22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

takdire râzı olması gerektiğini hatırlattı. O günün gecesinde ayrıca rüyâsında Peygamber<br />

efendimizi gördü. Peygamber efendimiz başını okşayıp tebessüm ederek; "Bizi ziyâret<br />

edememekten dolayı üzüldün. Biz senden râzıyız, seni kabûl ettik. İlerde bizi çok güzel bir<br />

hâlde ziyâret edeceksin." buyurdu.<br />

Bu rüyâdan sonra büyük bir sevince gark olan Abdurrahmân bin Ali Sekkâf memleketi<br />

Terîm'e döndü. Büyük bir şevkle babasının derslerine devâm etti. Babasının bütün eserlerini<br />

okudu. Büyük İslâm âlimi İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin İhyâ-u Ulûmiddîn kitabını<br />

babasından baştan sona kırk defâ okuyup bitirdi. Ayrıca memleketinde bulunan diğer<br />

âlimlerden de okudu. Din ve edebiyât ilimleri ile tasavvuf ilminde, Arapça'da âlim oldu.<br />

Tahsîlinin bu safhasından sonra ilk ziyâretinden altı sene sonra ikinci defâ hacca ve<br />

Peygamber efendimizi ziyârete gitti.Aden'e ve Zebîd şehrine, oradan da Cidde'ye varınca<br />

Muhammed bin Tâhir adında sâlih bir tüccar ona hürmet gösterip bütün ihtiyâçlarını<br />

karşıladı, misâfir etti. Hac ibâdetini büyük bir rahatlık içinde yaptıktan sonra Peygamber<br />

efendimizin kabr-i şerîfini ziyâret için Medîne yoluna çıktı. Altı sene önce gördüğü rüyâ artık<br />

gerçekleşmek üzere idi. Medîne'ye yaklaştığı sırada kendisini Medîneli çocuklar âdetleri<br />

üzere karşıladılar. Yanında yirmi dinar parası vardı. Hepsini bu çocuklara dağıttı. Sonra<br />

Peygamber efendimizin kabr-i şerîfini ziyâret etti. İçindeki büyük hasret ateşiyle uzun<br />

zamandan beri yanan Ali Sekkâf murâdına ermesi sebebiyle tarife sığmaz bir mutluluk ve<br />

sevinç içinde idi. Kavuştuğu bu nîmetten dolayı sevinci her an bir kat daha artıyordu. Bu<br />

ziyâreti sırasında anlatılamayacak derecede ve ifâdeye sığmayan hâllere ve nîmetlere, üstün<br />

derecelere kavuştu.<br />

Medîne'ye vardığı sırada Melik Eşref Kayıtbay'ın yakın adamlarından İbn-i Zaman adıyla<br />

meşhur bir tüccar da Medîne'de idi. Tüccar onu görünce çok hürmet ve ikrâmda bulundu.<br />

Hattâ sayısız mal ve eşyâ hediye etti.<br />

Abdurrahmân bin Ali Sekkâf hazretleri ziyâretini tamamlayıp memleketi Terîm'e döndü. Bu<br />

dönüşünde akrabâları ve memleketin ahâlisi onu büyük bir hürmet ile karşıladı. İnsanlar onun<br />

sohbetine ve derslerine toplandılar. O da insanlara ilmi ve mârifeti yudum yudum sundu.<br />

Derslerinde velîlerin yazdığı kitapları ve bilhassa İhyâu Ulûmiddîn adlı eseri okuturdu.<br />

Hadîs ilminde de âlim olup tâliplere ders verirdi. Bütün hallerinin İslâmiyete uygun olması<br />

husûsunda büyük bir titizlik gösterirdi. Az yer, az uyur, az konuşurdu. Fakirleri, garibleri,<br />

yetimleri, zayıfları gözetir, yardım ederdi. Pekçok âlim ve velî onu methetmiştir.<br />

Hadîs âlimlerinden ve Gurer kitabının müellifi Muhammed bin Ali şöyle anlatmıştır:<br />

Rüyâmda bana Abdurrahmân Sekkâf'ın üstün hallerini, güzel hasletlerini söyleyip çok<br />

methettiler. Sabahleyin yanına gittim, kendi kendime hatırımdan; "Keşf ve kerâmet sâhibi ise<br />

ben daha söylemeden gördüğüm rüyâdan haber verir." diye geçirdim.<br />

Evine yaklaşınca onu kapı önünde bekler gördüm. Beni görünce tebessüm edip, akşam<br />

gördüğüm rüyâyı anlattı.<br />

Abdurrahmân bin Ali Sekkâf'ın vefâtından sonra kabrini ziyâret ettiğim zaman Kur'ân-ı<br />

kerîm okurdum. Bu sırada bir yanlışım çıksa veya bir yer unutsam, kabirden gelen bir ses<br />

doğrusunu bildirirdi.<br />

Terîm Sultânı Muhammed bin Ahmed ile Şahar Sultânı arasında harb oldu. Abdurrahmân bin<br />

Ali, Terîm Sultânının muzaffer olacağını haber verdi. Dediği gibi oldu.<br />

Abdurrahmân bin Ali'nin sevdiklerinden biri vefât etti. Definden sonra, telkîn için kabrin<br />

başında durdu. Bir müddet sonra ayrıldı. Bulunanlar, telkîn vermeme sebebini sordular.<br />

Buyurdu ki: "Her kişinin telkîne ihtiyâcı vardır. Lâkin bana bunun ihtiyâcı olmadığı<br />

bildirildi."<br />

Abdurrahmân bin Ali, bir gün Mervân Mescidinde talebelerine ders okuturken, mescidin bir

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!