22.03.2018 Views

Sevahid-un Nubuvve - Peygamberlik Mujdeleri - Mevlana Abdurrahman Cami

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE (Peygamberlik Müjdeleri) Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir. Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır: 1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır. 2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır. 3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır. 4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır. 5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır. 6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır. 7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır. 8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır. 9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE

(Peygamberlik Müjdeleri)

Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir.

Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır:

1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır.

2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır.

3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır.

4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır.

5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır.

6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır.

7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır.

8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır.

9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

açdı. Bir parça siyâh ipek dahâ çıkardı. Üzerinde bir insan<br />

resmi vardı. Beyâz benizli, kıvırcık saçlı, kırmızı gözlü, başı<br />

büyük ve sakalı güzel idi. B<strong>un</strong>u tanır mısınız, dedi. Tanımayız<br />

dedik. Bu Nûh aleyhisselâmdır, dedi. Sonra sandıkdan<br />

bir bölme dahâ açıp bir parça siyâh ipek çıkardı. On<strong>un</strong> üzerinde<br />

de bir insan resmi vardı. Çok beyâz, açık alınlı, güzel<br />

gözlü, beyâz yüzlü, ak sakallı ve sanki canlı gibi tebessüm<br />

eder bir hâldeydi. B<strong>un</strong>u tanıdınız mı, dedi. Hâyır dedik. Bu<br />

İbrâhîm aleyhisselâmdır, dedi. Sonra bir resm dahâ çıkardı.<br />

Ak benizli idi. Herakl bize b<strong>un</strong>u tanıdınız mı, dedi. O Peygamber<br />

Efendimiz idi “sallallahü aleyhi ve sellem”. Hemen<br />

tanıdık ve evet vallahi bu bizim Peygamberimizdir, dedik ve<br />

ister istemez ağlaşdık. Melik ayağa kalkdı ve sonra oturdu<br />

ve Allah hakkı için bu sizin Peygamberinizdir, dedi. Biz de<br />

evet bu bizim Peygamberimizin sûretidir, sanki onu canlı gibi<br />

görüyoruz, dedik. Sonra Melik bize dikkatlice bakdı ve<br />

bu resm bu sandığın son bölümündedir. Fekat ne yapacağınızı<br />

görmek için b<strong>un</strong>u size acele ederek önce gösterdim, dedi.<br />

Sonra sandığın diğer bölmelerini birer birer açdı. Her birinde<br />

bir Peygamber sûreti vardı. Son olarak bir yiğit resmi<br />

çıkardı. Siyâh sakallı, nûr yüzlü, güzel gözlüydü. B<strong>un</strong>u tanıdınız<br />

mı, dedi. Hâyır bilmiyoruz, dedik. Bu Îsâ bin Meryemdir<br />

“aleyhisselâm”, dedi.<br />

Herakle, b<strong>un</strong>ları nereden buld<strong>un</strong>uz. B<strong>un</strong>lar peygamberlerin<br />

hilyelerine uyg<strong>un</strong>dur. Zîrâ Peygamber Efendimizin sûreti<br />

hilye-i se’âdetine uyg<strong>un</strong>dur, dedik. Dedi ki, Âdem aleyhisselâm,<br />

neslinden ne kadar peygamber gelecekse sûretlerini<br />

görmeyi Allahü teâlâdan diledi. Allahü teâlâ onların sûretlerini<br />

gönderdi. Âdem aleyhisselâmın hazînesinde idi.<br />

Zülkarneyn o resmleri garb tarafında bir yerde buldu ve<br />

Danyâl aleyhisselâma verdi. Danyâl aleyhisselâm o resmleri<br />

ipek parçaları üzerine geçirdi. B<strong>un</strong>lar aynen Danyâl nebînin<br />

tasvîr etdiği resmlerdir. Herakl b<strong>un</strong>ları anlatdıkdan sonra;<br />

Mülkümü terkedip sizin yanınızda ölünceye kadar hizmetcilerinizden<br />

olmayı çok isterdim, dedi. Sonra bize güzel<br />

hediyyeler vererek gönderdi. Emîr-ül mü’minîn Ebû Bekrin<br />

– 50 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!