22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

olarak, aynı yola hizmet etmesi işâret edildi. Sabahleyin yol hazırlığı yapıp, yanına bir yol<br />

arkadaşı da bularak, Çelebi Halîfe'nin halîfesi ve dâmâdı Sünbül Sinân Efendinin halîfesi,<br />

Saraylı Aynî Dede'nin yanına gitti. Yıllarca onun hizmetinde bulunup, ilim ve feyzinden<br />

istifâde etti. Ahlâkını, Resûlullah efendimizin ahlâkına uydurmak için çalışıp, yüksek<br />

makamlara kavuştu. Sofyalı Bâlî Efendiyi görmek için hocasından müsâade istedi. Ancak, bir<br />

başka zâta gitmesine müsâade edildi. Hocasının bildirdiği zât için istihâreye yattı. Rüyâda<br />

bildirilen usûl dâhilinde hazırlıklarını yapıp, yanına aldığı yol arkadaşı ile birlikte, gitmesi<br />

emredilen zâtın bulunduğu Dimitrofça kasabasına vardı. Câmi önünde konakladı. İki-üç gün<br />

orada kalıp, ibâdet ile meşgûl oldu. Aradığı zâtı bulamadı. Câmiden ayrılıp çarşıya vardı.<br />

Dükkânlardan birinde, ölü gibi duran bir zâta gözü takıldı. Âdetâ mıknatısın demiri çektiği<br />

gibi, ihtiyâr onu yanına çekti. Dükkâna varıp selâm verdi. O zât selâmını alıp; "Hoş geldin,<br />

Muslihuddîn Efendi, sen gelince bizim gitmemiz îcâbeder." dedi. Muslihuddîn Efendi de;<br />

"Ben, ülfet ve sohbete, sizden istifâde ümîdiyle geldim. Ayrılık arzusuyla gelmedim."<br />

dediyse de, o mübârek zât; "Elbette sizin gelmeniz, bizim gitmemizi îcâbettirir." buyurdu.<br />

Bir-iki gün içinde de oradan ayrılıp gitti.Muslihuddîn Efendi, Dimitrofçayı vatan edinip,<br />

âilesini ve çocuklarını getirdi. Yıllarca orada insanlara feyz saçtı. Çevre kasaba ve köylerden<br />

birçok talebe geldi. Vakitlerini tâat ve ibâdetle, kıymetlendirdi. Onu sevenler, Velî Bey<br />

Câmii yakınlarında bir dergâh inşâ ettiler. Orada yüzlerce insan ilim öğrendi. Kalplerini<br />

tasfiye ve nefslerini tezkiye edip, nice makamlara yükseldiler. Nice garibler, dertliler,<br />

Muslihuddîn Efendinin mübârek duâları ile dertlerinden kurtulup sıhhat ve âfiyet üzere<br />

yaşadılar.<br />

Şikloş kasabasından Dervîş isminde bir hattata bir cinnî musallat olmuştu. Gidip<br />

Muslihuddîn Efendiye hâlini arzetti. Muslihuddîn Efendi; "Eğer sen burada iken cinnî gelirse<br />

bana göster." buyurdu. O kimse de, birkaç gün orada kaldı. Cinnî hiç gelmedi. Hâlini<br />

Muslihuddîn Efendiye arzetti. O da bir duâ yazıp verdi. "Bunu üzerinde taşırsın. İnşâallah<br />

gelmez." buyurdu. O kimse Şikloş'a geri döndü. Bir hafta sonra o cinnî kapıda göründü. İçeri<br />

giremiyordu. Oradan; "Bre zâlim, ben sana neyledim ki, beni şikâyet ettin?" dedi.<br />

Adamcağız, utanç ve korkusundan birşey diyemedi. Sonra cinnî, "Âh!" deyip feryâd ederek<br />

gitti. On beş gün sonra tekrar göründü. Daha sonra hiç görülmedi.<br />

Bir gün Muslihuddîn Efendinin huzûruna gâzi-levend kılığında bir kimse geldi. Bir mikdâr<br />

sohbetten sonra gitti. Muslihuddîn Efendi talebelerine; "Levendi gördünüz mü? O<br />

ebdallerdendi." dedi. Muslihuddîn Efendinin de ebdallerin reisi olduğu söylenirdi. Pâdişâhlar,<br />

paşalar, uç beyleri ondan istimdâd eyler, yardım beklerdi. O da, gönlü cihâd aşkıyla yanan<br />

gâzilerin yardımına koşardı.<br />

Bu hâdiseyi, Muslihuddîn Efendi daha önce Hüseyin Dede'ye haber vermişti. Hüseyin Dede o<br />

sıralarda Sâkmâr önlerindeki İslâm askerlerinin hâlinin ne olduğunu düşünür, meraklanırdı.<br />

Bir gece rüyâsında, Muslihuddîn Efendiyi gördü. Câminin bahçesi önünde silâh kuşanmış,<br />

savaşa gidecek bir hâldeydi. Bu sırada pür-silâh bir grup asker ortaya çıktı. Hüseyin Dede;<br />

"Bunları Şâkmâr'a gönderelim. Oradaki askerlere imdâda gitsinler." dedi. Kabûl etmedi.<br />

"Onlar rahattırlar, istersen bak da gör." deyip işâret etti. O da işâret ettiği yere dönünce,<br />

oradaki askerlerin ne kadar rahat olduklarını gördü. "Ama Hasan Paşaya imdâda gidelim."<br />

deyip, onu da yanlarında götürdüler. Sonra da; "Kâfirin Hasan Paşa tarafından yenilmesi<br />

muhakkaktır, inşâallah." buyurdu. Birkaç gün sonra Korşik'in yenilip esir edildiği haberi<br />

geldi.<br />

Talebelerinden Dimitrofçalı Dürrî Efendi gençliğinde ağır hasta olmuştu. Yakınları ondan<br />

ümitlerini kesmişlerdi. Annesi son çâre olarak gidip Muslihuddîn Efendiden duâ istedi. O da<br />

duâ ettikten sonra, duâlar yazıp verdi. Annesi daha eve gelmeden, Allahü teâlânın izniyle<br />

bedenine kuvvet geldi. Kalktı, abdest alıp namaza durdu. Bu sırada annesi geldi. Onu<br />

namazda görünce aklı başından gitti. Allahü teâlâya nasıl hamdedeceğini şaşırdı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!