22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Deli Birâder Mehmed Efendi bir müddet sonra asıl mesleği müderrisliğe dönmek istedi.<br />

Bunun üzerine Sivrihisar'a tâyin edildi. Ancak Deli Birâder hazretlerinin tabiatı herhangi bir<br />

yerde uzun müddet kalmaya müsaid değildi. Bu sebeple adı geçen şehirden de "müddetim<br />

doldu" diyerek tâyinini istedi. Devlet adamları; "Niçin yerinde oturmayıp tiz geldin." diye<br />

suâl eylediklerinde; "Sivri yer olmağın oturup huzur idemedim. Bir düzcesin inâyet idün."<br />

diyerek latife yollu bir cevap verdi. 50 akçe yevmiye ile Akşehir Medresesine tâyin edildi.<br />

Burada da bir müddet talebe yetiştirip halka vâz ü nasîhatlerde bulunan Mehmed Efendi,<br />

Kâdıasker Kadri Efendi'ye gelerek Ağros Müftülüğünü istedi. Onun; "Pâyen değildir."<br />

diyerek reddetmesi üzerine şu şiiri söyledi:<br />

"Deminde yağmasa bârân-ı ihsân,<br />

Letâfet sebzezârı tâze olmaz.<br />

Cihanda küçük ve büyük katında,<br />

Keremden râst hiç âvâze olmaz.<br />

Efendi lutfet ölçüp dökmeği ko<br />

Metâ-ı himmete endâze olmaz."<br />

(Eğer ihsân yağmuru zamânında yağmazsa, letâfetin bağçesi yeşerip tâzelenmez.<br />

İster küçük isterse büyüklerin yanında, bu dünyâda kerem ve ihsândan daha düzgün söz<br />

yoktur.<br />

Ey efendi ölçüp dökmeği bırak, lutf et, himmet için ölçü yoktur. Himmetin malı ölçüye<br />

gelmez."<br />

Bunun üzerine Kadri Efendi arzusunu yerine getirdi. Deli Birâder Mehmed Efendi bilâhare<br />

İstanbul'da Fâtih Sultan Mehmed Hanın vakıflarının idâresinde vazîfelendirildi. Sonunda<br />

buradan emekli olup, Beşiktaş tarafında uzlete çekilerek, tâat ve ibâdetle meşgul olmayı arzu<br />

etti. Bir câmi, dergâh ve bunlara gelir getirecek hamam inşâ etmeyi istiyordu. Onun bu<br />

hayırlı arzusundan haberdâr olan ve onu çok seven devlet erkânı, bu niyetini gerçekleştirmek<br />

için aralarında para toplayıp verdiler. Pâdişâh Kânûnî SultanSüleymân Han ve Vezîriâzam<br />

İbrâhim Paşa da ihsânlarda bulundu. Bu esnâda Edirne'de köprü inşâsıyla meşgûl olan<br />

Mustafa Paşa, İstanbul'a dönmeden vefât edince, vârisleri paşanın adına on bin akçe verdiler.<br />

Deli Birâder Efendi de, köprüye ve Mustafa Paşanın vefâtına şöyle bir şiirle târih düşürdü.<br />

Bildi merhûm Mustafa Paşa,<br />

Köprüdür fil-Hakîka bu dünyâ<br />

Yaptı bir köprü harcedip varın,<br />

İde tâ kim bu mânâya îmâ<br />

Dahi köprü tamam olmadın,<br />

Âna itdi hücûm seyl-i fenâ<br />

Geçti merhum dediler târih,<br />

Köprüden geçti Mustafa Paşa.<br />

Bu şiiri okuyan merhum paşanın hanımı, yüz altın daha hediye etti. Deli Birâder Efendi,<br />

toplanan paralarla arzusunu gerçekleştirdi. Beşiktaş'ta bir câmi, dergah ve hamâm inşâ ettirdi.<br />

Çevre halkı onun sohbetine hücûm etti. Bu arada, hamamın da şifâ saçtığı, halk arasında<br />

yayıldı. Diğer hamamcılar, müşteri bulamayıp, şikâyetçi oldular. Deli Birâder Efendi de, fitne<br />

çıkmasına meydan vermemek için zâviyesini Ateş Baba isminde bir talebesine bıraktı.<br />

Pâdişâhtan izin alarak Mekke-i mükerremeye gitti. Orada hac vazîfesini îfâ edip, Resûlullah<br />

efendimizin mübârek makâmına yüz sürdükten sonra, Mekke'de yerleşti. Orada da bir mescid<br />

yaptırıp, yanında latîf bir bahçe tanzîm ettirdi. İbâdet, tâat, insanlara nasîhat ve dostlarla<br />

sohbet ederek vakit geçirdi.<br />

1534 senesinde, bir gün dostlarını dâvet etti. Onlara çeşitli ikrâmlarda bulundu. Bir müddet<br />

sonra rahatsızlanıp, dostlarından müsâade istedi. "Müsâdenizle azıcık uyuyayım,<br />

rahatsızlığım geçer." dedi. Bir müddet sonra uyanıp gözlerini açtı. "Ey ahbablarım!

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!