22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

kalın elbiseler giyerdi. Bâzan da soğuk kış gününde, yaz sıcağında gibi harâretten şikâyet<br />

eder, sergisiz bir yer üzerinde yatıverirdi.<br />

Pekçok kerâmetleri görülmüş olan Ebû Bekr es-Sekkâf, talebelerine çölde acıktıkları zaman,<br />

henüz fırından çıkmış sıcak ekmek ikrâm ederdi.<br />

Bir defâsında iki kişi, şehrin bâzı ileri gelenlerini ziyâret etmek için Terîm'e gelmişlerdi. Bir<br />

Cumâ günü idi. Önce Ebû Bekr es-Sekkâf'ı aradılar. Onu câmide ibâdetle meşgûl buldular.<br />

Fakat o, güneş sararıp batıncaya kadar câmiden çıkmadı. O iki kişi, onu bekledi. Bir hayli<br />

acıktılar. O zaman es-Sekkâf onların yanına geldi ve bir örtü uzatıp; "Bunun içindekini<br />

alınız." buyurdu. Onlar örtüyü açtıklarında; fırından henüz çıkmış sıcacık bir ekmek buldular<br />

ve doyuncaya kadar yediler. Geriye az bir şey kaldı. Onu da Ebû Bekr es-Sekkâf yedi.<br />

Bâzı kimseler, ziyâret maksadıyla Terîm'e geldiler. Canları kavrulmuş buğday ve et istedi.<br />

Ebû Bekr es-Sekkâf'ın huzûruna çıktılar. Ebû Bekr es-Sekkâf, Allahü teâlânın bildirmesiyle<br />

onların kalplerinden geçenleri anlayıp, canlarının istediği yiyecekleri getirip ikrâm etti. O<br />

kimseler onun büyüklüğünü kabûl ettiler ve duâsını alıp, oradan ayrıldılar.<br />

Ebû Bekr es-Sekkâf, birisinin bir kadınla evlenmek istediğini duyunca; "Bu adam, o kadınla<br />

değil de, o kadının annesi ile evlenecek. Annesi evlidir. Kocası onu boşayacak, o zaman bu<br />

kişi bu kadını nikahlayacak." buyurdu. Dediği gibi oldu.<br />

Bir gün hava kararıp, her taraftan şimşekler çaktı. Çok şiddetli yağmur yağmaya başladı.<br />

Herkes bütün vâdilerin su ile dolup aktığını zannetti. Ebû Bekr es-Sekkâf; "Falan vâdide hiç<br />

su akmıyor." buyurdu. Gidip baktılar, dediği gibi olduğunu gördüler.<br />

Birisi, Ebû Bekr es-Sekkâf hakkında ileri geri konuştu. Es-Sekkâf; "Bu kişinin iki ay sonra<br />

gözleri görmez olur. Vefâtından sonra da evi zorla alınır." buyurdu. Orada bulunanlar târihi<br />

yazdılar. Dediği gibi, iki ay sonra o kişinin gözleri kör oldu ve evi, vefâtından sonra zorla<br />

alındı.<br />

Vâlinin biri, dergâhın hizmetçilerine âit bir malı zorla alıp götürdü. Onlar da Ebû Bekr<br />

es-Sekkâf'ı vesîle ettiler ve yardım istediler. Sabah olunca, vâli gasbettiği şeyleri gönderdi ve<br />

haklarını helal etmelerini istedi. Böyle yapmasının sebebini sorduklarında; "Bana şöyle bir<br />

zât geldi. Yaptığım işin doğru olmadığını ve aldığımı geri vermedikçe dönmeyeceğini<br />

söyledi. Beni korkuttu. Bunun üzerine derhal aldığım malları iâde ettim. Sâhiplerinden rızâ<br />

ve helâllık diledim." dedi.<br />

Ahmed bin Ali Habbânî, bayram parası bulmak için Terîm'e geldi. Yolda Ebû Bekr es-Sekkâf<br />

ile karşılaştı. Ebû Bekr es-Sekkâf, ona ihtiyâcını sorunca; "Çoluk-çocuğuma sarfetmek için<br />

üç dirheme ihtiyacım var." dedi. Es-Sekkâf da; "Çok geçmeden aradığını bulacaksın."<br />

buyurdu. Nihâyet Erciş denilen yerde, Ali bin Mûsâ adlı biri, ihtiyâcı olan üç dirhemi ona<br />

verdi.<br />

HOCA TALEBESİNİ UNUTMAZ<br />

Bir talebesi, yanında hanımı olduğu halde bir vâdide yolunu kaybetti. Ayrıca şiddetli bir şekilde<br />

susadılar. O talebe, hocası Ebû Bekr es-Sakkâf'ı vesîle ederek duâ etti ve yardım istedi. O esnâda<br />

uyudu. Rüyâsında, atına binmiş bir halde hocasını gördü ve hocası ona; "Seni unutacağımızı mı<br />

zannedersin? Hoca talebesini unutmaz." dedi. O esnâda uyandı. Karşısında, elinde su kırbası olan<br />

birisi duruyordu. Getirdiği suyu içip, kaplarını doldurdular. Sonra da o kişi, gidecekleri yolu târif etti.<br />

1) El-Meşre-ur-Revî; s.32, 33<br />

2) Câmiu Kerâmâti'l-Evliyâ; c.1, s.262

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!