22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ağladı ve hacca gitmek üzere yola çıktı. Yolda eşkıyâ yolunu kesip; "Neyin var?" dedi. "Elli altınım<br />

var." buyurdu. Eşkıyâ; "Altınları ver!" deyince; çıkarıp verdi. Eşkıyâ altınları eline alıp bir müddet<br />

düşünceye daldı. Sonra geri verip, devesini çöktürdü ve; "Buyurunuz efendim, deveme bininiz!" dedi.<br />

Ebû Abdullah hayret edip; "Sana ne oldu?" buyurdu. O kimse; "Siz, bu altınların bulunduğunu inkâr<br />

etmeyip doğruyu söylediğiniz için kalbimde size karşı muhabbet hâsıl oldu. Ben şimdiye kadar<br />

yaptıklarıma pişman olup tövbe ettim. Sizinle berâber gelmek istiyorum." dedi. Berâberce hacca<br />

gittiler. O kimse, hazret-i Ebû Abdullah ile olan bu berâberliği ve sohbetinde bir müddet bulunmasıyla<br />

Allahü teâlânın velî kullarından oldu.<br />

1) Tabakâtü'l-Kübrâ; c.1, s.159<br />

2) Ravdu'r-Reyyâhîn; s.33, 247, 248, 255, 269, 270<br />

3) Nevâdirü'l-Âlem; s.58<br />

4) Câmiu Kerâmâti'l-Evliyâ; c.1, s.114<br />

5) Kalâidü'l-Cevâhir; s.123<br />

6) El-A'lâm; c.5, s.319<br />

7) Şezerât-üz-Zeheb; c.4, s.342<br />

8) İslâm Âlimleri<strong>Ansiklopedisi</strong>; c.6, s.162<br />

9) Mu'cemü'l-Müellifîn; c.8, s.226<br />

10) Füsûl (Fâtih Kütüphânesi numara 5375)<br />

11) Brockelman; Gal.1, s.461, Sup.1, s.833<br />

EBÛ ABDULLAH MAĞRİBÎ;<br />

Evliyânın büyüklerinden. Adı Muhammed bin İsmâil Mağribî, künyesi Ebû Abdullah'tır.<br />

Doğum yeri ve târihi bilinmemektedir. 892 (H.279) veya 911 (H.299) senesi Tûr-i Sinâ'da<br />

vefât etti. Hocası Ali bin Ruzeyn'in kabri yanına defnedildi.<br />

Evliyânın büyüklerinden Ebü'l-Hasan Ali bin Ruzeyn hazretlerinin sohbetlerinde ilim ve<br />

edeb öğrenerek yükseldi ve zamânının en büyüklerinden oldu. Talebe yetiştirmekte fevkalâde<br />

mâhir idi. Pekçok büyük zâtın yetişmesine vesîle oldu. İbrâhim bin Şeybânî, İbrâhim bin<br />

Havvâs, Ebû Bekr Bîkindî bunlardandır.<br />

Çok az yemek yerdi. Yediği şeyler ise insan eli değmemiş, yemeği âdet hâline getirdiği bâzı<br />

ot kökleriydi. Yolculuğa talebeleriyle berâber çıkar, devamlı ihramlı durmaya çalışırdı. Onu<br />

yakından tanıyanlar; "Elbisesi hiç kirlenmez, saçı sakalı hep aynı halde durur, büyümezdi."<br />

dediler. Dört oğlu vardı. Herbirine bir sanat öğretti. "Hepsinin, sanat sâhibi olması için niçin<br />

bu kadar gayret ediyorsunuz, sebebi nedir?" diye soranlara; "Vefâtımdan sonra geçim<br />

sıkıntısına düşerler. Sonra da, bizi sevenlere; "Ben falanın oğluyum." deyip, onlardan bir şey<br />

isteyip, üzerler, korkusuyla herbirinin sanat sâhibi olmasını istedim. Böylece, ihtiyaç ânında<br />

geçimlerini temin edip güçlük çekmezler." buyurdu. Güzel halleri ve kerâmetleri çoktu.<br />

Talebelerine ve sevdiklerine çoğu zaman dünyâ sevgisinin kötülük ve zararlarından anlatırdı.<br />

Bu hususta; "Kalbini dünyâya bağlamayan, nefsine bu yolda bir varlık tanımayan fakir bir<br />

kişi, faziletli işlerden pek azını yapsa dahi şu dünyâ hırsını kalbinde taşıyıp, âdeten ibâdet<br />

edenlerden daha kıymetlidir. Bu fakir kişinin çok az bir ameli, dünyâ sevgisine kapılmış<br />

kimselerin dağlar gibi yapacağı amelden çok daha kıymetli ve fazîletlidir." buyurdu. Sonra<br />

da; "Bir kimse, samîmî olarak, dünyâdan yüz çevirir, Allahü teâlâya yönelirse, o kimse,<br />

dünyânın şerrinden ve âfetlerinden, sıkıntılarından emin olur, kurtulur." buyurdu.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!