22.03.2018 Views

Sevahid-un Nubuvve - Peygamberlik Mujdeleri - Mevlana Abdurrahman Cami

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE (Peygamberlik Müjdeleri) Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir. Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır: 1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır. 2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır. 3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır. 4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır. 5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır. 6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır. 7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır. 8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır. 9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE

(Peygamberlik Müjdeleri)

Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir.

Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır:

1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır.

2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır.

3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır.

4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır.

5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır.

6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır.

7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır.

8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır.

9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

sevdiklerinden biri olduğ<strong>un</strong>u anlardı.<br />

Bu fakîr (Lâmi’î Çelebi) Seyyid Ahmed Buhârî hazretlerinin<br />

eşiğine yüz sürdüğüm günden beri, bizzat şâhid olduğum<br />

ve onu seven güvenilir kimselerden işitdiğim kerâmetlerini<br />

ve hârikalarını yazsam büyük bir kitâb olurdu. Fekat<br />

kendi zemânında b<strong>un</strong>ların yazılmasına râzı olmaz diye, hâllerini<br />

kısaca yazdım. Çünki maksad on<strong>un</strong> rızâsını gözetmekdir.<br />

Bu (Şevâhid-ün-nübüvve) kitâbının tercemesine teşebbüsde<br />

bul<strong>un</strong>mam ve diğer mu’teber kitâblardan ilâveler yapmağa<br />

ihtimâm göstermem de sırf hocamın işâretleri ve himmetleri<br />

ve emrlerine itâ’at netîcesinde olmuşdur. Bu eseri<br />

hâzırlamam hocamın ma’nevî yardımlarıyla olmuşdur. Yoksa<br />

bu işi bu fakîrin yapdığı zan edilmesin.<br />

NAZM<br />

Bu gün taht-ı vilâyetde şehin şehinşeh efendidir,<br />

Tarîk-ı Hâcegân içre reîs-i Nakşibendîdir.<br />

Dînin emrin icrâda, tarîkat resmin ihyâda,<br />

Hakîkat sırrın ifşâda, sanasın hâce kendidir.<br />

Eden sultânları bende, ânın ihsân-u lutfîdir,<br />

Çeken serkeşleri bende, ânın aşk-ı kemendîdir.<br />

Söz açub aşk-ı cânândan, tarîk-ı râz-ı irfândan,<br />

Bir od urmuşdur âfâka ki, hep cânlar sipendîdir.<br />

Ş<strong>un</strong>a kim bir nazar bakdı, dil-ü cânın oda yakdı,<br />

Cihân küllî âna akdı, eğer kul ger efendîdir.<br />

Değil sahn-ı felek ancak, kamû mülk-i melik-ül Hak,<br />

Fezay-ı Lâ mekân mutlak, güzergâh-ı semendîdir.<br />

Cihân cân hazzını alsa, aceb mi sohbetinden kim,<br />

Beyân-ı hikmet âmizî hakîkat şehdü kandîdir.<br />

Bana devlet yeter, bu kim diyeler Lâmiî cândan,<br />

Tarîk-i Nakşibendîde gulâm-ı mîr efendîdir.<br />

Demidir menzile ânı irersen eyleyüb irşâd,<br />

Ki yıllardır o sergerdân bu yol<strong>un</strong> dertmendîdir.<br />

– 401 – Şevâhid-ün Nübüvve - F:26

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!