22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Edebâlî hazretleri hatip, kâdı ve şâir olan talebesi Dursun Fakîh ile yanyana yatmaktadır. Bu<br />

çok sevilen derviş gâzinin bir makam türbesi de, Söğüt'ün Küre köyü civârında bir tepe<br />

üzerindedir.<br />

Dursun Fakîh'in ilmi, zühd ve takvâsı güzel ahlâkı yanında diğer bir yönü de şâir oluşudur.<br />

Nitekim onun; Mukaffâ Kalesi Gazâvatnâmesi isimli eseri günümüze kadar gelmiştir.<br />

Dursun Fakîh eserini şu şekilde bitirmektedir:<br />

Yâ İlâhî Habîbinin hürmeti<br />

Rahmetinle bağışla bu ümmeti<br />

Suçumuz çok anı şefi kılıruz<br />

Rahmetini ol sebebden bilirüz<br />

Rahmetin umar isen Dursun Fakı<br />

Resûlullah'ın mücâzâtların oku.<br />

1) Şakâyık-ı Nu'mâniye Tercümesi (Mecdî Efendi); s.21<br />

2) Kâmûs-ul-A'lâm; c.4, s.3020<br />

3) Türk Dünyâsı Araştırmaları Dergisi, sayı 6, s.117-130<br />

4) Âşıkpaşaoğlu Târihi; s.27<br />

5) Tâcü't-Tevârih; c.5, s.2-3<br />

E<br />

EBDAL HASAN<br />

İslâmiyeti yaymak için Horasan'dan Anadolu'ya gelen gâzi dervişlerden olduğu zannedilen<br />

Ebdal Hasan'ın kabri Kastamonu-taşköprü'nün on beş kilometre güneyindeki Abdal Hasan<br />

köyündedir. Hakkında bilgi yoktur. Türbesinde yer alan diğer kabrin de Yıldırım Bâyezîd<br />

Hanın kızına âit olduğu rivâyet edilmektedir. Türbenin yakınında Ebdal Hasan'ın talebe<br />

yetiştirdiği medresesi, tekkesi, câmii ve bir de hamamı vardır. Medrese birkaç sene önce<br />

yıkılmış olup, tekke ve hamam metruk haldedir. Câmi ibâdete açıktır.<br />

EBDAL KUMRAL;<br />

Osmanlı Devletinin kuruluş yıllarında yaşamış mücâhid ve akıncı bir derviş. Doğum târihi ve<br />

yeri bilinmemektedir. Asıl adı Turgut olup Şeyh Edebâlî hazretlerinin müridlerindendir.<br />

Şeyh Edebâlî hazretleri Eskişehir yakınlarındaki İtburnu adlı köyde ikâmet eder, tâliblerine<br />

ilim öğretmek, insanlara huzur dağıtmakla meşgûl olurdu. Talebelerini daha çok kâfirlerle<br />

cihâda sevk ederdi. Nitekim sohbetlerinde kemâle gelen Ebdal Kumral'ı da hem talebe<br />

yetiştirmek ve hem de Allahü teâlânın dînini yaymak için kâfirlerle harbetmek üzere<br />

vazîfelendirdi.<br />

Ebdal Kumral, İslâmiyetin yayılması için pekçok gayret gösterdi. Zaman zaman Hızır<br />

aleyhisselâm ile görüşüp sohbet ederlerdi. Yine bir defâsında Ermeni derbendi denilen yerde<br />

dinlenirken Hızır aleyhisselâma rastgeldi. Tatlı tatlı konuştular. Hızır aleyhisselâm, Ebdal<br />

Kumral'a Osman Bey'den söz etti. Onun dağılmış olan müslümanları bir bayrak altında<br />

toplayacağından ve kurduğu devletin üç kıtaya yayılacağından bahsetti. Ebdal Kumral<br />

hazretleri bu genç beyi tanımıyordu. Ancak, birçok gazâda bulunduğunu ve zaman zaman<br />

gelip Şeyh Edebâlî'nin zâviyesinde misâfir kaldığını duymuştu. Hızır aleyhisselâm; "O genç<br />

erin, geleceği çok ümitlidir. Kendisine bu müjdemizi ulaştır" dedi. Kumral Ebdal kendisini

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!