22.03.2018 Views

Sevahid-un Nubuvve - Peygamberlik Mujdeleri - Mevlana Abdurrahman Cami

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE (Peygamberlik Müjdeleri) Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir. Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır: 1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır. 2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır. 3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır. 4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır. 5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır. 6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır. 7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır. 8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır. 9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE

(Peygamberlik Müjdeleri)

Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir.

Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır:

1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır.

2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır.

3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır.

4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır.

5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır.

6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır.

7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır.

8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır.

9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

neccimlerin haber alma yolları kapandı.<br />

Sa’îb adındaki kâhin karanlık bir gecede yüksek bir tepeye<br />

çıkdı. Gökyüzüne ve yeryüzüne bakınırken, Hicâz tarafından<br />

bir şimşek çakdığını ve batıya kadar ulaşdığını gördü.<br />

Sabâhleyin, ayağını basdığı yer yeşermişdi. Kendi kendine,<br />

eğer gördüğüm doğru ise, Hicâzdan bir pâdişâh çıkacak,<br />

her tarafa hâkim olacak. Âlemde refâh ve ucuzluk olacak<br />

kanâatine vardı. Bütün sihrbâzlar, kâhinler ve müneccimler<br />

bir yere toplanıp, birbirlerine hâllerini anlatdılar.<br />

Sonra bir Peygamber gönderilmiş veyâ gönderilecekdir, diye<br />

ittifâk etdiler. Kisrânın mülkünü alacakdır. Ammâ b<strong>un</strong>u<br />

Kisrâya söyleyemeyiz. Çünki hepimizi öldürür, dediler.<br />

Sonra Kisrânın yanına gitdiler. Serâyın yıkılmasının sebebi,<br />

yapılma zemânının yanlış seçildiğindendir. Bir zemân belirtelim.<br />

O zemânda yapılsın dediler. Bir zemân ta’yîn etdiler<br />

ve köşk o zemânda yapıldı. Kisrâ bütün devlet adamlarıyla<br />

birlikde o köşkde bir meclis kurdu. Bu sırada Dicle nehrinin<br />

suyu yükseldi. Köşkü su basıp yıkdı. Kisrâyı boğulmak<br />

üzere iken sudan çıkardılar. Kisrâ, kâhin ve müneccimlere<br />

kızıp çoğ<strong>un</strong>u öldürtdü. Diğerleri biz hatâ etmişiz. Köşkün<br />

yapılması için tekrâr bir zemân seçelim dediler. Belirtdikleri<br />

zemân içinde köşk yeniden yapıldı. Kisrâ korka korka gelip<br />

köşke çıkdı. O çıkar-çıkmaz köşk ayağının altından kayıp<br />

yıkıldı. Kisrâ nehre düşdü. Kisrâyı yarı ölü vaziyyetde<br />

nehrden çıkardılar.<br />

Kisrâ o kâhinleri toplayıp sizi öldürürüm diye tehdîd etdi.<br />

B<strong>un</strong><strong>un</strong> üzerine kâhinler doğrus<strong>un</strong>u söyleyerek, bu alâmetler<br />

bir Peygamber geldiğini veyâ yakında geleceğini, senin saltanatına<br />

son vereceğini, mülkünü alacağını göstermekdedir,<br />

dediler. Kisrâ bu sözleri işitince, Dicle kenârına binâ yapmakdan<br />

vazgeçdi. Oradaki yıkılan binâ da temâmen harâb<br />

oldu.<br />

¥ Mekkede oturan bir yehûdî vardı. Muhammed Mustafâ<br />

“sallallahü aleyhi ve sellem” efendimizin doğduğu gece<br />

Kureyşden bir topluluğ<strong>un</strong> yanına gelip; dün gece sizden bir<br />

oğlan dünyâya geldi mi diye sordu. Bilmiyoruz dediler. Eğer<br />

– 71 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!