22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

adâletle memleketi idâre etti. Koca Mustafa Paşa'yı da kendine vezîr tâyîn etti.Koca Mustafa<br />

Paşa da, İstanbul'da bir dergâh ve câmi yaptırmıştı. Sultan, Çelebi Halîfe'yi İstanbul'a dâvet<br />

etti. O da İstanbul'a gelip, emrine verilen Kocamustafapaşa dergâhına yerleşti. İstanbul'da<br />

yıllarca hizmet verip, pekçok talebe yetiştirdi. Pâdişâh ve devlet adamlarından çok yakınlık<br />

görmesine rağmen, yanlarına hiç gitmezdi. Zikirle meşgûl olur, isteyenlere zâhirî ve bâtınî<br />

ilimleri öğretmekle vakit geçirirdi.<br />

Çelebi Halîfe'nin yetiştirdiği âlim ve velîlerin başında Sünbül Sinan Efendi gelmektedir.<br />

Sultan İkinci Bâyezîd Hanın pâdişâhlığı sırasında İstanbul'da büyük bir zelzele olmuş,<br />

yüzlerce kişi ölmüş, vebâ salgını baş göstermişti.Çelebi Halîfe'nin büyüklüğünü kabûl eden<br />

Sultan İkinci Bâyezîd Han onu sık sık ziyâret ederek, duâsını almaya çalışırdı. Ona ve<br />

talebelerine iltifât ve ihsânlarda bulunurdu. Hattâ ilim ve fazîleti ile duâsının kabûl olduğuna<br />

inandığı Çelebi Halîfe'yi kırk talebesi ile birlikte Medîne-i münevvereye gönderdi. İstanbul'a<br />

isâbet eden, yüzlerce kişinin ölümüne sebeb olan vebâ musîbetinin kalkması için, Peygamber<br />

efendimizin kabrini ziyâret edip duâ ile şefâat dilemelerini istedi. Çelebi Halîfe talebeleriyle<br />

birlikte hac ibâdetini yerine getirmek ve Peygamber efendimizin kabr-i şerifini ziyâret etmek<br />

üzere İstanbul'dan ayrıldılar. Onların yola çıkmasından hemen sonra İstanbul'daki vebâ<br />

salgını son buldu.<br />

Vebâ salgınının Allahü teâlânın izniyle âniden durması başta pâdişâh olmak üzere bütün<br />

devlet adamlarında ve halkta büyük sevince yol açtı. Sultan İkinci Bâyezîd Han, Çelebi<br />

Halîfe'ye haber gönderip; "Gitmenize lüzûm kalmamıştır. İsterseniz geri dönebilirsiniz." dedi.<br />

Fakat gönlü mukaddes topraklara ulaşmak aşkıyla dolu olan Çelebî Halîfe; "Mâdem ki bu<br />

hayırlı yolculuğa niyet ettik. Hac vazîfemizi ifâ ile, iki cihânın efendisini ziyâret edip,<br />

Devlet-i Aliyye-i Osmâniye'nin selâmeti için duâ ve niyazda bulunalım. Allahü teâlânın<br />

sultanımıza hayırlı uzun ömürler ihsân etmesi için yalvaralım." dedi. Sultandan müsâde<br />

alarak yoluna devâm etti.<br />

Çelebî Halîfe, daha önce, insanlara Ehl-i sünnet îtikâdını, İslâm dîninin emir ve yasaklarını<br />

anlatmakla vazîfeli olarak Mısır'a göndermiş olduğu halîfesi Sünbül Sinan Efendiye mektup<br />

göndererek kendisinin bu sene hac ibâdetini îfâ etmek üzere yola çıktığını bildirdi. Mektupta,<br />

Şam'dan Mekke-i mükerremeye giden yol güzergâhını tâkib edeceğini, bu yolculuğa Sünbül<br />

Sinan'ın da iştirâk etmesini bildiriyordu.<br />

Çelebi Halîfe uğradığı beldelerde insanlarla sohbet ederek, onlara hak yolu anlatarak<br />

yolculuğuna devâm ediyor, uğradığı her belde halkı ona karşı büyük saygı ve iltifât<br />

gösteriyordu. Bu sırada hocasının mektubunu alan Sünbül Sinan Efendi; "Allahü teâlânın her<br />

işinde bir hikmet vardır. Kim bilir bu yolculukta ne hikmetler gizlidir." diyerek gerekli<br />

hazırlıkları yaptı, üç sene berâber bulunduğu Mısırlılarla helallaşıp vedâlaştı. O sene hacca<br />

gideceklerle birlikte yola çıktı. Uzun ve meşakkatli bir yolculuktan sonra Mekke-i<br />

mükerremeye ulaştı.<br />

Fakat hocası Çelebi Halîfe hazretleri Mekke-i mükerremeye varmadan Şam'dan sonra dokuz<br />

konak mesâfede bulunan Hisa veya Tebük korusu denilen yerde vefât etti. Çelebi Halîfe vefât<br />

etmeden önce vasiyetnâmesini bildirdi. Bir nüshasını da yazılı olarak halîfesi Sünbül Sinan<br />

Efendiye gönderdiği vasiyetnâmesinde: Kendisinin Kâbe-i muazzamaya gidecek hacıların<br />

yolu üzerine defnedilmesini, Sünbül Sinan Efendininİstanbul'a gidip Kocamustafapaşa'daki<br />

dergâhında talebelerine ders vermesini, Sünbül Sinan'ın, kendi kızı Sâfiye Hatun ile<br />

evlenmesini bildirdi. 1493 (H.899) senesindeki hac yolculuğu sırasında vefât ettiği yerde<br />

vasiyetine uygun şekilde defnedildi.<br />

Sünbül Sinan Efendi, Mekke-i mükerremeye vardıktan sonra, hocası Çelebi Halîfe'nin vefât<br />

ettiğini öğrendi. Hocasının vasiyetnâmesini bildiren mektubunu aldı. Bildirilen hususlara<br />

aynen riâyet etti. Hac vazîfesini yerine getirip Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!