22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

4) Dediği Dede ve Tekkeleri, Belleten; c.39, sayı 155, s.447-471<br />

DEHHÂK BİN MÜZÂHİM;<br />

Peygamber efendimizin mübârek arkadaşlarının huzurlarında yetişen velîlerden ve meşhûr<br />

tefsîr âlimi. Künyesi Ebü'l-Kâsım ve Ebû Muhammed'dir. Gülerdi, güldüğü zaman dişleri<br />

görünürdü. Bunun için gülen anlamına gelen Dehhâk denildi. Aslen Kûfeli olup, sonra<br />

Belh'de yerleşti. 720 (H.102) senesinde Belh'de vefât etti.<br />

Dehhâk bin Müzâhim, Eshâb-ı kirâmdan Abdullah ibni Abbâs hazretlerinin sohbetlerinde<br />

yetişti. Ondan tefsîr, hadîs gibi birçok ilimleri öğrendi. Çok hadîs-i şerîf rivâyet etti. Hadîs<br />

ilminde sika, güvenilir idi. Ayrıca birçok Eshâb-ı kirâmdan hadîs-i şerîf dinledi. Kendisinden<br />

de birçok âlim hadîs-i şerîf nakletti.<br />

İlim tahsîlini tamamladıktan sonra Belh'e yerleşen Dehhâk bin Müzâhim, orada ücretsiz ilim<br />

öğretir, Kur'ân-ı kerîm okuturdu. Mektebinde üç bin erkek ve yedi yüz kız çocuk bulunduğu<br />

bildirilmektedir.<br />

Dehhâk bin Müzâhim, bir Cumâ gecesi mescide gitmek üzere evden çıktı. Mescide<br />

vardığında bir gencin secdede ağladığını gördü. O genç secdede bir şeyler söylüyordu.<br />

Dinlemek için yanına yaklaştı. Allahü teâlâya şöyle niyaz ediyordu:<br />

"Ey Celâl sâhibi olanAllah'ım! Sana güveniyorum. Maksadı sen olan kimseye ne mutlu. Ne<br />

mutlu o kimseye ki, senden korkar. Sıkıntısını derdini sana arz eder. O, senin sevginle<br />

dertlenmiştir. Hava kararıp, yalnız kaldığında, sana yalvarıp, yakarır ve sen onun dileklerini<br />

duâsını kabûl edersin.<br />

"Ey Celâl sâhibi olan Allah'ım! Sana güveniyorum." diye ağlayarak tekrarladıkça, Dehhâk<br />

bin Müzâhim de ağlamaya başladı. O sırada şöyle bir ses duyuldu: "Lebbeyk ey kulum! Sen<br />

benim himâyemdesin. Bütün dediklerini işittim. Senin sesine melekler âşıktır. Bütün<br />

günahlarını affettim." Daha sonra Dehhâk bin Müzâhim, ona selâm vererek; "Allahü teâlâ<br />

seni ve geceni mübârek eylesin. Sen kimsin?" dedi. "Râşid bin Süleymân'ım." deyince onunla<br />

karşılaşmayı çok istediğini hatırladı. Ona; "Bizimle berâber olmanız mümkün mü?" diye<br />

sorunca; "Çok zor. Âlemlerin Rabbine yakın olmak, O'na yalvarmak lezzeti varken,<br />

mahluklarla berâber olunur, onlarla yakınlık kurulur mu?" dedi ve gözden kayboldu. Nereye<br />

gittiğini anlayamayan Dehhâk bin Müzâhim, Allahü teâlâya ölmeden önce onunla tekrar<br />

buluşmayı nasîb etmesi için yalvardı. Aradan uzun bir zaman geçtikten sonra Dehhâk bin<br />

Müzâhim hac farîzasını yerine getirmek için Mekke'ye gitti. Kâbe'nin gölgesinde Râşid bin<br />

Süleymân oturmuş, huzûrunda Kur'ân-ı kerîmden En'âm sûresini okuyan bir grup gördü. O<br />

zât kalkıp, Dehhâk bin Müzâhim'le kucaklaştı ve müsâfehâ etti; "Allahü teâlâdan ölmeden<br />

önce bizi bir daha birbirimize kavuşturmasını istememiş miydin?" dedi. Dehhâk bin<br />

Müzâhim; "Evet." dedikten sonra mescidde bulundukları gece gördüklerini anlatmasını<br />

isteyince, onu bir hal kapladı ve kendinden geçti. Kendine gelince vedalaşıp; "Ey Kardeşim!<br />

Allahü teâlâ bizi Cennet'te berâber eylesin. Orada ayrılık, yorgunluk ve hüzün yoktur."<br />

dedikten sonra kayboldu. Dehhâk bin Müzâhim o zâtı bir daha göremedi.<br />

Dehhâk bin Müzâhim aynı zamanda büyük tefsîr âlimlerindendir. Tefsîr-i Kur'ân adlı bir<br />

eseri vardır. "Kur'ân'ı açık açık, tâne tâne tertil ile oku!" meâlindeki Müzzemmil sûresi<br />

dördüncü âyet-i kerîmesini tefsîr ederken; "Onu harf harf, ağır ağır kırâat et, her harfini<br />

kendisinden sonra gelen harften temyiz et." diye buyurdu. Âyetlerin mânâlarını iyice<br />

anlayabilmek için tekrar tekrar okurdu.<br />

"...Bize bunun tâbirini haber ver! Çünkü biz seni muhsinlerden görüyoruz." meâlindeki<br />

Yûsuf sûresi otuz altıncı âyet-i kerîmesi hakkında şöyle buyurmaktadır: "Yûsuf<br />

aleyhisselâmın ihsânı; hapishânede her hasta olana hizmet ve yardım etmesi, her muhtaç

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!