22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Kendisine kavuşturan şeylere kavuştursun. Seni mâsivâdan (kendisinden başka şeylerden)<br />

kurtarıp, kendisiyle meşgul eylesin. Sana kendisiyle berâber olmaya lâyık bir edep ihsân<br />

eylesin. Kalbinden, râzı olmadığı, beğenmediği şeyleri çıkarıp, kendi rızâsını koysun. Seni<br />

kendisine ulaştıran yola kavuştursun."<br />

Bir gün; "Derecesi hocasının derecesinden yüksek olan talebe var mıdır? diye Sırrî-yi Sekatî<br />

hazretlerine sordular; "Evet vardır. Cüneyd'in derecesi benden yüksektir." buyurdu.<br />

Cüneyd-i Bağdâdî'ye; "Rızkımızı arıyoruz." dediklerinde; "Nerede olduğunu biliyorsanız,<br />

orada arayınız?" buyurdu. "Allahü teâlâdan istiyoruz." dediklerinde, "Eğer sizi unutmuş<br />

sanıyorsanız, hatırlatınız!" buyurdu. "Tevekkül ediyoruz, bakalım ne gönderecek?"<br />

dediklerinde; "İmtihan ederek, deneyerek tevekkül etmek, îmânda şüphe bulunmasını<br />

gösterir." buyurdu. "O hâlde ne yapalım?" dediklerinde; "Emrettiği için çalışmalı, rızk için<br />

üzülmemeli, tedbirlerin arkasında koşmamalıdır. Rızk için Allahü teâlânın verdiği söze<br />

güvenmelidir. Emrine uyarak çalışanı, rızkına ulaştırır." buyurdu.<br />

Cüneyd-i Bağdâdî hastalanmıştı. Vefâtından önce, Ebû Muhammed Cerîrî başucunda idi.<br />

Cüneyd-i Bağdâdî, Kur'ân-ı kerîm okuyordu. Hatmi tamamlayıp tekrar başladı. O zaman Ebû<br />

Muhammed Cerîrî: "Efendim zâten çok hâlsizsiniz. Kendinizi fazla yormasanız..."dedi. Ona;<br />

"Ey Ebû Muhammed! Şu anda bunlara benden daha çok ihtiyâcı olan kim vardır? Bak işte<br />

vefâtıma az kaldı." buyurdu.<br />

Cüneyd-i Bağdâdî, vefât edeceği zaman çok üzgündü. Talebeleri korkup; "Efendim! Bizim<br />

ümidimiz, sizin şefâatiniz bereketi ile kurtulmaktır. Sizin ise ızdıraplı ve üzüntülü bir hâliniz<br />

var. Bu hâliniz bizim yüreğimizi parçalıyor." dediler. Bunlara cevâben; "Ey dostlarım! Ben,<br />

yetmiş senelik ibâdet ve tâatımdan ve sizlere üstâd olmak ile kazandıklarımın hepsini, bir kıl<br />

ile asılmış olduğunu ve rüzgâr esmesi ile bir tüy misâli sallandığını hissediyorum. Bu esen<br />

rüzgârın, red rüzgârı mı, yoksa kabûl yeli mi olduğunu bilmiyorum." buyurdu. Biraz sonra;<br />

"Allah!" diyerek rûhunu teslim etti. Vefât ettiğinde 91 yaşındaydı.<br />

Cüneyd-i Bağdâdî'yi yıkayan kimse, mübârek gözlerinin içine su ulaştırabilmek için uğraştı<br />

ise de, mümkün olmadı. Gizliden bir ses duydu; "Kendini yorma! Cüneyd'in gözü Allahü<br />

teâlânın zikri ile kapanmıştır. O'nun dîdârını görmeden açılmaz." diyordu. Yıkayan kimse,<br />

parmaklarını da açmak için çalıştı. Fakat; "Kendisi açmayınca açılmaz." diye bir nidâ geldi.<br />

Mübârek vücûdu yıkandı, kefenlendi ve cenâze namazını oğlu kıldırdı. Cenâze namazında<br />

bulunanların sayısı sayılamayacak kadar çoktu. Hocası ve dayısı Sırrî-yi Sekatî'nin kabrinin<br />

yanına defnedildi.<br />

Vefâtından sonra büyük zâtlardan biri kendisini rüyâda görüp; "Münker ve Nekir'in<br />

suâllerine nasıl cevap verdin?" diye sordu. Cüneyd-i Bağdâdî; "O iki melek bana gelip, men<br />

Rabbüke (Rabbin kim)? dediler. Ben, Allahü teâlâ benim rûhumu yaratıp, Elestü birabbiküm<br />

(Ben sizin Rabbiniz değil miyim)? diye sorduğu zaman, ben, evet, sen bizim Rabbimizsin,<br />

cevâbını vermiştim. Sizin, şimdi tekrar sormanızın mânâsı nedir?" dedim. Böyle deyince beni<br />

bırakıp gittiler.<br />

Cüneyd-i Bağdâdî'yi rüyâsında gören bir başka zât ona; "Allahü teâlâ sana nasıl muâmele<br />

eyledi?" diye sordu. Cüneyd-i Bağdâdî; "İlim, mârifet dolu sözlerimin hiç faydası olmadı.<br />

Öğrendiğim kıymetli bilgiler işime yaramadı. Yalnız gece vakti kıldığım namazlar imdâdıma<br />

yetişti. Onun için akıllı insan sâlih ameli terk etmemeli, hâllerden, mânâlardan uzak<br />

olmamalıdır." buyurdu.<br />

Ebû Câfer el-Haddâd diyor ki: "Eğer akıl, bir insan olsaydı, Cüneyd-i Bağdâdî'nin sûretinde<br />

ve şeklinde olurdu."<br />

Cüneyd-i Bağdâdî'den bir kimse bir şey istese onu boş çevirmez, ona faydalı olmaya çalışırdı<br />

ve; "Ben, Peygamber efendimizin güzel ahlâkına uymaya çalışıyorum." buyururdu.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!