22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Onun nazarlarına kavuşanlar görünen ve görünmeyen nîmetlere, yüksek hâllere kavuşurlardı.<br />

Şeyh Hüsrev hazretleri ders vermekle meşgûl iken, Osmanlı Devleti içerisinde Kânûnî Sultan<br />

Süleymân Hanın oğlu Şehzâde Bâyezîd saltanat iddiâsı ile ayaklanmıştı. Kânûnî, diğer oğlu<br />

Selîm'i, onun üzerine gönderdi. Şehzâde Selîm kuvvetleri ile Konya'ya geldi. O öncelikle<br />

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin kabrini ziyâret etmek istedi. Yanında bulunanlarla<br />

birlikte türbeye girdi. Her zamanki yürüyüşü ile serbest bir şekilde kabre doğru ilerlerken,<br />

türbedâr Mahmûd Dede önünü kesti ve; "Mânâ âleminin sultanları olan böyle mübârek<br />

zâtların huzûrunda mütevâzî ve boynu bükük olmalıdır." diyerek ziyâret usûlünü hatırlattı.<br />

Bunun üzerine şehzâde ve yanındaki askerî erkân hatâlarını anladılar. Orada bulunan<br />

mihrabda Allah rızâsı için namaz kıldılar. Türbenin içini ve kubbeyi seyreden Şehzâde Selîm,<br />

oradaki tezyinâtı, süslemeleri görünce; "Acaba önce gelen sultanlar ve vezirler niçin lüzum<br />

görmüşler de bu kadar masraf etmişler." diye düşündü. Ancak bu sırada maddî perdeler<br />

gözlerinin önünden kalktı ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin kabrinin yanında<br />

dikilen iki arslanın kendisine doğru hücum ettiklerini dehşetle gördü. Hemen, "Yetiş<br />

Mahmûd Dede!" diye bağırdı. Mahmûd Dede derhâl harekete geçerek şehzâdeyi arslanların<br />

parçalamasından kurtardı. Sonra şehzâdeye dönüp; "Evlâdım burası hakîkat sultanlarının<br />

pâyitahtıdır. Burada böyle arslanlar olmadan olmaz. Fakat onlar edep perdesini yırtanlara<br />

karşı harekete geçer ve böyle hârika gösterirler." diyerek îkâz etti.<br />

Şehzâde Selîm ertesi gün tekrar Mevlânâ hazretlerinin kabrini ziyârete gittiğinde türbenin<br />

kapısında mânâ âleminin sultanlarından Çelebi Hüsrev hazretleri ile karşılaştı. Ondaki vakar<br />

ve heybetin karşısında Şehzâde Selîm'e dünyâ sultanlığının verdiği heybet bir anda yok oldu.<br />

Şeyh hazretlerine pekçok edeb ve hürmet gösterdi. Bu tavrı ile şeyhin mânevî yardımına<br />

kavuştu. Şeyh Hüsrev kendisine; "Mânâ sultânı ile dünyâ sultânı karşısında bir tek kişi baş<br />

kaldırmış ne yapabilir." diyerek onun endişesini giderdi. Böylece zafer kazanacağını<br />

müjdelemiş oldu. Ayrıca tasarrufunun onun yanında olduğuna işâret etti. Ertesi gün Konya<br />

yakınında Şehzâde Selîm, Şehzâde Bâyezîd'i bozguna uğratıp mağlup etti (1559). Savaştan<br />

sonra Şeyh Hüsrev Efendinin yanına gelip muzaffer olmaları için duâcı olmaları ve mânevî<br />

yardımlarından dolayı teşekkürlerini arzetti. Ona karşı kalbinde büyük bir sevgi peydâ oldu.<br />

Pekçok ikrâm ve iltifâtlarda bulundu. Bütün mevlevî şeyhleri ve dervişlerini donatıp<br />

ihsânlarda bulundu. Ayrıca bu zaferin şükrânesi olarak gelip geçenlerin içmesi için bir de<br />

sebil yaptırdı.<br />

Çelebi Hüsrev hazretleri Kânûnî devrinin son yıllarında tahmînen 1562 yılında vefât etti.<br />

Vefât etmeden önce talebeleri arasından çok sevdiği sırlar sâhibi, mânevî derecesi yüksek<br />

oğlu Çelebi Ferruh'u talebeleri yetiştirmesi ve onların işini sevk ve idâre etmesi için kendi<br />

yerine halîfe tâyin etmiştir.<br />

1) Sefîne-i Nefîse-i Mevleviyân; c.1, s.143-146<br />

ÇERKEZ ŞEYHİ;<br />

Çorum velîlerinden. İsmi Ömer Lütfi olup, babasınınki Abisal Beydir. Çerkez Şeyhi ismiyle<br />

meşhur oldu. 1849 (H. 1266)'da Kafkasya'da doğdu. Yedi yaşında âilesi ile birlikte Trabzon'a<br />

yerleşti. Sonra Tokat'ın Batmantaş köyüne taşındılar. Akrabâlarından Kundukzâde Mûsâ<br />

Paşa, tahsîlini tamamlaması için İstanbul'a götürdü.<br />

Çerkez Şeyhi, daha 7 yaşında iken rüyâlarında gördüğü bir zât ona devâmlı; "İlim öğrenmek<br />

için İstanbul'a gel!" diyordu. İstanbul'a gittikten sonra rüyâsına giren zâta rastladı. Bu zât<br />

Edirneli Şeyh Seyyid Muhammed Nûrî idi. Çerkez Şeyhi ona talebe oldu. On bir senelik bir<br />

tahsil hayâtından sonra icâzet, diploma alan Çerkez Şeyhi, hocası tarafından Sivas'ın Aziziye<br />

kasabasına bağlı Kazancı köyüne ilim yaymak için gönderildi. Burada iki sene kadar

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!