22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

teâlâdan kerâmet istemekten de hayâ ederler." buyurdu. Kerâmeti ile papasın sihrini bozdu.<br />

Ömrü boyunca ilim öğrenen, öğreten, insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatarak<br />

onların iki cihan seâdetine kavuşmalarına çalışan Abdurrahmân Arvâsî hazretleri<br />

Osmanlı-Türk devleti için büyük bir velînîmet idi. Hicrî on üçüncü asrın ilk yarısında vefât<br />

etti. Van'ın Hoşab (Güzelsu) nahiyesinde defn edildi. Kabr-i şerifi sevenleri tarafından<br />

ziyaret edilmektedir.<br />

Kerâmetleri vefâtından sonra da görüldü. Abdurrahmân Tâgî (Tâhi) şöyle anlattı:<br />

Babam Budağ Hanın yanında çalışırdı. O anlattı: Han, askerleriyle berâber Seyyid<br />

Abdurrahmân Kutub hazretlerinin kabri yakınlarına gelmişti. Mola verdikleri yerde, Yûsuf<br />

Efendi askerlerden ayrılıp, Seyyid Abdurrahmân'ın kabri başına geldi ve Seyyid hazretlerini<br />

kabrin üzerinde oturuyor gördü. Kendini görünce yüzünü çevirdi, başka yere bakmaya<br />

başladı, hiç iltifât etmedi. Yûsuf Efendi yüz bulamayınca, doğru askerin yanına gelip<br />

komutana silâhını ve elbiselerini çıkararak teslim etti. Silâhını teslim ettiğini gören Han,<br />

Yûsuf Efendiyi tehdîd ederek; "Bizden vaz geçersen seni Nirib nâhiye müdürlüğünden<br />

azlederim, evini oradan çıkarır seni öldürürüm." dedi. Yûsuf Efendi aldırış etmedi. Doğru<br />

Abdurrahmân hazretlerinin kabri başına geldi. Bu defâ kabrinin üzerinde oturduğu hâlde ona<br />

güler yüzle bakıyordu ve; "Mevlânâ Yûsuf! İlk geldiğinde senden yüz çevirmiştim. Şimdi ise<br />

yüzümü sana döndüm, tövbe et!" buyurdu. O da şimdiye kadar yaptıklarına tövbe edip<br />

Abdurrahmân hazretlerinin elini öptü. Ondan nasîhat alarak ayrıldı. O nasîhatlara uyarak<br />

mutlu bir hayat yaşadı ve han da kendisine hiç bir kötülük yapamadı.<br />

1974 Kıbrıs harekâtından sonra Van'ın Hoşab(Güzelsu) kazâsına âilesi ile birlikte bir hava<br />

binbaşısı gelip SeyyidAbdurrahmân Arvâsî hazretlerinin kabrini sordu. Kabrin bulunduğu<br />

yere varıp, orada bir koç kesip fakirlere, şeker alıp çocuklara dağıttı. Kendisine bu<br />

yaptıklarının ve ziyâretinin sebebi sorulunca, şöyle anlattı:<br />

Kıbrıs harekâtı sırasında adanın üzerinde uçuyordum. Beşparmak Dağlarındaki Rum<br />

yuvalarını, oyuklarını, mazgallarını ve müstahkem mevkı ve mevzilerini bombalayıp<br />

dönecektim. Omuzumda iki el hissettim. Korktum. Baktım ki sarıklı, sakallı, nûr yüzlü<br />

ihtiyâr bir zât. "Evlat, filan mevzileri de bombala!" buyurdu. "Benzinim dönüşe yetmez."<br />

dedim. "Korkma ben tekeffül ediyorum." deyince döndüm. Gösterdiği mevzi ve hedefleri de<br />

bombaladım. Mersin'e doğru gelirken; "Gördün mü benzinin yetti." buyurdu. Ben merak edip<br />

o zâta; "Siz kimsiniz?" diye sordum. "Van'ın Hoşab kazâsından Seyyid Abdurrahmân'ım."<br />

buyurdu. "Sağ mısınız?" dedim. "Değilim ama, böyle savaşlarda ve sıkıntılı durumlarda<br />

yardıma koşarım." buyurdu.<br />

Abdurrahmân Arvâsî hazretlerinin vefâtından yüz elli seneden fazla zaman geçtiği hâlde<br />

müslümanların yardımına koşması onun kutup ve yüksek kerâmet sâhibi olduğunu<br />

göstermektedir. Onun kutb olduğu zamânında ve sonraki zamanlarda da hep tevâtür hâlinde<br />

bilinmektedir. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin halîfesi ve asrının kutbu olan Seyyid<br />

Tâhâ-yı Hakkârî hazretleri kendisinden bahs ederdi.<br />

Abdurrahîm Arvâsî hazretlerinin torunlarından Muhammed Emin Garbî Efendi anlatır:<br />

Hoşab halkı bilirler. Kuraklık olduğu zaman gidip Seyyid Abdurrahmân hazretlerinin<br />

kabrinin başucundaki taşı alıp aşağısındaki dereye sokarlar ve yağmur yağar. Bunun için o<br />

taş suda durmaktan incelmiştir. Böyle olduğunu bu fakir de gördüm. Bu da Abdurrahmân<br />

Arvâsî hazretlerinin kerâmetidir.<br />

Abdurrahman Arvâsî hazretlerinin oğullarından Seyyid Lütfullah, hacı olup, âlim, fâdıl ve<br />

velî idi. Arvas'tadır. Seyyid Sıbgatullah Arvâsî (Gavs-i Hizânî) bunun soyundandır.<br />

Oğullarından biri Seyyid Molla Abdülhamîd'dir. Arvas'da kalırdı. Arvas medrese, tekke ve<br />

zâviyesini sevk ve idâre ederdi. Arvas ve civârında bunun çocukları kaldı. Seyyid Fehîm

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!