık mertlikten eser yok. Kırk gün arkadaşın senden özür diledi de özrünü kabûl<br />

etmedin. Ben senden el etek çektim, sen bilirsin, nasıl istiyorsan öyle ol!" buyurdu.<br />

NASIL OLUR?<br />

Ebû Hafs-ı Haddâd, Ebû Bekr-i Şiblî'nin evinde kırk gün misâfir kaldı. Çeşit çeşit yemeklerini yedi.<br />

Ayrılıp giderken yanına vardığında; "Ey Şiblî! Eğer yolun Nişâbur'a uğrarsa, yanıma gel!<br />

Misâfirperverlik nasıl oluyormuş, sana öğretirim." dedi. Şiblî de; "Ben ne yaptım ki?" deyince;<br />

"Başka ne yapacaksın, külfete girerek çeşitli yemekler hazırladın, civanmertlikte bu yoktur. Misâfir<br />

gelince öyle davranmalı ki, hizmet ederken üzerine bir ağırlık çökmemeli, gittiği için de<br />

ferahlamamalısın! Külfete girdiğinde, gelişi ağır gelir, gittiğinde de rahatlarsın. Böyle ev sâhipliği<br />

olmaz." buyurdu. Bir müddet sonra, İmâm-ı Şiblî kırk arkadaşıyla berâber Nişâbur'a geldi. Ebû Hafs-ı<br />

Haddâd'a uğradı. Ebû Hafs-ı Haddâd o gece kırk bir mum yakmıştı. Şiblî bunları görünce; "Bu ne hâl<br />

böyle?" dedi. Ebû Hafs-ı Haddâd; "Ne oldu?" buyurdu. Şiblî; "Külfete girmeyin, demiştiniz. Bu<br />

mumlar ne böyle?" dedi. Ebû Hafs-ı Haddâd; "Öyleyse onları söndür." buyurdu. Şiblî, kalkıp hepsini<br />

söndürmeye çalıştı, fakat, birini söndürebildi. Bunun üzerine Ebû Hafs-ı Haddâd; "Sizi Allahü teâlâ<br />

gönderdi. Ben de Allah rızâsı için kırk mum yaktım. Birini de kendim için yaktım. Benim için olanı<br />

söndürdün. Allah rızâsı için olanı söndüremedin. Sen ise Bağdât'ta her yaptığın şeyi benim için<br />

yapmıştın. Seninki külfet oldu, benimki ise külfet olmadı." buyurdu.<br />

GÜZEL HASLETLER<br />

Allahü teâlâya ve O'nun kullarına karşı edeb hakkında şöyle dedi: "Allahü teâlâya karşı edeb, onun<br />

emirlerini ihlâs ile yerine getirmek, O'ndan korkmak, çekinmek. Bir belâ ve sıkıntı sırasında insanlara<br />

rıfk, güzel muâmele, genişlik zamânında hilm, yumuşaklık ile, nefsin yoksulluğa düşmekten çekindiği<br />

zamanlarda cömertlik ve kerem ile davranmak, gücü yettiği zaman affetmek, insanlara merhamet ve<br />

şefkat göstermek, fazîletli olmak, gelmeyene gitmek, kötülük yapana iyilik yapmak ve bütün<br />

müslümanlara hürmet etmektir. Çünkü müslümanlardan herbiri mutlaka Allahü teâlânın bir lütfuna<br />

mazhardır (onun duâsı insanı Allahü teâlânın rahmetine kavuşturur).<br />

1) Hilyet-ül-Evliyâ; c.10, s.229<br />

2) Şezerât-üz-Zeheb; c.2, s.150<br />

3) Tabakât-ül-Kübrâ; c.1, s.96<br />

4) Tezkiret-ül-Evliyâ; c.2, s.286<br />

5) Keşf-ül-Mahcûb; s.262<br />

6) Târih-i Bağdâd; c.12, s.220<br />

7) Nefehât; s.60

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!