22.03.2018 Views

Sevahid-un Nubuvve - Peygamberlik Mujdeleri - Mevlana Abdurrahman Cami

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE (Peygamberlik Müjdeleri) Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir. Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır: 1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır. 2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır. 3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır. 4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır. 5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır. 6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır. 7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır. 8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır. 9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE

(Peygamberlik Müjdeleri)

Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir.

Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır:

1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır.

2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır.

3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır.

4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır.

5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır.

6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır.

7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır.

8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır.

9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

sizde değilse korku yokdur. İyi biliyorum ki, dün gece bu<br />

ümmetin Peygamberi doğdu. Eğer sizde değilse Filistinde olsa<br />

gerekdir. On<strong>un</strong> iki küreği arasında ince kıllar (nübüvvet<br />

mührü) vardır. Cinnîlerden bir ifrit parmağını on<strong>un</strong> ağzına<br />

koyduğu için, iki gün süt emmeyecekdir. Kureyşliler oradan<br />

ayrılınca, şaşdıkları bu sözleri büyüklerine söylediler. Bir de<br />

işitdiler ki, Abdüllah bin Abdülmuttalibe Allahü teâlâ bir<br />

oğul vermiş. Adını Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem”<br />

koymuşlar. B<strong>un</strong>u o yehûdîye haber verdiler. Hazret-i Âminenin<br />

evine geldi. O alâmeti çocuğ<strong>un</strong> sırtında görünce, bayılıp<br />

düşdü. Aklı başına gelince: Vallahi peygamberlik artık<br />

Benî İsrâîlden gitdi, dedi. Sonra Kureyşlilere dönüp, siz bu<br />

hâdiseye sevinirsiniz, ama bu çocuk sizin üzerinize gâlib gelecekdir.<br />

On<strong>un</strong> şânı doğudan batıya heryerde duyulacakdır,<br />

dedi.<br />

¥ Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” süt annesi<br />

hazret-i Halîme hât<strong>un</strong> şöyle anlatmışdır. Kabîlemden bir gurub<br />

kadınla süt anneliği yapmak için Mekkeye gitdik. Kocam<br />

da yanımda idi. Bir za’îf dişi merkebimiz ve süt vermekden<br />

kesilmiş bir devemiz vardı. Benim de sütüm azdı. Oğlum<br />

Damra doymadığından, geceleri ağlar, beni uyutmazdı.<br />

Mekkeye varınca bana Muhammedi “sallallahü aleyhi ve<br />

sellem” vermek istediler. Bilmediğimden dedim ki, süt emziren<br />

süt anneye ücret vermek için cömert bir baba olması lâzımdır.<br />

Bu çocuğ<strong>un</strong> babası yok diyerek almak istemedim.<br />

Benimle gelen bütün kadınlar birer çocuk buldular. Artık<br />

çocuk kalmadı. Kabîleme çocuk almadan dönmekden utandım.<br />

Muhammedi “sallallahü aleyhi ve sellem” kabûl etdim.<br />

Âmine hât<strong>un</strong> bana dedi ki: Üç gece önce bana bir kimse gelip,<br />

bu oğl<strong>un</strong><strong>un</strong> süt annesini Benî Sa’d kabîlesinden ve Züveyb<br />

oğullarından tut dedi. Ben de, Benî Sa’d kabîlesinden<br />

olduğumu ve babamın da Züveyb oğullarından olduğ<strong>un</strong>u<br />

söyledim. Âmine hât<strong>un</strong> elimden tutup, beni evine götürdü.<br />

Muhammedi “sallallahü aleyhi ve sellem” gördüm. Yünden<br />

beyâz bir k<strong>un</strong>dak içine sarılmış, ondan etrâfa misk kokusu<br />

yayılıyordu. Yüzünün güzelliğinden etrâfa se’âdet nûrları<br />

– 72 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!