22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

sohbetlerinde bulunarak istifâde etmeye çalıştı. Bir gün Sa'deddîn-i Taftazânî hazretlerinin<br />

Muhtasar-ül-Meânî adlı Telhîs şerhini okurken, kalbine ilâhî aşk ateşi düşüp tasavvufa<br />

karşı büyük alâka duydu. Halvetiyye yolu büyüklerinden Alâeddîn Halvetî'nin halîfesi Şeyh<br />

Abdullah Efendiye gidip talebe oldu. Uzun müddet onun sohbetinde ve hizmetinde bulundu.<br />

Kısa zaman içinde tasavvuf yolunda ilerleyip mârifet deryâsından inciler toplamaya başladı.<br />

Bir ara Aksaray'a gelen Alâeddîn Halvetî hazretlerinin huzûruna giderek onun sohbet ve<br />

hizmetiyle şereflendi.<br />

Çelebi Halîfe, Alâeddîn Halvetî hazretlerini siyah bir at üzerinde siyah bir cübbe ve siyah bir<br />

sarıkla görünce, ona karşı gönlünde büyük muhabbet hâsıl oldu. Alâeddîn Halvetî hazretleri,<br />

Çelebi Halîfeye hitâb ederek; "İstersen bu cübbeyi sana vereyim." diye iltifatta bulundu.<br />

Çelebi Halîfe; "Efendim tasavvuf yolunda cübbe ve hırka hak edilmeden giyilmez. Ben ise o<br />

cübbeyi giymeye lâyık değilim!" cevâbını verdi. Alâeddîn Halvetî; "Sonunda sen benim<br />

talebelerime muhtâc olursun." diyerek kendisine tâbî olması gerektiğini işâret buyurdu. Bu<br />

işâret üzerine onun hizmetine ve sohbetine devâm etti. Fakat aradan fazla zaman geçmeden<br />

Alâeddîn Halvetî vefât etti. Ondan kısa bir müddet sonra da Şeyh Abdullah Halvetî hazretleri<br />

vefât etti. Sevdiklerini kaybeden Çelebi Halîfe, Tokat'a giderek kerâmetler sâhibi Şeyh İbn-i<br />

Tâhir'in hizmetine girdi. Onun sohbetlerinde bulunup nefsin istemediği şeyleri yapıp,<br />

istediklerini yapmamaya devâm etti.<br />

İbn-i Tâhir veya Tâhirzâde nâmıyla tanınan bu mübârek kimse, Allah aşkıyla yanıp tutuşur,<br />

yanına gelenlerin de bu ateşte yanmalarını arzulardı. Çelebi Halîfe'ye de, iyi yetişmesi için<br />

riyâzetler çekip, nefsini terbiye etmesini tavsiye etti. O da açlık ve sıkıntılar çekti.<br />

Arkadaşları, uzun süren halvet ve açlığa dayanamayıp kaçtılar. Fakat o, sabredip, sonunda<br />

hocasının feyz ve himmetine kavuştu, duâsını aldı. Çok geçmeden, İbn-i Tâhir'in vefât etmesi<br />

üzerine Erzincan'a gitti. Pîr Muhammed Behâeddîn Erzincânî Halvetî ile görüştü. Orada fazla<br />

kalmayıp, Seyyîd Yahyâ Şirvânî'nin sohbetine kavuşmak için Şirvan'a gitmek üzere yoluna<br />

devâm etti. İki gün yol gittikten sonra, Seyyid Yahyâ Şirvânî hazretlerinin vefât ettiğini<br />

öğrenip, Erzincan'a geri döndü. Yahyâ Şirvânî'nin halîfelerinden olan Pîr Muhammed<br />

Erzincanî'nin hizmetine girdi. Erzincan'a 1464 (H.868) senesinde varmıştı. Orada bir müddet<br />

kaldıktan sonra, ilimde ilerleyip, tasavvufta yüksek derecelere ulaştı. Tefsîr, hadîs, fıkıh gibi<br />

naklî ve aklî ilimlerde yüksek âlim oldu. Hocası Pir Muhammed Erzincânî ona hilâfet verip<br />

insanlara İslâm dîninin emir ve yasaklarını anlatarak onların dünyâ ve âhiret seâdetlerine<br />

vesîle olmakla vazîfelendirerek memleketine gönderdi. Amasya'ya gelip yerleşen Çelebi<br />

Halîfe, insanlara Allahü teâlânın dînini, Resûlullah efendimizin Sünnet-i seniyyesini ve güzel<br />

ahlâkını, Selef-i sâlihînin yolunu anlatmaya başladı.<br />

O sırada Fâtih Sultan Mehmed Han pâdişâh, oğlu Bâyezîd de Amasya vâlisi idi. Şehzâde<br />

Bâyezîd, Çelebi Halîfe Muhammed Cemâleddîn Efendiye çok iltifât eder, talebelerine ve<br />

dergâhına ihsânlarda bulunur, duâlarını taleb ederdi. Fâtih Sultan Mehmed Han vefâtından<br />

önce de duâ etmesi için haber gönderip, fakirlere sadaka dağıttırmıştı. Her şehzâde gibi,<br />

şehzâdeİkinci Bâyezîd de, babasından sonra pâdişâh olmak, kendisine verilen onca emeğe<br />

karşılıkta bulunmak istiyordu. Çünkü her şehzâde sultan olmak için yetiştirilir, kısmetse<br />

sultan olurdu. Çelebî Halîfe, herkese karşı iyi niyet ve hüsn-i zân sâhibi, ilim ve tasavvuf ehli<br />

Şehzâdeyi kırmadı. Onun için duâ ve niyazda bulundu. Allahü teâlânın kerâmet sâhibi<br />

evliyâsından olan Çelebî Halîfe'ye, Şehzâde'nin sultan olacağı vakit ilhâm edildi. Çelebi<br />

Halîfe, Şehzâde Bâyezîd'e gönderdiği haberde; "Otuz üç gün sonra büyük bir hâdise olacak<br />

ve kırk gün sonra da sultan olacak." buyurdu.<br />

Gerçekten de, otuz üç gün sonra Fâtih Sultan Mehmed Han vefât etti. Şehzâde Bâyezîd,<br />

Vezîr-i âzam Karamânî Pîrî Mehmed Paşanın dâveti ile İstanbul'a gelip, Allahü teâlânın<br />

dînini ehl-i küfre yaymakla, insanlara huzûr ve saâdet dağıtmakla meşgûl olan ordunun ve<br />

devletin başına geçti. Vazîfeyi oğlu Yavuz Sultan Selîm Hana devredinceye kadar, tam bir

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!