22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

kendi zamânının şartlarını iyi bilmesi lâzımdır." mânâsınca; "Zamânımız hevâ ve hevesine<br />

tutulmuş olan hastaların devridir. Bizler ise ruh hastalıklarını tedâvî eden tabipleriz. Onların<br />

yastığının başına kadar gitmekten başka çâre yoktur. Tâ ki Allahü teâlânın emirlerini onlara<br />

anlatalım. Bizden öncekiler böyle değildi. Onlar tabibin ayağına gelirlerdi. Fakat şimdi onlar<br />

yok. Ebedî âleme göçtüler. Bu bakımdan, zamânın îcâbına göre hareket edilir." buyurarak<br />

kötü zanda bulunanlara cevap verdi. Yine buyurmuşlardır ki: "Allahü teâlânın bir topluluğa<br />

merhamet ettiğinin alâmetlerinden birisi, onların başına şefkat sâhibi kimseleri tâyin etmesi,<br />

iyi kimseleri onlara idâreci yapmasıdır. Eğer o topluluk bu nîmete şükrederse, onlara yardım<br />

eder. Nankörlük ederlerse, onların işlerini acı yapar."<br />

Çelebi Ferruh hazretleri tabiatı, hâl ve hareketleri hoş, heybetli, görünen ve görünmeyen<br />

yükseklikler ve olgunluklar sâhibi bir velî idi. Dünyâ ehli insanların din büyüklerine aşağı<br />

nazarla bakıp helâke dûçar olmasınlar, zarar görmesinler diye çok gayret sarfederdi. Avâmın,<br />

câhil halkın îtikâdını, inancını bulandırmaktan sakının der ve buna çok riâyet ederdi. Bu<br />

sebeple altına eski bir aba, dışına da pek kıymetli elbiseler giyerdi. Etrafı çeşitli nîmetlerle<br />

dolu olduğu hâlde günlerinin çoğunu oruçlu geçirirdi. Devamlı seherlerde uyanır, çok ibâdet<br />

eder ve Allah korkusundan ağlayarak gözyaşı dökerdi.<br />

Çelebi Ferruh hazretleri sabahleyin talebelerine ders vermekle meşgul olur, akşamleyin ise<br />

başka meşgûliyetleri yanında Mesnevî'den anlatırdı. Bâzan mânâ âlemine dalar, kendinden<br />

geçerdi. Kendine geldiğinde, kalbine akıtılan derin, ince ve yüksek mânâları talebelerine<br />

anlatır, herkes kendi derecesine göre alacağını alır, çeşit çeşit faydalar elde ederlerdi. Yine<br />

bir defâsında mânâ âlemine dalıp ince nüktelerden ve derin mânâlardan anlattıkları bir sırada<br />

ancak derecesi yüksek olanların anlayabileceği bir ifâde ile kendisine halîfe olacak olan<br />

Bustan'ın geleceğini müjdeledi. Nitekim çok geçmeden dünyâya gelen çocuğa, Bustan ismini<br />

verdi. Kendisine niçin ona daha önce geçen büyüklerin isimlerinden birini vermediği<br />

sorulunca; "O dostların reisi, önderi olacaktır." diye cevap verdi ve dediği gibi oldu.<br />

Çelebi Ferruh hazretleri talebelerine bahsettiği gizli mânâları, dış görünüşe îtibâr edenlere<br />

anlatmaz, herkese derecelerine ve kâbiliyetlerine göre konuşup muâmele ederdi. Onun bu<br />

şekildeki farklı muâmelesinin inceliğini kavrayamayan bâzı talebeleri üzüntüye kapıldılar.<br />

Çelebi hazretleri onlara; "Biz şeyhler topluluğu peygamberlerin aleyhimüsselâm yolunda<br />

gitmekle emrolunduk. İnsanların derecelerine, seviyelerine iner, akılları mikdârınca<br />

anlayabilecekleri şekilde konuşuruz." derdi. Bustan Çelebi'yi en iyi bir şekilde terbiye edip<br />

yetiştirdikten sonra kendi yerine halîfe kılan Çelebi Ferruh hazretleri 1592 (H.1000) yılında<br />

vefât etti.<br />

1) Sefîne-i Nefîse-i Mevleviyân; c.1, s.149-152<br />

ÇELEBİ HALÎFE;<br />

Osmanlılar devrinde on beşinci yüzyılda Anadolu'da yetişmiş olan âlim ve velîlerden. İsmi,<br />

Muhammed olup, babasının ismi Mahmûd'dur. Büyük âlim ve evliyâ Cemâleddîn Aksarâyî<br />

hazretlerinin torunlarındandır. Cemâl Halvetî veya Çelebi Halîfe diye meşhûr olmuştur.<br />

Dedelerinin memleketi olan Aksaray'a nisbetle Aksarâyî, dedesi Cemâleddîn Aksarâyî'ye<br />

nisbetle Cemâlî denildi. Doğum târihi bilinmemektedir. Amasya'da doğdu. 1493 (H. 899)<br />

senesinde hac yolculuğu esnâsında vefât etti. Kabri, Hisa veya Tebük korusu denilen,<br />

hacıların uğrak yeri olan bir yerdedir.<br />

Zamânının önemli ilim ve kültür merkezlerinden Amasya'da dünyâya gelen Çelebi Halîfe<br />

tamâmen ilmî bir çevrenin içinde büyüdü. Küçük yaştan itibâren ilim tahsiline başladı.<br />

Amasya'da bir müddet ilim tahsil ettikten sonra Aksaray'a gitti. Devrin din ve fen<br />

âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri tahsîl etti. Âlim ve velî zâtların ilim meclisleri ile

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!