22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Peygamber olacak bir zâttan, peygamber olduğu bildirilmeden önce meydana gelen ve<br />

peygamberliğine müjde olan âdet dışı yâni hârikulâde (olağanüstü) hâllere, işlere irhâs denir.<br />

Îsâ aleyhisselâmın beşikte konuşması, kuru ağaçtan tâze hurma isteyince, eline hurma<br />

gelmesi, Muhammed aleyhisselâmın, çocuk iken, göğsünün yarılması, ağaçların, taşların<br />

kendisine selâm vermeleri gibi hâlleri hep irhâstı (çoğulu irhâsâttır).<br />

Allahü teâlânın, peygamberlerine, peygamberliklerini isbât etmeleri için ihsân ettiği ve<br />

onların isteği ile yarattığı hârikulâde yâni âdet dışı, olağanüstü hâllere ise mûcize denilir.<br />

İmâm-ı Rabbânî hazretleri, bir şeyin mûcize sayılabilmesi için şu şartların gerekli olduğunu<br />

beyân buyurmuştur: Allahü teâlâ, o şeyi mutâd, alışılmış sebepler dışında yaratmış olmalıdır.<br />

Harikulâde, olağanüstü olmalıdır. Peygamber olduğunu söyleyen kimsenin istediği zaman<br />

hâsıl olmalıdır. Peygamberlerin isteklerine uygun olmalıdır. İsteyip de hâsıl olan mûcize<br />

kendisini yalanlamamalıdır. Mûcize, peygamber olduğunu söylemeden önce hâsıl<br />

olmamalıdır. Bir peygamberin ümmetinden meydana gelen hârikulâde hâller, (aslında) o<br />

peygamberin mûcizesidir.<br />

Ahmed Fârûkî Serhendî'nin ifâde ettiğine göre: Allahü teâlâ, her peygambere kendi<br />

zamanlarında önemli kabûl edilen hususlarla ilgili mûcize ihsân etmiştir. Mûsâ aleyhisselâm<br />

zamânında sihirbazlık yaygındı. Allahü teâlâ Mûsâ aleyhisselâma asâ mûcizesini ihsân etti.<br />

Mûsâ aleyhisselâmın asâsı, büyük yılan olup sihirbazların sihir âletlerini yuttu. Böylece<br />

sihirbazlar, bunun insan gücünün üstünde olduğunu anlayarak hemen îmân ettiler. Îsâ<br />

aleyhisselâmın zamânında tıb ileri gitmişti. Tabîbler başarılarıyla öğünürlerdi. Allahü teâlâ,<br />

Îsâ aleyhisselâma ölüleri diriltme, anadan kör doğanların gözlerinin açılması gibi mûcizeleri<br />

ihsân etti. Tabîbler âciz kaldılar. Sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâm<br />

zamânında ise; Arabistan Yarımadasında şâirlik ve belâgat sanatı en yüksek dereceye<br />

ulaşmıştı. Şâirler yazıp okudukları şiirlerle birbirlerine öğünürlerdi. Bu şekilde öğünmek<br />

sadece şâirde değil, mensûb olduğu kabîle için de bir öğünme vesîlesi idi. Allahü teâlâ,<br />

Peygamber efendimize en büyük mûcize olarak Kur'ân-ı kerîmi gönderdi. Kur'ân-ı kerîmin<br />

îcâzı, eşsizliği karşısında şâirler âciz kaldılar. Bir kısmı Allah kelâmı olduğunu inkâr edip,<br />

kâfir olarak öldüler. Bir kısmı ise, Allah kelâmı olduğunu anlayarak müslüman oldular.<br />

Büyük âlim Abdülganî Nablüsî'nin de belirttiği gibi, Allahü teâlânın âdetinin ve<br />

kânunlarının dışında yarattığı mûcizelerin meydana gelmesi için, peygamberlerin<br />

aleyhimüsselâm diri olması şart değildir. Öldükten sonra da, Allahü teâlâ onlara mûcize ihsân<br />

eder. Harputlu İshâk Efendinin dediği gibi, Resûlullah'ın, sallallahü aleyhi ve sellem<br />

mûcizeleri binden fazla olup, bâzıları şunlardır: Mîrâc mûcizesi, Şakk-ı kamer mûcizesi (ayın<br />

ikiye bölünmesi), mübârek parmaklarından su fışkırma mûcizesi, Kâbe-i muazzama içindeki<br />

putların, mübârek parmağının işâreti ile yüz üstü düşmesi mûcizesi, ölülerin diriltilmesi<br />

mûcizesi, yaralılara ve hastalara şifâ verme mûcizesi.<br />

Bir de sözlükte, alâmet, işâret, mûcize, ibret mânâsında kullanılan âyet kelimesi vardır.<br />

Bu kelime, Allahü teâlânın varlığını, birliğini ve kudretini gösteren alâmet, ibret, işâret,<br />

mûcize mânâsını da ihtivâ eder. Kur'ân-ı kerîmde meâlen şöyle buyrulmaktadır: "(Hakîkati)<br />

bilmeyenler (veya bilip de bilmez gözükenler), ne olur, Allah bizimle (senin hak<br />

peygamber olduğuna dâir) söyleşse, konuşsa, yâhut (bu hususta) bize bir âyet (mûcize)<br />

gelse dediler. Onlardan evvelkiler de, tıpkı onların söyledikleri gibi söylemişdi. Kalpleri<br />

birbirine ne kadar da benzemiş. Bu hakîkatleri iyice bilmek isteyenlere âyetlerimizi<br />

apaçık göstermişizdir." (Bekara sûresi: 118)<br />

Mü'mîn sûresinin 13. âyet-i kerîmesinde ise, Allahü teâlâ meâlen şöyle buyurmuştur:<br />

"Size, (varlığına ve birliğine delâlet eden) âyetlerini (mûcizelerini) gösteren, size gökten<br />

rızık indiren O'dur. Bu âyetlerden, Allahü teâlâya inananlardan başkası ibret almaz."<br />

Bir dâvâyı(sözü) isbât eden kesin delile, kendisi bilinince, başkası da bilinen şeye burhân

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!