22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Kur'ân-ı kerîmin Fussilet sûresi on birinci âyetinde bildirilen "Duhan", Allahü teâlânın izni<br />

ile birçok şekiller aldı ve varlıkların şeklini belirleyen su, hava, ateş ve toprak gibi ilk dört<br />

unsura dönüştü. Varlıkların, atomlardan (cevher) ve moleküllerden teşekkül ettiğini, onların<br />

farklılıklarının, atomların sayı ve diziliş farklarından kaynaklandığını söyleyen Dâvûd-i<br />

Kayserî, kendinden önceki Yunanlı atomculardan farklı olarak, ilk defâ atomların enerji<br />

yüklü olduğunu söylemektedir. Suyu, beyaz atom ve hayat sırrı olarak nitelemiş, belki de<br />

ondaki statik ve dinamik enerjinin önemini ilk defâ anlatmak istemiştir.<br />

İlim ve fazîlette yüksek, güzel ahlâk sâhibi, çok ibâdet eden, dünyâya önem vermeyen ve çok<br />

merhametli bir zât olan Dâvûd-i Kayserî, başta tasavvuf olmak üzere kelâm sâhasında eserler<br />

vermiş ve felsefeyi tenkit eden eserler yazmıştır. Bu eserlerden bâzıları şunlardır:<br />

1) Matlau Husûs-il-Kelîm fî Maâni Füsûs-il-Hikem: Muhyiddîn ibni Arabî'nin<br />

Füsûs-ül-Hikem adlı tasavvufî eseri üzerine yazdığı şerhtir. Bu eser, ilk defâ Tahran'da,<br />

ikinci defâ olarak, Hindistan'da basılmıştır. 2) Nihâyet-ül-Beyân fî Dirâyet-iz-Zamân: Bu<br />

eserinde felsefecileri bilhassa Aristo ve Ebü'l-Berekât el-Bağdâdî'yi tenkit etmiştir. 3)<br />

Keşf-ül-Hicâb an Kelâmı Rabb-il-Erbâb: Kelâm ilmine dâirdir. Mu'tezilenin ve Kerrâmiye<br />

fırkasının bozuk inanışlarına cevaplar verilmektedir. 4) Tahkîku Mâ-il-Hayât ve Keşfu<br />

Esrâr-iz-Zulümât, 5) Esâsu'l-Vahdâniyye ve Menbeu Ferdâniyye, 6) Şerh-ul-Kasîdet-it<br />

Tâiyye, 7) Şerh-ul-Kasîdet-il-Mîmiyye.<br />

1) Şakâyık Tercümesi (Mecdî Efendi); s.27<br />

2) Keşf-üz-Zünûn; s.266, 888, 1038, 1262, 1338, 1720, 1987<br />

3) Kâmûs-ül-A'lâm; c.3, s.2112<br />

4) Osmanlı Müellifleri; c.1, s.67<br />

5) Mu'cem-ül-Müellifîn; c.4, s.142<br />

6) Brockelmann; Gal.2, s.231, Sup.2, s.323<br />

7) Tâc-üt-Tevârih; c.1, s.73<br />

8) Güldeste-i Riyâzı İrfan; s.20<br />

9) Introduction to the History of Seince III; c.2, s.62<br />

10) Mu'cem-ül-Matbuat; c.2, s.1537<br />

11) Sicilli Osmânî; c.2, s.333<br />

12) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.10, s.82<br />

DÂVÛD SAMADÎ;<br />

Havran civarında yaşıyan velîlerden. Doğum ve vefât târihi belli değildir. On üçüncü asırda<br />

yaşamıştır. Hayâtı hakkında kaynaklarda fazla bilgi yoktur. Zamânın âlimlerinin<br />

sohbetlerinde bulunarak kemâle geldi.<br />

Dâvûd Samadî bir gün hizmetçisine:<br />

"Muhârebemiz var, bana silahlarımı getir." buyurdu. Giyinip silahlarını kuşandıktan sonra<br />

evinden dışarı çıkıp gözden kayboldu. Bir süre sonra elbiseleri çeşitli yerlerinden<br />

parçalanmış olduğu halde geri döndü. Hizmetçisine; "Ellerime su dök yıkayayım." buyurdu.<br />

O anda hizmetçisi onun ellerinin dirseklerine kadar kan içinde olduğunu gördü ve merakla;<br />

"Efendim! Bu nedir?" diye sual etti. O da; "Evlâdım, şu anda Akka'yı fethettik!" dedi. Sonra,<br />

Akka'nın fethinin Şeyh Dâvûd'un elini yıkadığı vakitte tamamlandığı öğrenildi.<br />

Zamânın şarkıcılarından biri, Dâvûd Samadî'nin yanında tövbe etti. Bunun üzerine Dâvûd

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!