22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

sonra mukaddes beldelere vedâ etti. Dönüşte Kâhire'ye vâsıl olduklarında bir câmide vâz ü<br />

nasîhatla meşgûl iken Mısır Vâlisi İzzet Mehmet Paşanın dikkatini çekti. Paşa, Ömer<br />

Efendinin ilim ve ihlâstaki yüksek derecesini görerek onu ilim meclislerine dâvet etti. Bunu<br />

duyan Mısır'ın en değerli âlimleri meclisine gelerek Ömer Efendinin sohbetine katıldılar.<br />

Diğer taraftan İzzet Paşa sadâret emeli ve arzusu ile de dolu idi. Nitekim o bu maksadla<br />

Ömer Efendiden duâ buyurmasını istedi. Bunun üzerine Ömer Rızâî Efendi; "Bizim elimizde<br />

bir şey yoktur. Allahü teâlâ ne dilerse o olur. Duâ edelim haklarında hayırlısı olsun."<br />

buyurdular. Sonra bir câmide kırk gün ibâdet ve zikirle meşgul oldu. Kırk günün sonunda<br />

murâkabeye daldığı bir sırada Peygamber efendimizi gördü. Resûlullah efendimiz İzzet<br />

Paşayı kır bir atın üzerine bindirip; "Var Allahü teâlânın kullarının hizmetini güzelce gör."<br />

diye emir buyurdular.<br />

Ömer Rızâî Efendi ertesi gün huzûruna gelen İzzet Paşanın adamlarına; "Paşanızın murâdları<br />

hâsıl oldu." diye müjde verdi. Nitekim İzzet Paşanın bu müjdeyi aldığı gün çok geçmeden<br />

İstanbul'dan dâvetçi tatar, postacılar gelerek kendisine sadâret verildiğini bildirdiler. İzzet<br />

Paşa müjdenin tahakkuk etmesi üzerine Ömer Rızâî Efendiye pekçok teşekkür ettikten sonra<br />

onu İstanbul'a dâvet edip nerede isterlerse o mahalde bir tekke veya medrese inşâ ettireceğini<br />

bildirdi. İzzet Paşaya muvaffak olması için duâ eden Ömer Rızâî hazretleri; "İnşâallahü teâlâ<br />

mübârek beldeleri bir kez daha ziyâret ve sıla-i rahmden sonra saâdet kapısına, İstanbul'a<br />

geliriz." buyurdu.<br />

İzzet Paşa, 1794 senesi Rebîülevvel ayında İstanbul'a geldi. Ömer Rızâî Efendi ise Kudüs-i<br />

şerîf, Şam ve Halep'ten sonra doğum yeri olan Dârende'yi de ziyâret etmek istedi. Dârende'ye<br />

üç saat mesâfedeki bir köyde namaz esnâsında bir şahıs kendisini tanıyıp süratle Dârende'ye<br />

geldi ve Ömer Efendinin geldiğini bildirdi. Şehir halkı bu mübârek velîye hürmet için bir saat<br />

mesâfeye kadar yürüyüp kendisini karşıladı. Kardeşi Ebû Bekr'in hânesinde bir gece misâfir<br />

kalan Ömer Rızâî Efendi, daha sonra İstanbul'a gelerek Eyyûb'da Yazılı Medreseye teşrîf<br />

buyurdular.<br />

İzzet Paşa, Şeyh hazretlerinin geldiğini haber alınca, sâdık dostu, müderris Abdülhalîm<br />

Efendiye; "Halîm mollamız! Mısır'da bir zât-ı şerîfle tanıştık. Hicaz ve Rum'u gezdim böyle<br />

içi ve dışı mâmur, mücâhid, keşf ve kerâmet sâhibi bir mürşid-i kâmil görmedim. Bu tarafa<br />

teşrîf etmelerini arzuluyordum. Şimdi Eyyûb'a gelmişler. Yarın selâmımızı tebliğ edip ve<br />

görüşüp hatır-ı şerîflerini suâl ediniz. Şâyet İstanbul'a gelirlerse kendilerine ya bir tekke veya<br />

bir medrese yaptırmayı vâd eylemiş idim. İnşâallahü teâlâ muvaffak olup binâ ederim. Bu<br />

hususları size ısmarlıyorum. Gerek tekke, gerekse sâir hususları iyice gör diyerek tenbih etti.<br />

Ertesi gün Ömer Rızâî Efendinin yanına gelen Abdülhalîm Efendi, kendisine İzzet Paşanın<br />

selâmlarını ve arzularını bildirdi.<br />

Ömer Rızâî Efendi ise; "Azîzim! Efendim Münzevî Abdullah Nasırüddîn hazretlerinin âhir<br />

vakitleridir. Kendilerini ziyâret etmedikçe cevap vermeye cesâret edemem." buyurdu. Bunun<br />

üzerine İzzet Paşa bereketlenmek ve duâlarına kavuşmak için Ömer Rızâî Efendiye, Münzevî<br />

Abdullah Efendi hazretlerinin dergâhlarına verilmek üzere bir çalar saat ve talebelere<br />

dağıtılmak üzere 500 kuruş gönderdi.<br />

Ömer Rızâî Efendi Bursa'ya gelerek hocasını ziyâret ile başından geçenleri naklettikten<br />

sonra; "Efendim emriniz olur ise yine Hicaz'a gideyim." diye sordu. Abdullah Efendi ise;<br />

"Yok yok Şeyh Ömer, mâdem ki İzzet Paşa vâd eylemişler. Hayra mâni olmayalım. Hayra<br />

delâlet eden, yol gösteren, yapan gibidir, sözü gereğince bir fukarâ meskeni ihyâ olsun,<br />

yapılsın. Sonunda yine Hicaz'a gidersiniz." buyurdular. Bunun üzerine bir müddet daha<br />

Bursa'da kalan Ömer Rızâî Efendi, sonra Eyyûb'a gelerek görüştükleri Abdülhalîm Efendiye<br />

İstanbul'da ikâmet edeceğini haber verdi. Bunun üzerine Abdülhalîm Efendi, İzzet Paşa ile<br />

görüşerek Eyyûb'da Ömer Rızâî Efendi için bir bahçe satın aldı. İçerisinde bir tekke ve hâne<br />

yapılması için emirler verdi ve her türlü ihtiyaçlarını gördü. Abdülhalîm Efendi bu arada

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!