22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Elhamdülillah sohbetle geldik sohbetle gittik, ülfetle geldik ülfetle gittik." deyip, tövbe ve<br />

istiğfâr eyledi. Arkasından Kelîme-i şehâdet söyleyerek rûhunu Hakk'a teslim eyledi.<br />

Mekke-i mükerremede yaptırdığı mescidin avlusuna defnedildi.<br />

Deli Birâder Mehmed Efendi, Şehzâde Korkut ile berâber iken, Dâfî-ul-Gumûm ve<br />

Râfî-ul-Humûm adlı bir eser yazdı. Güzel şiirler söyledi. Şiirleri, sevenleri tarafından bir<br />

dîvânda toplandı.<br />

1) Şakâyık-ı Nu'mâniyye Tercümesi (Mecdî Efendi); s.471<br />

2) Hadîkat-ül-Cevâmi; c.2, s.115<br />

3) Tezkîre-i Sehî (İstanbul-1325); s.86<br />

4) Tezkîre (Latîfî) (İstanbul-1314); s.254<br />

5) Tezkiretü'ş-Şuarâ (Kınalızâde); c.2, s.721<br />

6) Güldeste-i Riyâzı İrfân; s.496<br />

7) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.13, s.374<br />

DEMİR HOCA;<br />

Nevşehir'de yaşamış velîlerden. İsmi Mustafa, babasınınki Ahmed'dir. Nevşehir'in Karasoku<br />

mahallesinde 1870 (H.1287) senesinde doğdu. Halk arasında Demir Hâfız veya Demir Hoca<br />

ismiyle meşhur oldu. Tahsil çağı gelince Köse Vâiz Medresesinde ilim öğrenmeye başladı.<br />

Hocası Hacı Hamdi Efendiden icâzet, diploma aldı.<br />

Demir Hoca, ilim tahsîlini tamamladıktan sonra manifaturacılık yaparken, Nevşehir'in<br />

Tavukçu ve diğer câmilerinde ücretsiz imâmlık ve hatiplik yaptı. Bir süre sonra ticâreti<br />

tamâmen bırakıp insanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını bildirmeye çalıştı. Kendisi için<br />

tutulan han odalarında talebe yetiştirdi.<br />

Aksaray'dan ziyâretine gelen bâzı talebeleri; "Keşke hoca efendiye iki Aksaray kavunu<br />

getirseydik iyi olurdu." diye aralarında konuştular. Demir Hoca'nın yanına geldiklerinde,<br />

Hoca Efendi evdekilere; "Misâfirlerimize karpuz getirin de yiyelim. Kavun olacağına karpuz<br />

olsun." dedi.<br />

Bir ara Konya'ya giden Demir Hoca, burada bir ay boyunca vâz ve ders verdi. Ramazanın<br />

sonunda Demir Hoca'ya bir mikdâr para verdiler. O bunu kabûl etmedi. Paranın az olduğunu<br />

sanarak iki katına çıkardılar. Yine kabûl etmeyip; "Ben ilmi parayla satmam." buyurdu.<br />

Üçhisarlı emekli müftü Ali Efendi bir gece rüyâsında, Demir Hoca'yı Resûlullah efendimizin<br />

bahçesine girmiş, ağaçtan bir nar koparmak isterken gördü. Bahçenin bekçisi ona; "Burada<br />

nar hissen var. Narı alman için biraz daha beklemen lâzım." dedi. Demir Hoca'nın huzûrunda<br />

rüyâsını anlatınca, talebelerinden biri; "Âhirete yolculuk var." diye tâbir etti. Orada bulunan<br />

arkadaşlarının; "Bunu nasıl söylersin?" demeleri üzerine, Demir Hoca; "Dokunmayın! Hacı<br />

doğru tâbir etti." dedi. Bu hâdiseden bir süre sonra Demir Hoca'yı köylerine vâz için<br />

götürmeye gelen köylülere; "Sizlerle gitmeye izin yok. Ancak Nar köyüne gitmeye izin var."<br />

diyerek onlarla helallaştı. Daha sonra Nar köyüne gitti. Buradaki câmide bir müddet vâz<br />

verdi. Vefâtından önceki gece yanında bulunanlara; "Eğer vefât ederken şuurunuz yerinde<br />

olursa, Peygamber efendimizin son nefesinde okuduğu duâyı okursunuz." dedi ve<br />

yanındakiler gidince, onlara bu duâyı okumalarını söyledi. Bu halde iken 1952 (H.1372)<br />

senesinde vefât etti. Cenâzesi Nevşehir'e getirilerek Dâmâd İbrâhim Paşanın yaptırdığı<br />

Kurşunlu Câmiinde kalabalık bir cemâatle namazı kılındı. Nevşehir mezarlığına defnedildi.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!