22.03.2018 Views

Sevahid-un Nubuvve - Peygamberlik Mujdeleri - Mevlana Abdurrahman Cami

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE (Peygamberlik Müjdeleri) Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir. Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır: 1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır. 2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır. 3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır. 4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır. 5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır. 6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır. 7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır. 8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır. 9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE

(Peygamberlik Müjdeleri)

Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir.

Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır:

1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır.

2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır.

3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır.

4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır.

5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır.

6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır.

7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır.

8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır.

9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İhtiyârlıkdan beli bükülmüş ve kirpikleri dökülmüş. Bir yeri<br />

kazıyordu. Bineğimin ayak seslerini duy<strong>un</strong>ca, başını kaldırıp<br />

bakdı. Beni bir heybet kapladı. Kur’ân-ı kerîmden âyetler<br />

okuyarak Allahü teâlâya sığındım ve çok salevât okudum.<br />

Sonra o kimseye; Allahü teâlâ sana merhamet etsin. Biz bir<br />

gurub yolcuyuz. Yolumuzu şaşırdık. Yâ bize yol göster veyâ<br />

konaklayacak bir yer göster. Hiç olmazsa içecek su ver, dedim.<br />

Benim sizi konaklatacak evim ve çadırım yok. Size içirecek<br />

südüm ve suyum da yok. Yol<strong>un</strong>uz karşınızdadır. Falan<br />

dağın üzerine çıkın, dedi. Sen kimsin diye sordum. Ben<br />

Abd-i Kelâl bin Yegûs El-Humeyrîyim, dedi. Kavmin ne oldu<br />

diye sordum. Üçyüz seneden beri onlardan haberdâr değilim.<br />

Benî Mâzin kabîlesine geldim. Onların arasında binbeşyüz<br />

yaşında bir ihtiyâr var. Bana burada Âd kavminin kapanmış<br />

bir su ırmağı olduğ<strong>un</strong>u söyledi. Üçyüz senedir burayı<br />

kazıyorum. Irmakdan bir nişân bulamadım. Fekat üç dâne<br />

levha buldum. Onlar üzerinde neler yazılmış, eğer okuma biliyorsan<br />

sana göstereyim, dedi. Bilirim getir göreyim, dedim.<br />

Gösterdi. Levhalardan birinde Âd kavminin kötülüklerini<br />

bildiren iki beyt yazılı idi. İkinci levhâda Sâlih aleyhisselâmın<br />

kavminin zemmi ve deveyi öldürmeleri hakkında iki<br />

beyt yazılı idi. Üçüncü levhada da b<strong>un</strong>a benzer şeyler yazılı<br />

idi. Sonra elimden tutup beni bir yere götürdü. Orada altından<br />

bir taht üzerinde sırt üstü yatmış bir şahsın ölüsü vardı.<br />

İki gözünün arasına şöyle bir yazı yazılmışdı: Benim adım,<br />

Şeddâd bin Âd. Irem bağları ve imâd sâhibiydim. Bin sene<br />

yaşadım. Bin şehr kurdum. Bin kız ve hizmetçiyle yaşadım.<br />

Bin kantar altına sâhib oldum. Binlerce askerim vardı. Şarkın<br />

ve garbın saltanatına sâhib oldum. Ne dünyâ bana kaldı,<br />

ne de ben dünyâda bâkî kaldım. Benden sonra kimse dünyâya<br />

mağrûr olmasın.<br />

Sonra elimden tutup bir yere dahâ götürdü. Gümüşden<br />

bir taht üzerinde sırt üstü yatmış bir kadının ölüsü vardı.<br />

On<strong>un</strong> alnında şöyle yazılı idi: Ben Şeddâd bin Âdın kız kardeşiyim.<br />

Her kim yanıma gelirse, bana ibret nazârıyla baksın.<br />

Sonra beni bir taşın yanına götürdü. O taşın altından bir<br />

– 94 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!