22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Sultan Tuğluk, ilim sâhibi bir zât olmasına rağmen Nasîruddîn Mahmûd'a eziyet ederdi. Sefer<br />

ve yolculuklarında onu da berâber götürürdü. Bir kere onu kendi elbiselerine bekçi yapmıştı.<br />

Nasîruddîn Mahmûd bütün bunlara, hocasının sabır tavsiyesine uyarak tahammül edip<br />

katlanıyordu. Yine bir gün Sultan Tuğluk, Çırağ-ı Dehli'ye altın ve gümüş kaplar içerisinde<br />

yemek gönderdi. Bu şekilde yemek göndermesi, şeyhe eziyet ve sıkıntı vermek maksadı ile<br />

idi. Çünkü, eğer gönderdiğim yemeği yemezse ona eziyet ederim. Yerse altın ve gümüş<br />

kaptan yedin bu sebeple dînin emrine uymadın derim, düşüncesindeydi. Nasîruddîn Çırağ<br />

yemek gelince bir şey demedi. Et bulunan altın kâseden biraz alıp önce eline koydu. Sonra<br />

elinden alıp yedi. Böylece hem sultanın emrine muhâlefet edip kendisini tehlikeye atmamış,<br />

hem de dînin emrine uymayan haram bir işi yapmamış oldu. Bu sûretle sultanın kötü plânı<br />

Allahü teâlânın izniyle bozuldu.<br />

Sultan Tuğluk'un ölümünden sonra Fîrûz Şahın başa geçmesi sırasında Çırağ-ı Dehli ondan<br />

tebeasına âdil davranması konusunda söz vermesini istedi. Yoksa Allahü teâlâya, millete<br />

başka âdil bir sultan vermesi için duâ edeceğini söyledi. Fîrûz Şahın âdil davranmaya söz<br />

vermesi üzerine Nasîruddîn Çırağ; "Eğer halkına sevgi ve adâletle davranırsan, biz de Allahü<br />

teâlâdan sana 40 yıllık bir hükümdârlık nasîb etmesini duâ ederiz. Gerçekten de hükümdarlığı<br />

40 sene sürdü.<br />

Bir gün Dehli'deki Cahri pazarına tâyin olan müfettiş, Nasîruddîn Mahmûd'un talebesiydi.<br />

Vazîfeye başlamasından sonra hocası; "Senin bir seyyid olman sebebiyle, özellikle<br />

Peygamber efendimize uyman ve o yolda bulunman uygundur. Peygamber efendimiz ve<br />

Allahü teâlâ tarafından yasak edilenlerden kaçınmalısın. Alış-verişte yalan söylememelisin.<br />

Eğer bir malı 5 dînara satın almışsan, satarken müşteriye 6 dînara satın aldım diye<br />

söylememelisin. Böyle şeylerle rahata erişilmez. Doğruluk hiç zarar vermez. Az bir kâra rızâ<br />

gösteren kimsenin zenginliği artar. O da nasıl arttığına şaşıp kalır." buyurdu.<br />

Bir çiftçi; Çırağ-ı Dehlevî'yi ziyârete gelmişti. Onun bu ziyâretinden çok memnun olan<br />

Nasîruddîn Çırağ; "Çiftçilik saygı değer bir meslektir ve pekçok Allah adamı bu meslekle<br />

hayâtını kazanmaktadır." dedikten sonra şöyle nasîhatta bulundu: "Tarlayı sürerken, kalple ve<br />

dille Allahü teâlâyı hatırla. Bu senin tohumdan iyi hasat almanı sağlayacaktır. İyi niyet<br />

olmadan, hiç bir işe başlamamalıdır. Eğer bir kimse, başkaları namaz kılıyor diye, namaz<br />

kılarsa, kulların beğenmesi için kılınan namazı Allahü teâlâ kabûl etmez."<br />

Nasîruddîn Mahmûd'a; "Dervişlerde görülen haller nasıl meydana gelmektedir?" diye<br />

sorulunca, şöyle buyurdu: "Hal, doğru amellerin netîcesindendir. Amel iki kısımdır. Biri<br />

beden ile olan amel olup, herkesin mâlumudur. Diğeri kalbin amelidir. Buna "murâkabe"<br />

denir. Murâkabe, kalbinde Allahü teâlânın seni gördüğü ve sana baktığı düşüncesini dâimâ<br />

bulundurmandır. Önce nûrlar, rûhlara iner. Sonra onun eseri kalplerde, ondan sonra bedende,<br />

âzâlarda zâhir olur. Beden ve âzâlar kalbe tâbidir. Kalp harekete gelince, beden de<br />

hareketlenir. Eğer derviş aç uyur, gece yarısında kalkar, ibâdetle meşgûl olur ve kalbini<br />

hiçbir şeye bağlamazsa, nûrların rûhlara inişini görür. İsterse şimdi bir kimse gitsin kalbinden<br />

bütün düşünceleri çıkarsın, mücâhedeyi seçsin bu haller ona hâsıl olur. Bunda şüphe yoktur."<br />

Sonra şu beyi okudu:<br />

"Eğer kusur varsa, oluyor gözden.<br />

Yoksa yârim gizli değil kimseden."<br />

Sultanın memurlarından olan bir talebesine şöyle buyurdu: "Bilmelisin ki, evindeki atların,<br />

hizmetçilerin, dînarların ve dirhemlerin bir gün senden alınacak. O halde, ilâhî irâde ile<br />

elinden alınacak şeyler için niçin endişe ediyorsun? Onlar için endişe etmek faydasız değil<br />

mi? Ebedî olan şeyler için endişe etmelisin. Gözlerimizin önünden kimlerin geçtiğini ve<br />

onlardan kaç tânesinin göçüp gittiğini iyice düşünmelisin. Onlar bizden öndeydiler ve bizden<br />

önde gittiler."<br />

Nasîruddîn Mahmûd Çırağ, huzûruna gelen herkese namazı zamânında ve cemâatle kılmasını

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!