22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ahlâkı sebebiyle, birçok kimse elinde tövbe edip, sâlih kimseler arasına karıştı. Sık sık<br />

insanlara nasîhatlarda bulunurdu.<br />

Pekçok talebe yetiştirip, kıymetli eserler yazdı. Bu eserlerinde, tasavvuftan ve tasavvuf<br />

büyüklerinin hâllerinden, kabir ziyâretinden ve büyüklerin kabirlerini ziyâret ederken görülen<br />

bâzı hârikulâde hâllerden bahsetti.<br />

Ebû Abdullah Merrakûşî hazretleri, bir sohbetlerinde şöyle buyurdu:<br />

Resûlullah efendimizin âşıklarının temiz kalplerinden çıkan sözler, edebe, saygıya uygunsuz<br />

görünse de, bunlara bir şey dememeli, susmalıdır. Buradaki edeplerden, saygılardan biri de<br />

susmaktır. Âşıklardan biri, Kabr-i saâdetin yanında her sabah ezan okur; "Namaz uykudan<br />

daha iyidir." derdi. Mescid-i Nebî hizmetçilerinden birisi; "Resûlullah'ın huzûrunda<br />

terbiyesizlik yapıyorsun." diyerek bunu dövdü. Bu da; "Yâ Resûlallah! Yüksek huzûrunuzda<br />

adam dövmek, sövmek edepsizlik sayılmaz mı?" dedi. Çok ağladı. Biraz sonra döven<br />

kimsenin felç olduğu, eli ayağı tutmadığı görüldü. Üç gün sonra da öldü.<br />

Anlatılır ki, Bağdât'ta Kerhli bir attâr vardı. Doğruluğu, iyiliği ve güvenilirliği ile meşhur<br />

olmuştu. Fakat bir hayli borcu vardı. Hayâsından evinden çıkamaz hâle geldi. Cumâ gecesi<br />

olunca, âdeti üzere namaz kıldı. Resûlullah efendimize salât ve selâm getirdi ve duâ edip<br />

uyudu. Rüyâda Peygamber efendimizi gördü. Resûlullah ona; "Vezîr Ali bin Îsâ'ya git! Ben<br />

ona, sana dört yüz dînar vermesi için emir verdim. Onları al, ihtiyaçlarını giderip hâlini<br />

düzelt." buyurdu. Sabah olunca, attâr, vezîrin yanına gitti. Fakat muhâfızlar onu içeri<br />

almadılar. Biraz sonra, vezîrin yakınlarından biri dışarı çıktı. O, attârı tanıyordu. Muhafızlara<br />

durumu anlatıp, attâra; "Vezir, seher vaktinden beri seni bekliyor. Bana, seni ve kaldığın yeri<br />

sordu. Sen şimdi burada bekle, ben vezîrin yanına gidip geleyim." dedi. O şahıs süratle<br />

vezîrin yanına gidip geldi. Attârı alıp vezîrin huzûruna götürdü. Vezîr attâra ismini sordu. O<br />

da kendisini tanıttı. Kerh ehlinden olduğunu söyledi. Bunun üzerine vezir, attâra; "Allahü<br />

teâlâ sana iyi karşılıklar versin, dün geceden beri uyuyamadım. Dün gece Resûlullah<br />

efendimizi rüyâmda gördüm. Bana; "Falanca attâra dört yüz dînar ver, hâlini düzeltsin."<br />

buyurdu." dedi. Attâr da vezîre; "Ben de dün gece Resûlullah'ı rüyâmda gördüm. Bana;<br />

"Vezîr Ali bin Îsâ'ya git, ona, sana dört yüz dînar vermesini emrettim." buyurdu." dedi. Vezîr,<br />

Resûlullah efendimizin kendisinden bahsetmesinin sevincinden çok ağladı. Attâra bin dînar<br />

verilmesini emretti. Hizmetçiler bin dînar getirdiler. Attâra; "Dört yüz dînârı, Resûlullah'ın<br />

emri üzerine diğer altı yüz<br />

dînârı da, ayrıca sana hîbe ediyorum." dedi. Attâr ise fazlasını kabûl etmeyip; "Resûlullah'ın<br />

verdiğinden ve ihsânından fazlasını istemem. Ben, Resûlullah'ın ihsânı olan bu dört yüz<br />

dînârdan başkasından bereket ummuyorum. Bu söz üzerine vezir ağladı. Uygun olanı budur,<br />

nasıl istersen öyle yap." dedi. Attâr, dört yüz dînârı aldı. Bir kısmı ile borcunu ödedi.<br />

Resûlullah efendimizin bereketi ile hâli iyileşti ve malı çoğaldı.<br />

Ebû Abdullah Merrakûşî hazretlerinin Misbahü'z-Zulâm fi'l-Müstegîsîn bi-Hayri'l-Enâm<br />

adını verdiği ve Resûlullah efendimizi vesîle ederek yapılan duâların kabûl olunduğunu uzun<br />

uzun anlattığı bu eserinden başka diğer kıymetli eserlerinden bâzıları şunlardır:<br />

En-Nûr-ul-Vâdıh ilâ Muhaccet-il-Münkir Ales-Sarîh fî Vücûh-is-Sâih,<br />

Misbâh-üz-Zulâm fil-Müstegîsîn bî-Hayr-il-Enâm (sallallahü aleyhi ve sellem),<br />

A'lâm-ül-Ecnâd vel-Ubbâd Ehl-il-İctihâd bi-Fadl-ir-Ribât vel-Cihâd. O bu eserlerinde<br />

Ehl-i sünnet vel-cemâat yolunu anlatmanın yanısıra, İbn-i Teymiyye'nin ortaya koyduğu<br />

bozuk fikirleri ve yanlış îtikâd sâhiplerinin sapıklıklarını da ortaya koymaktadır.<br />

Ömrünü İslâmiyeti yaymak, talebeler yetiştirmek ve eser yazmakla geçiren Ebû Abdullah<br />

Merrakûşî hazretleri, 1284 (H.683) yılında Kâhire'de vefât etti. Karâfe kabristanına<br />

defnedildi.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!