22.03.2018 Views

Sevahid-un Nubuvve - Peygamberlik Mujdeleri - Mevlana Abdurrahman Cami

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE (Peygamberlik Müjdeleri) Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir. Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır: 1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır. 2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır. 3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır. 4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır. 5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır. 6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır. 7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır. 8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır. 9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE

(Peygamberlik Müjdeleri)

Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir.

Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır:

1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır.

2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır.

3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır.

4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır.

5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır.

6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır.

7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır.

8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır.

9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

latdı. Necâşî, b<strong>un</strong>lar nasıl kuşlarmış ki, b<strong>un</strong>ca seçme ve savaşçı<br />

askeri öldürdüler, dedi. Bu sırada vezîr yukarı bakıp, o<br />

kuşlardan birinin başının üzerinde dönüp durduğ<strong>un</strong>u gördü.<br />

Vezîr Necâşîye o kuşu göstererek, işte o kuşlardan biri dedi.<br />

O sırada kuş vezîrin başına bir taş bırakdı. Vezîr, Necâşînin<br />

gözü önünde öldü.<br />

Bu hâdise Muhammed aleyhisselâmın doğmasının yaklaşdığına<br />

ve On<strong>un</strong> peygamberliğine bir işâret idi. İbni Abbâs;<br />

Ümmi Hânînin evinde fil vak’asında kuşların atdığı taşlardan<br />

çok vardı. Çocukluğumuzda o taşlarla oynardık, diye<br />

anlatmışdır.<br />

Fil vak’asından ellibeş gün sonra, Muhammed aleyhisselâm<br />

doğdu. On<strong>un</strong> doğduğu zemândan Îsâ aleyhisselâm zemânı<br />

arası altıyüzyirmi senedir. [İbni Asâkirin, Şa’bîden<br />

“rahmetullahi teâlâ aleyhimâ” haber verdiğine göre, Îsâ<br />

aleyhisselâm ile Muhammed aleyhisselâm arasında [963] sene<br />

fark vardır. (Se’âdet-i Ebediyye) kitâbının 761.ci sahîfesine<br />

bakınız! (Herkese Lâzım Olan Îmân) 15.ci sahîfesinde, vilâdet-i<br />

nebeviyyenin, mîlâdın 571.ci senesinde olduğu bildirilmişdir,<br />

yazılıdır. Sağlam rivâyet de budur.] Hazret-i Îsâ ile<br />

hazret-i Dâvüd aleyhimesselâm arası bin ikiyüz senedir.<br />

Hazret-i Dâvüd ile hazret-i Mûsâ aleyhimesselâm arasındaki<br />

zemân beşyüz senedir. Hazret-i Mûsâdan hazret-i İbrâhîm<br />

Halîl aleyhimesselâm zemânına kadar yediyüzyetmiş sene<br />

geçmişdir. Hazret-i İbrâhîmden hazret-i Nûh aleyhimesselâm<br />

zemânına kadar bindörtyüzyirmi sene idi. Tûfandan<br />

Âdem aleyhisselâma kadar ikibinikiyüzkırk sene idi. B<strong>un</strong>ların<br />

toplamı altıbinyediyüzelli olur.<br />

[Dünyânın ömrü ve insanoğl<strong>un</strong><strong>un</strong> dünyâ üzerine gelişi kesin<br />

olarak bilinememekdedir. Dünyânın ömrünü, ya’nî yaratıldığı<br />

günden kıyâmete kadar olan zemânı, eski müneccimler,<br />

ya’nî astronomlar, seyyâre yıldızların adedince, bin sene,<br />

ya’nî yedibin sene demişlerdir. İdrîs aleyhisselâm buyurmuş<br />

ki, (Bizler, Peygamber olduğumuz hâlde, dünyânın ömrünü<br />

bilemedik). Dahâ geniş ma’lûmât için, (Se’âdet-i Ebediyye)<br />

kitâbının yetmişdokuz<strong>un</strong>cu sahîfesine bakınız!]<br />

– 66 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!