22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

uyurdu ki: "İlim şüpheye mâruzdur. Yakînde ise şüphe söz konusu değildir. Yakîn olan<br />

yerde şüphe olmaz ki, zıtlık olsun. Tasavvuf ehlinin ilmi ilk zamanlar kesbîdir, sonraları<br />

vehbî ve bedîhî hâle gelir. Bu ilimde şüphe olmaz."<br />

Ömrünü İslâm dîninin emir ve yasaklarını öğrenmek, öğretmek yolunda sarf eden Ebû Bekr-i<br />

Ebherî hazretleri, 941 (H.330) senesinde vefât etti.<br />

GÜZEL AHLÂK<br />

Ebû Bekr-i Ebherî hazretleri ilimde yüksek olduğu gibi, güzel ahlâk sâhibiydi. Kendisine karşı<br />

saygısızlık yapanları affederdi. Bir gün çarşıda dolaşırken, bir manifaturacı dükkanının önünden geçti.<br />

Manifaturacının oğlu, Ebû Bekr-i Ebherî'nin sohbetine katılanlardan birisiydi. O genç, Ebû Bekr-i<br />

Ebherî'yi görünce, dükkanı bırakıp peşinden gitti. Manifaturacı, dükkana gelip oğlunu göremeyince<br />

çok kızdı ve hemen onların arkasından gidip oğlunu kolundan tuttu. Ona eziyet ederek, alıp dükkana<br />

getirdi. Bu hâdise Ebû Bekr-i Ebherî hazretlerini çok üzdü. Sabah olunca manifaturacının kapısına,<br />

yanına hizmetçisini alarak geldi. Manifaturacıyı dışarı çağırdı ve ona; "Dün geceyi çok huzursuz<br />

geçirdim. Dünyâlık olarak sâdece şu hizmetçim var. Şâyet dün seni incittiğimden dolayı kabûl<br />

edersen, bunu sana verdim gitti. Yok eğer kabûl etmezsen onu azâd ettim gitti." dedi. Manifaturacı<br />

hemen af dileyerek; "Olacak şey değil. Hatâyı, günâhı ben işledim. Fakat sen özür diliyorsun." dedi.<br />

Bunun üzerine Ebû Bekr-i Ebherî; "Doğrusu günâhı sen işledin, fakat elemi bana erişti ve beni üzdü."<br />

dedi. Bundan sonra manifaturacı yaptığına pişman oldu ve tövbe etti. Ebû Bekr-i Ebherî'nin<br />

sohbetlerini hiç kaçırmadı.<br />

1) Hilyetü'l-Evliyâ; c.10, s.351<br />

2) Risâle-i Kuşeyrî; s.161<br />

3) Tabakâtü'l-Kübrâ; c.1, s.112<br />

4) Nefehât-ül-Üns Tercümesi; s.233<br />

5) Tabakât-üs-Sûfiyye; s.391<br />

6) Tabakâtü'l-Evliyâ; s.216<br />

7) Tabakât-ı Ensârî; s.392<br />

8) Nefehâtü'l-Üns; s.179<br />

EBÛ BEKR BİN EBÛ VEFÂ;<br />

Halep bölgesinde yetişen velîlerden. Hayâtı hakkında fazla bilgi yoktur. Doğum yeri ve târihi<br />

belli değildir. Babası Halep'te bir câmide müezzinlik yapan sâlih bir zât idi. Zamânın<br />

âlimlerinden ve velîlerinden ders alarak kemâle geldi. Küçük-büyük herkese Allahü teâlânın<br />

rızâsı için nasihat etmeye başladı. Âlimlerden, sâlihlerden ve devlet adamlarından birçoğu<br />

sohbetlerine gelirdi. Bir ara Şam'a gitti. Orada Muhammed Zağbî ile görüştü. Muhammed<br />

Zağbî, dünyâ sevgisini kalbinden çıkarmasını tavsiye etti. O da dünyâlık neyi varsa fakirlere<br />

dağıttı. Sohbetlerinde birçok talebe yetişti.<br />

Halep âlimlerinden Şeyh Ömer Faradî, talebeleri ile mantık ilmini anlatan Şerhüşşemsiye<br />

isimli kitabı okutuyordu. Mevzû karışık hükümler olup, mantık ilminin en zor konularından<br />

idi. Şeyh Ömer bir yere gelince durakladı, uzun müddet düşündü. Sonra talebelerine;<br />

"Birlikte Şeyh Ebû Bekr'in ziyâretine gidelim de gönlümüz, zihnimiz açılsın." dedi.<br />

Talebeleri ile berâber Şeyh Ebû Bekr'in huzûruna gitti. Şeyh Ömer daha bir şey sormadan<br />

Şeyh Ebû Bekr bir şeyler anlatmaya başladı. Şeyh Ömer başı önünde anlatılanları dinledi.<br />

Şeyh Ebû Bekr'in konuşması bitince, Şeyh Ömer talebeleri ile berâber medreseye döndü.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!