22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

eytini işitince, dünyâya karşı sevgisi azaldı. Gençliğinde yaptığı bâzı hareketlere pişman<br />

oldu. Kalbine bir ateş düştü. Şaşkına döndü. Derdine çâre bulmak için de dolaştı. Bağdat'ta<br />

bulunan zamânının en büyük âlimi İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe hazretlerinin huzûruna geldi.<br />

İmâm-ı A'zam bunun yüzünün renginin değiştiğini görünce sebebini sordu. Dâvûd-i Tâî;<br />

"Dünyâdan soğudum. Bende meydana gelen bu hâli, anlatamayacak hâldeyim. Bu hâlin ne<br />

olduğunu okuduğum kitaplarda bulamıyorum. Ne yapmamı tavsiye edersiniz?" dedi. İmâm-ı<br />

A'zam hazretleri ona, ilme ve az konuşmaya devâm etmesini tavsiye etti. Dâvûd-i Tâî,<br />

İmâm'ın gösterdiği yolda, dünyâya düşkünlüğü tamâmen terk edip, dînin emir ve yasaklarına<br />

uymada, haram ve şüphelilerden kaçmada örnek olacak şekilde ilerledi. Evine çekildi.<br />

İnsanların arasına karışmadı. İbâdetlerini hep evinde yaptı. Aradan bir müddet geçtikten<br />

sonra, İmâm-ı A'zam hazretleri evine gelip; "Evde oturup, insanlar arasına karışmamak<br />

uygun değildir. Talebe arkadaşlarının arasına gir. Onları iyi dinle, fakat hiç konuşma,<br />

meseleleri çok iyi öğren." buyurdu. Dâvûd-i Tâî; "Peki efendim." diyerek İmâm-ı<br />

Muhammed, İmâm-ı Ebû Yûsuf, İmâm-ı Züfer gibi arkadaşlarının arasında bir sene daha<br />

derslerine devâm etti.<br />

Dâvûd-i Tâî hazretleri hem İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe hazretlerinin derslerine devâm etti,<br />

hem de zamânındaki tasavvuf ehli velî zâtların sohbetlerinde bulundu. Ayrıca, "Silsile-i<br />

aliyye" adı verilen ve insanlara İslâm dîninin emir ve yasaklarını anlatıp onların dünyâ ve<br />

âhirette saâdete, kurtuluşa ermelerine vesîle olan büyük velîler zincirinin dördüncüsü olan<br />

Câfer-i Sâdık hazretlerinin sohbetinde de bulundu. Bir gün Câfer-i Sâdık hazretlerine; "Ey<br />

Peygamber efendimizin torunu! Kalbim çok karardı. Bana nasîhat eder misiniz?" dedi.<br />

Hazret-i Câfer-i Sâdık; "Ey Dâvûd! Sen, zamânımızın zâhidisin, benim nasîhatıma ne<br />

ihtiyâcın var?" dedi. Dâvûd-i Tâî; "Ey Resûlullah'ın torunu! Peygamber efendimizin mübârek<br />

kanını taşıman hasebiyle, senin bütün insanlardan üstünlüğün vardır. Onun için hepimize<br />

nasîhat etmen lâzım değil midir?" deyince, Câfer-i Sâdık hazretleri de; "Ey Dâvûd! Kıyâmet<br />

günü dedem Resûlullah'ın yakama yapışıp, dîn-i İslâma niçin lâyıkıyla hizmet etmedin?<br />

İslâma hizmet, iyi, asîl bir soya ve nesebe sâhib olmakla olmaz. Bu iş, Allahü teâlânın<br />

emirlerini yapmak, yasaklarından kaçmakla olur." buyurmasından korkuyorum." dedi.<br />

Dâvûd-i Tâî, bu sözleri işitince ağladı ve; "Yâ Rabbî! Peygamberimizin mübârek kanını<br />

taşımak şerefine kavuşan bir zât, böyle hayret içinde olursa, Dâvûd da kim oluyor ki,<br />

ibâdetlerini ve yaptığı işleri beğensin" dedi. Dâvûd-i Tâî hazretleri, İbrâhim Edhem<br />

hazretleriyle de görüşüp sohbetinde bulundu.<br />

Yirmi sene müddetle İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe hazretlerinin derslerine devâm edip başta<br />

fıkıh olmak üzere bütün aklî ve naklî ilimleri tahsîl eden Dâvûd-i Tâî, yüksek bir âlim oldu.<br />

Fıkıhta ictihâd derecesine ulaştı. Ondan İsmâil bin Aliyye, İshak es-Selûlî, Ebû Nuaym<br />

el-Fazl bin Dükeyn, Mis'ar bin Kedâm ve pekçok kimse ilim öğrenip hadîs-i şerîf rivâyet etti.<br />

İlimde yüksek dereceye ulaşmış olan Dâvûd-i Tâî, bir gün İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe<br />

hazretlerinin huzûrunda bulunuyordu. İmâm-ı A'zam ona; "Yâ Dâvûd! Bir âleti, yâni ilmi<br />

sağlamlaştırdık. Geriye onunla amel etmek kaldı." buyurdu. Bu söz üzerine kendi nefsiyle<br />

mücâdele etmeye başlayan Dâvûd-ı Tâî nefsine; "Hiç bir meselede konuşmamak şartıyla Ebû<br />

Hanîfe'nin meclislerine devâm etmedikçe seni uzlete çekmem" dedi. Kimseyle konuşmamak<br />

şartıyla bu meclislere devâm etti.<br />

Dâvûd-i Tâî tasavvufta Habîb-i Acemî hazretlerinin sohbetlerine devâm edip, ondan feyz<br />

aldı. Tasavvuf yolunda ilerleyip evliyâlıkta yüksek derecelere ulaştı. Bir taraftan Habîb-i<br />

Acemî'nin sohbetlerine devâm etti. Diğer yandan da İmâm-ı A'zam'ın derslerine devâm etti.<br />

Birara uzlete çekildi. Dünyâyı tamâmen terk edip, insanlardan uzaklaştı. Uzlete çekildiğinde<br />

kalbi nûrlarla doldu. Kalbinde mârifetullah hâsıl olunca, İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe hazretleri<br />

Dâvûd-i Tâî'nin ziyâretlerine gelmeye başladı. Zaman zaman ziyâret ederek ona iltifâtta<br />

bulundu. Dâvûd-i Tâî'nin feyz aldığı zâtın Habîb-i Râî olduğunu bildiren kaynaklar da vardır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!