Sevahid-un Nubuvve - Peygamberlik Mujdeleri - Mevlana Abdurrahman Cami
ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE (Peygamberlik Müjdeleri) Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir. Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır: 1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır. 2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır. 3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır. 4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır. 5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır. 6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır. 7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır. 8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır. 9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.
ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE
(Peygamberlik Müjdeleri)
Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir.
Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır:
1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır.
2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır.
3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır.
4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır.
5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır.
6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır.
7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır.
8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır.
9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
sinin diğer ileri gelenlerine de çok ikrâm ve iltifâtda bul<strong>un</strong>du.<br />
Sonra onları misâfirhâneye yerleşdirip, son derece ikrâm<br />
ve iyilikde bul<strong>un</strong>du. Bir ay misâfir kaldılar. Ne yanlarına uğradılar,<br />
ne gitmeleri için izn verdiler. Bir aydan sonra pâdişâh<br />
bir kimse gönderip, Abdülmuttalibi odasına çağırtdı.<br />
Ona şöyle dedi: Ey Abdülmuttalib! Sana bir sırrımı söyleyeceğim.<br />
Senden başkasına bu sırrımı söylemem. Çünki sen,<br />
bir cevherin kaynağısın. Seni b<strong>un</strong>dan haberdâr edeyim. Bu<br />
sırrı vakti gelinceye kadar saklı tut. Allahü teâlâ bu sırrı vakti<br />
gelince bütün âleme açıkca gösterir. Haberin ols<strong>un</strong> ki, hazînemde<br />
kendim için husûsî olarak sakladığım bir kitâbda,<br />
bir hayrlı haber ve mu’teber bir şey okudum. Bu iş sana ve<br />
bütün mahlûkâta fâideli, umûmî ve tam bir ni’met olacakdır.<br />
Bu müjde şöyledir: Mekkede bir erkek çocuk doğmuşdur veyâ<br />
doğması yaklaşmışdır. On<strong>un</strong> adı Muhammeddir “sallallahü<br />
aleyhi ve sellem”. Babası ve annesi vefât etmişlerdir. Onu<br />
dedesi ve amcası himâye edeceklerdir. Allahü teâlâ Ona<br />
peygamberlik verecek ve halkı Hakka da’vet edecekdir. Ona<br />
dost olanlar azîz ve mansûr olurlar. Düşmânlık edenler zelîl<br />
ve hakîr olurlar. Allahü teâlâ bizi Ona tâbi’ ve yardımcı eylesin.<br />
Allahü teâlâ O Peygamber vâsıtasıyla küfr ve dalâlet<br />
ateşini söndürecek ve tevhîd dînini ortaya çıkaracakdır. Kehânet<br />
sona erecek, şeytânlar taşlanacak ve kovulacakdır.<br />
Putlar yüzüstü düşecek. O Peygamberin sözü hak ile bâtılı<br />
birbirinden ayırıcıdır. Hükmü adâletlidir. Allahü teâlânın râzı<br />
olduğu şeyleri yapar ve yapılmasını emr eder. Râzı olmadığı<br />
şeylerden sakınır ve sakındırır.<br />
Abdülmuttalib, pâdişâhdan bu sözleri dinleyince, ona<br />
düâ ve medhiyede bul<strong>un</strong>du ve ey melik! Bu sırrı biraz dahâ<br />
aç dedi. B<strong>un</strong><strong>un</strong> üzerine yemîn ederek: Ey Abdülmuttalib, O<br />
gelecek Peygamberin dedesi sensin. B<strong>un</strong>da aslâ yalan yokdur,<br />
dedi. Abdülmuttalib bu sözleri işitince şükr secdesine<br />
kapandı. Pâdişâh, başını kaldır ey Abdülmuttalib! Aslın gibi<br />
neslin de yüce âleme yol göstericidir. İşin temâm ve maksadın<br />
hâsıl oldu. Sonra söylediğimin kim olduğ<strong>un</strong>u anladın mı<br />
dedi. Abdülmuttalib şöyle dedi: Evet anladım. Oğlum Ab-<br />
– 81 – Şevâhid-ün Nübüvve - F:6