22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

EBÛ BEKR-İ EBHERÎ;<br />

Onuncu yüzyılda Horasan bölgesinde yetişen velîlerden. İsmi, Abdullah bin Tâhir bin Hâtim<br />

et-Tâî, künyesi Ebû Bekr'dir. Ebherî nisbesiyle meşhur olmuştur. Doğum yeri ve târihi<br />

bilinmemektedir. 941 (H.330) senesinde vefât etti.<br />

Zamânındaki âlim ve velî zâtların sohbetlerinde ve ilim meclislerinde bulunan Ebû Bekr-i<br />

Ebherî, Yûsuf bin Hüseyin er-Râzî'nin hizmetinde bulundu. Ondan ilim öğrendi. Ebû Bekr-i<br />

Şiblî'nin akranı olup, Ebû Muzaffer Kirmasânî ile arkadaşlık yaptı. Hadîs ilminde yüksek<br />

âlim olup, hadîs-i şerîf rivâyet etti. Zâhirî ilimlerde yüksek bir âlim, tasavvuf yolunda büyük<br />

bir velî oldu. İlim meclislerinde pekçok kimse bulunup istifâde etti. Vâz ve sohbetleriyle<br />

insanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını anlatıp, onların dünyâda ve âhirette saâdete<br />

kavuşmaları için gayret etti. Mahleb bin Ahmed el-Mısrî onun sohbetleriyle ilgili olarak dedi<br />

ki: "Birçok velînin sohbetinde bulundum. Hiçbirinin sohbeti bana Ebû Bekr-i Ebherî'nin<br />

sohbeti kadar faydalı olmadı."<br />

Ebû Bekr-i Ebherî hazretleri ilim ehline ve ilim öğreten hocaya çok önem verirdi. Hocanın<br />

talebeye göre ana ve babasından daha kıymetli ve değerli olduğunu bildirirdi. Ona; "İnsan<br />

nasıl oluyor da hocasının emirlerine anne ve babasınınkinden daha fazla uyuyor?" diye<br />

sorulunca; "Anne ve baba, insan oğlunun fâni hayâtının sebebidir. Yâni onun bu dünyâya<br />

gelmesine sebeb olmuşlardır. Hocası ise, onun bâkî, sonsuz hayâtının sebebidir. Çünkü onun<br />

hem bu dünyâda hem de sonsuz olan âhiret hayâtında saâdete kavuşmasına sebeptir."<br />

buyurdu.<br />

Bir sohbeti sırasında Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem şu hadîs-i şerîfini<br />

nakletti: "Ne mutlu nefsini küçültene ve kazancını helâl yoldan temin edene, iç hâli<br />

güzel, dışı da kerim olana ve insanlara da kötülük yapmayana. Ne mutlu ilmi ile amel<br />

edene, malının fazlasını dağıtana ve sözünün fazlasını tutan kimseye."<br />

Peygamber efendimizin ümmetine olan şefkat ve merhâmeti husûsunda buyurdu ki:<br />

"Allahü teâlâ, Peygamber efendimize vefâtından sonra ümmeti arasında vukû bulacak<br />

ayrılıkları ve başlarına gelecek musîbetleri bildirdi. Peygamber efendimiz bunu hatırladıkça<br />

üzülürdü. Bunun için, ümmetinin Allahü teâlâ tarafından bağışlanmasını isterdi."<br />

İnsanın başına gelen kötülük ve musîbetlerin onun faydasına ve kurtuluşuna vesîle olacağını<br />

bildiren Ebû Bekr-i Ebherî hazretleri buyurdu ki: "Başa gelen musîbet ve belâlarda üç iyilik<br />

ve üç fayda vardır: Birincisi; o kimsenin büyük günahlarının affına sebeptir. Yâni o kimse<br />

günahlarından temizlenir. İkincisi; bu musîbet ve belâ o kimsenin küçük günahlarına da<br />

keffârettir. Üçüncüsü; sıkıntılara dalıp, Allahü teâlâyı, sevgili Peygamberimizi ve büyük<br />

zâtları hatırlamaya sebeb olur."<br />

"Her sınıf insanın bir himmeti, ulaşmak için gayret ettiği bir gâyesi vardır. Sâlihlerin himmeti<br />

de Allahü teâlâya isyân etmeden, O'nun râzı olduğu işleri yapmaktır. Âlimlerin himmeti<br />

sevâbın artmasına gayret etmektir. Âriflerin himmeti kalplerinde Allahü teâlânın<br />

büyüklüğünü bulundurmak, Allahü teâlâyı hatırlamaya mâni olan şeyleri terk etmektir."<br />

Bir gün bir cenâzede bulundu. Ölenin yakınları çok ağlıyorlardı. Ebû Bekr-i Ebherî hazretleri<br />

şu meâle gelen bir şiir okuyarak; "Kendini unutmuş bir halde, ağlıyor ölünün hâline. Ölünün<br />

yakınlarının, mevtâya az tâziyede bulunduklarını iddiâ ediyor. O kimse akıl ve fikir sâhibi<br />

olsaydı, kendi bulunduğu hâle ağlardı." Esas ağlanması gereken kimsenin imânla giden<br />

mevtâ değil, geride kalan kimseler olduğunu, çünkü ölenin dünyânın günah ve sıkıntılarından<br />

kurtulduğunu bildirdi.<br />

İlm-i vehbînin yâni Allahü teâlânın ihsân ettiği çalışmakla ele geçmeyen ilmin, ilm-i<br />

kesbîden yâni çalışarak öğrenilen ilimden daha üstün olduğunu bildiren Ebû Bekr-i Ebherî

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!