22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Ömer Rızâî Efendinin sohbet ve nasihatlarıyla tasavvuf yolunda ilerledi. O, Nûr-ı Osmâniye<br />

ve Bâyezîd Câmilerinde sarf, nahiv, mantık, meânî, akâid ve usûl-i fıkıh dersleri de<br />

veriyordu. Bir gün Ömer Rızâî Efendi kendisine; "Halîm Efendi! Allahü teâlânın kerem-i<br />

inâyeti olarak çok hizmetlerimizde bulundunuz. İnşâallah zâyi olmaz." diye duâlar ettikten<br />

sonra kendisinden bir istediği, bir murâdı olup olmadığını sordu. Bunun üzerine Abdülhalîm<br />

Efendi; "Efendim bir murâdım vardır. 1778 senesinde hacc-ı şerîfte iken Medîne-i<br />

münevverede medreseler gördüm. Onlardan birine gitmek Mevlâya niyâzımdır." dedi. Ömer<br />

Rızâî hazretleri bir müddet düşünceye daldıktan sonra; "Medîne-i münevverede Ağa<br />

Medresesi müderrisi HâdîmîzâdeMehmed Saîd Efendi ihtiyar olmuşlardır. Âhirete göçtükleri<br />

zaman nasîb sizindir." buyurdular. Bu konuşmanın üzerinden üç ay geçtikten sonra<br />

Şeyhü'l-haremden gelen bir yazıda müderris Saîd Efendinin vefâtı bildiriliyordu. Bunu haber<br />

alan müderris Abdülhalîm Efendi derhal Ömer Rızâî hazretlerine koşarak; "Aman efendim,<br />

sözleriniz gerçekleşti. Benim için Paşaya istekte bulunur musunuz?" diye ricâ etti. Bunun<br />

üzerine Ömer Rızâî Efendi Medîne'deki Ağa Medresesi müderrisliğine Abdülhalîm Efendinin<br />

uygun olduğunu bildiren bir yazı gönderdi.<br />

İzzet Paşa bu teklifi derhal kabûl ederek Abdülhalîm Efendiyi Medîne-i münevveredeki Ağa<br />

Medresesine müderris tâyin etti. Ömer Rızâî Efendi, Abdülhalîm Efendiye; "Halîm Efendi siz<br />

gayri işlerinizle meşgul olunuz. Mevlâ selâmet versin. Lâkin bizim işlerimizi görecek ve Paşa<br />

ile aramızda irtibâtı sağlayacak bir kimsemiz yoktur. Sizin mîzâcınıza uygun bir kimseyi bu<br />

işle görevlendiresiniz." dedi. Bunun üzerine Abdülhalîm Efendi talebelerinden Şeyh<br />

Efendiyi, İzzet Paşaya götürerek durumu arzetti. İzzet Paşa, Şeyh Efendiye; "Göreyim seni<br />

güzelce hizmet eyleyüp duâlarını alırsanız iki cihânda selâmet bulursunuz. Zîrâ Hicaz'ı ve<br />

Rum'u gezdim böyle keşfi açık bir mürşid, rehber görmedim. Her ne isteği olursa gelip derhal<br />

bize haber ver." buyurdu.<br />

Bundan sonrasını Şeyh Efendi şöyle nakletmektedir:<br />

1795 senesinde tekkenin inşâsını tamamladık. Ancak mîmar, işi iyi tutmadığından binâ pek<br />

muhkem olmadı. O seneki kış da çok şiddetli geçiyordu. Pekçok eziyetlere mârûz kaldık. Bir<br />

gün İzzet Paşa tebdil-i kıyâfetle Eyyüb'deki dergâha geldi. Şeyh hazretlerinin sohbeti ile<br />

şereflendi. Şeyh hazretleri hiç bir sıkıntısından bahsetmeyip hayır duâda bulundu. Bu sırada<br />

Rusya ÇariçesiKaterina'nın İslâm düşmanlığından ve kabul edilemeyecek tekliflerinden<br />

bahsedip duâlarını istedi. Şeyh hazretleri ise; "Gönlünü ferah tut. İnşâallahü teâlâ kısa bir<br />

zaman sonra habisin ölüm haberini alırsın." buyurdu. Öte yandan binânın hâline vâkıf olan<br />

İzzet Paşa, saraya döndükten sonra ilk olarak mîmar ağayı azledip yerine başkasını tâyin etti.<br />

Bu sırada Katerina'nın ölüm haberini de alan İzzet Paşa çok memnun oldu. Bunun şükrânesi<br />

olarak daha önce yaptırdığı tekkesine bitişik yan bahçeyi satın aldı ve oraya Şeyh için bir ev<br />

yaptırdı.<br />

Yine o târihlerde bir gün İzzet Paşa tebdîl-i kıyâfetle Eğrikapı dışında Savaklar denilen<br />

mahaldeki bir dergâha gelmişti. Şeyh efendimize de haber göndererek oraya getirttirdi.<br />

Sohbet esnâsında bir ara İzzet Paşa Kaptan-ı deryâ Küçük HüseyinPaşanın uygunsuz<br />

hareketlerinden ve beytülmâli lüzumsuz yere sarfetmesinden bahsederek kendisinin uygun<br />

bir şekilde defedilmesi arzusunda olduklarını bildirince Şeyh hazretleri; "Bu fakir cellâd<br />

olmak için gelmedik. Bizlerden o şekilde bir iş meydana gelmez ve gelmesine dahi ihtimal<br />

yoktur. Zîrâ HüseyinPaşanın pekçok fakir, fukara, çâresiz ve kimsesizi vardır. Onların<br />

geçimlerine cenâb-ı Hak onu vesîle kılmaktadır. Şâyet bir tekke binâ eyledim diye yüzüme<br />

kakarsanız bana tekke lâzım değildir." diyerek üzüntülü bir halde dergâhı terk etti. O gün<br />

Hicaz'a gitmeye niyet eyledi. Ancak o gece rüyâsında Peygamber efendimizi gördü.<br />

Peygamber efendimiz dergâha gelerek; "Şeyh Ömer bu dergâh Allahü teâlânın ve benim<br />

rızâm ile binâ edilmiştir. Kırka kadar (hicri 1240 yılına kadar) burada otur, sonra gelirsin."<br />

buyurdular. Bu emir üzerine Ömer Rızâî hazretleri 1824 (H.1240) yılına kadar dergâhta

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!