22.03.2018 Views

Sevahid-un Nubuvve - Peygamberlik Mujdeleri - Mevlana Abdurrahman Cami

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE (Peygamberlik Müjdeleri) Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir. Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır: 1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır. 2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır. 3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır. 4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır. 5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır. 6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır. 7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır. 8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır. 9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE

(Peygamberlik Müjdeleri)

Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir.

Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır:

1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır.

2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır.

3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır.

4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır.

5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır.

6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır.

7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır.

8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır.

9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

olacakdır. Hazret-i Alînin “radıyallahü anh” neslinden olacak,<br />

künyesi de hazret-i Hüseynin “radıyallahü anh” künyesi<br />

gibi Ebû Muhammed olacakdır.<br />

Allahü teâlâya hamd ols<strong>un</strong> ki, oniki imâmın “radıyallahü<br />

anhüm ecma’în” ba’zı sözlerini, hâllerini, hârikalarını ve kerâmetlerini<br />

anlatmayı, beyân etmeği nasîb eyledi. Tekrâr Eshâb-ı<br />

kirâmın “aleyhimürrıdvân” ba’zılarının hâllerini bildireceğiz.<br />

Oniki imâm “radıyallahü anhüm ecma’în” evliyâlıkda,<br />

kemâl ve fazîletde çok yüksekdirler. B<strong>un</strong>lar hakîkat rehberleri<br />

olmuşlardır. Ancak bütün kerâmetlerin, yüksekliklerin<br />

oniki imâma münhasır olduğu akla gelmesin. Ehl-i beyt<br />

içinde çok büyükler gelmişlerdir. Meselâ onlardan biri,<br />

İmâm-ı Muhammed İdrîs Şâfi’îdir. B<strong>un</strong>lardan bir kısmı meşhûr<br />

olmuş, bir kısmı ise meşhûr olmamışdır. B<strong>un</strong>lardan sonra<br />

gelen meşhûr zâtlardan bir kısmını, Molla Abdürrahmân<br />

Câmî hazretleri (Nefehât-ül-üns) kitâbında tabakât-ı sofiyyede<br />

anlatmışdır. İbrâhîm Sa’d Alevî, Seyyid Abdülkâdir<br />

Geylânî “kuddise sirruh” gibi sonra gelen büyükler b<strong>un</strong>lardandır.<br />

(Şevâhid-ün-nübüvve) kitâbını Fârisîden terceme eden<br />

Lâmi’î Çelebi şöyle yazmışdır: Nübüvvet bağçesinin meyvesi,<br />

fütüvvet çırâğının ışığı, din ve dünyânın sultânı, Enbiyânın<br />

vârisi, Seyyid Muhammed Mehdî Misbâh-ül-Harem Alî<br />

bin Seyyid-ül-Harem Abdüllah bin Seyyid Celâleddîn Buhârî<br />

“kaddesellahü rûhahü” hicrî yediyüz senesinin sonlarında<br />

Anadoluya gelip, Bursada yerleşmişdir. Osmânlı sultânlarından<br />

Sultân Bâyezid hânın kızı H<strong>un</strong>dî hât<strong>un</strong> ile evlendi.<br />

Sekizyüzotuziki senesinde vefât etdi. Mubârek kabri<br />

Bursadadır. Uzakdan, yakından gelen pekçok kimse tarafından<br />

ziyâret edilip, feyz alınır. Bu fakîr Lâmi’î Çelebi<br />

on<strong>un</strong> zikr-i şerîfini kısaca yazdığım akşam her nasılsa nezle<br />

olmuşdum. Gece yarısı uyandım. Boğazımda bâdemciklerim<br />

şişmiş, tükrüğümü yutmağa mecâlim kalmamışdı. Ba’zı<br />

ilâclar kullandım, fâideli olmadı. Uz<strong>un</strong> müddet o hâlde<br />

oturdukdan sonra, uykuya dalmışım. Rü’yâmda bir kimse<br />

boğazımı sıvâzlıyordu. Kendisini göremiyordum. Birisi ba-<br />

– 399 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!