22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Mevlânâ'nın, Çelebi Hüsâmeddîn'e karşı îtibârı fevkalâde çok idi. Bir kış günü, sabahın erken<br />

saatlerinde kalkan Mevlânâ, dergâhın kapısına gelmişti. Namaz vakti girmediği için kapı<br />

kapalıydı. Bir taraftan da kar yağıyordu. Mevlânâ, Çelebi Hüsâmeddîn'in kapısının karşısında<br />

hizmetkâr gibi el bağlayıp beklemeye başladı. Kar lapa lapa yağdıkça, Mevlânâ'nın üzerini<br />

örtüyordu. Namaz vakti geldiğinde kapıyı açan Çelebi Hüsâmeddîn, karşısında karlar altında<br />

kalmış bir kimse gördü. Yaklaşıp dikkatle baktığında, hocası olduğunu anladı ve; "Cânım<br />

efendim! Bu ne hâldir ki, bu fakîrin kapısında karlar altında beklersiniz?" diyerek ayaklarına<br />

kapanıp özürler diledi. Mevlânâ ise, talebesinin bu hareketine mâni olmak isteyip; "Ey<br />

Hüsâmeddîn! İşte hoca, talebesini bu mertebede gözetirse, talebe de hocasına o kadar bağlı<br />

olur." buyurdu.<br />

Çelebi Hüsâmeddîn, Mevlânâ hazretleri derse gelmediği zamanlar talebelere ders verir, onları<br />

irşâd eder, doğru yolu gösterir yetiştirirdi. Bâzıları; "Bu sonradan gelip, Arabîyi dahî<br />

bilmeyen kimseye nasıl böyle bir vazîfe verilir?" diye dedikodu yaptılar. Bir gece Çelebi<br />

Hüsâmeddîn rüyâsında Resûlullah efendimizi gördü. Sevgili Peygamberimiz; "İlim<br />

deryâsında bir damla nasîbin olsun, bunu muhâfaza eyle de, sana düşman olanların sözleri<br />

kesilsin." buyurarak mübârek ağzının suyundan bir mikdâr Çelebi Hüsâmeddîn'in ağzına<br />

sürdüler. O andan îtibâren Arabî lisânıyla konuşmaya başladı. O günden sonra hiç kimse<br />

böyle sözler söylemedi.<br />

Mesnevî yazılmadan önce talebelere, Ferîdüddîn Attâr hazretlerinin Mantık-ut-Tayr ve<br />

Hakîm Senâî'nin İlâhinâme isimli kitapları okutulurdu. Çelebi Hüsâmeddîn bir gün hocasına<br />

şöyle suâl eyledi: "Pek muhterem efendim! Cevâhirlerden daha kıymetli sözlerle cümlemizi<br />

irşâd edip yetiştiriyorsunuz. Buna rağmen kardeşlerimizle, önceki büyüklerimizin hazırladığı<br />

kitapları okumakla yetiniyoruz. Acabâ zât-ı âlînizin hazırlayacağı bir kitabı olsa, inci dolu<br />

sözleriniz hepimize bir hâtıra olarak kalsa uygun olur mu diye içimizden geçmektedir. Öyle<br />

ki, hem bu okuduğumuz kitaplarda bulunan konuları, hem evliyânın hâlleri, hem de Şems-i<br />

Tebrîzî hazretleriyle aranızda geçen gizli sırları içine alsa diye düşünürüz." Bu sözlerden<br />

Mevlânâ son derece memnun olup; "Ey gözümün nûru Hüsâmeddîn! Bu isteğiniz, daha sizin<br />

mübârek kalbinize gelmeden önce, gayb âleminden kalbime ilhâm edildi. İçinde mânevî<br />

cevâhirlerin bulunduğu, ibâdetlerin ihlâs ile yapılmasında ziyâde zevk ve muhabbet veren bir<br />

kitabın yazılmasını arzu ettim. Bunun için de, daha önce şu satırları yazdım." diyerek,<br />

Mesnevî-i Şerîf'in şu ilk beyitlerini gösterdiler:<br />

"Bîşnev în ney çün hikâyet mî küned,<br />

Ez cüdâyîhâ şikâyet mî küned."<br />

"Dinle neyi nasıl anlatıyor,<br />

Ayrılıklardan şikâyet ediyor." diye başlayıp,<br />

"Puhte hâlin hîç fehm itsin mi hâm?<br />

İhtisâr üzre gerek söz vesselâm."<br />

"Ham olan, olgun olanın hâlini nasıl bilir?<br />

Bunun için sözü kısa kesmelidir, vesselâm."<br />

diyen ilk on sekiz beyti kendi eliyle yazdılar.<br />

Sonra şöyle buyurdu: "Şems-i Tebrîzî ile aramızdaki gizli sırlar anlatılırsa, ona tahammül<br />

edemezsiniz. Onlar hakîkat ehline mâlûm olan şeylerdir."<br />

Bundan sonraki beyitleri Mevlânâ hazretleri söyledi. Çelebi Hüsâmeddîn yazdı. Öyle ki, bu<br />

hâl sabahlara kadar sürerdi. Çok kısa bir zaman içinde, Mesnevî'nin birinci cildi tamam oldu.<br />

İki sene ara verdikten sonra, ikinci cildi de yazdılar. Daha sonra Mesnevî'yi altı cilde<br />

tamamladılar.<br />

Başta Çelebi Hüsâmeddîn olmak üzere, diğer talebe arkadaşları, Mesnevî'de bildirilenleri<br />

öğrendiler ve içindeki mânevî sırlara vâkıf oldular. Son derece istifâde ettiler.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!