22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

civâr yerlerden onu sevenler geldiler. Gelenlerin önünde birisi vardı. Önünden herkesin<br />

görebileceği bir şekilde büyük bir nûr yükseliyordu. O şahıs; "Velîsi kimdir?" diye sordu.<br />

Ona; "Sensin." dediler. O da gasl, techîz ve tekfîn işlerini yaptı. Tâbûtu kabre koyduktan<br />

sonra, o kişiyi kimse bir daha göremedi. Orada bulunanlar, o zâtın Hızır aleyhisselâm<br />

olduğunu söylediler. Sonra Telciyat ve diğer köylerden onu sevenler geldi. Her biri Ebû Bekr<br />

Ya'fûrî'yi kendi köylerine defnetmek istiyorlardı. Bu durum, Banyas kalesindeki sultânın<br />

nâibi, Emîr İzzeddîn Eydemir'e bildirildi. Emîr İzzeddîn, yanına askerlerini alarak oraya gitti.<br />

Emîr onlara; "Eğer Ebû Bekr Ya'fûrî'nin bu şekilde defnine muhâlefet ederseniz, size kılıçla<br />

karşılık veririm." dedi. Talciyat'ın ileri gelenleri: "Biz, bizden iki ve sâlihlerden de iki kişinin<br />

kabrin yanında gecelemesini istiyoruz. Şüphesiz Allahü teâlânın izniyle Ebû Bekr Ya'fûrî<br />

hangi tarafa îtimâd ettiğini söyliyecektir." dediler. Emîr İzzeddîn; "Biliyorum ki, Ebû Bekr<br />

Ya'fûrî sizin düşündüğünüzden daha büyüktür." dedi ve gece kendisi de Nemr köyünde kaldı.<br />

İstenildiği gibi dört kişi kabrin başında sabahladılar. Sabah olunca, sâlihlerden olan iki kişi;<br />

"Kabirden yırtıcı bir hayvanın çıktığını gördük. O arada bir sesin: "Beni kabrimden çıkaranı<br />

Allahü teâlâ parçalasın dediğini duyduk." dediler. Telciyatlı diğer iki kişi de: "Biz de yırtıcı<br />

hayvanı gördük ve bir sesin öyle söylediğini duyduk." dediler. Böylece aralarındaki ihtilâf<br />

hayırlı bir şekilde halledildi.<br />

EY SÂLİHLER<br />

Bir gün, Ebû Bekr Ya'fûrî bir mecliste bulundu. O mecliste birçok sâlih ve velî var idi. Bu meclisin<br />

toplanmasından maksad, kalblerde itminân hâsıl eden delîllerin açıklanması idi. Herkes bir delîl ileri<br />

sürdü. Sonra Ebû Bekr Ya'fûrî'ye döndüler. O da; "Delîl göstermek lâzım mıdır?" deyince, onlar evet<br />

dediler. Ev sâhibi, küçük çocuklarını gürültü yapmasınlar diye başka odaya koymuştu. Ebû Bekr<br />

Ya'fûrî, eliyle çocukların bulunduğu odayı işâret etti. Kapı ortadan yarılarak açıldı. Orada bulunan<br />

çocuklar, tövbe ve istigfâr ediyorlardı. Meclis, titredi ve dalgalandı. Sonra tekrar eliyle işâret etti.<br />

Duvar yarıldı ve tavan açıldı. Orada bulunanlar yıldızları gördüler. Bu durum onları korkuttu. Ebû<br />

Bekr Ya'fûrî; "Ey sâlihler bunu eski hâline getirin!" buyurdu. Onlar: "Allahü ekber! Buna gücümüz<br />

yetmez." dediklerinde; o, iki elini birbirine vurdu. Her şey eski hâline döndü.<br />

1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.1, s.258<br />

2) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.8, s.197<br />

EBÛ CÂFER HADDÂD EL-KEBÎR;<br />

Dünyâya değer vermemesi ve ibâdete düşkünlüğü ile tanınan büyük ve meşhûr velî. Çok<br />

ibâdet edenlerin ve zâhidlerin, dünyâya düşkün olmayanların reislerindendir. Onuncu asırda<br />

yaşamıştır. Cüneyd-i Bağdâdî ve Ebû Türâb-ı Nahşebî hazretleriyle sohbet etti. Aslen<br />

Bağdâdlıdır. Şam, Mısır ve Mekke'de bulundu. Ömrünü ibâdet ve riyâzetle geçirdi. İbâdet ve<br />

cömertliği son derecede idi.<br />

Çarşıda demircilik yapar, günde bir dinar on akçe kazanınca işi bırakırdı. Eline geçen parayı<br />

akşamla yatsı namazları arasında fakirlerin kapısını tek tek çalarak dağıtırdı. Kendisi<br />

günlerce bir şey yemezdi. Oruç tutmak haram olan Ramazan bayramının birinci günü ile<br />

Kurban bayramının dört günü hâriç, yıl boyu hep oruç tutardı. Akşam olunca Cüneyd-i<br />

Bağdâdî hazretlerinin kapısına gelir, bir-iki parça kuru ekmekle iftâr ederdi. Kendinde olanı<br />

dağıtır kimseden bir şey istemezdi.<br />

Tasavvufta yetişip yüksek hallere kavuşmuştu. Bir hâlini şöyle anlatır: "Bir defâsında kazvin<br />

Mescidinde yirmi gün kaldım. Çok kar yağmıştı. Kuşlar bir köşeye sığınmışlardı. Hiç biri<br />

uçamıyordu. Yiyecek bir şey de bulamıyorlardı. Ben bu kuşlar gibi garib ve azıksız bir halde

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!