22.03.2018 Views

Sevahid-un Nubuvve - Peygamberlik Mujdeleri - Mevlana Abdurrahman Cami

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE (Peygamberlik Müjdeleri) Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir. Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır: 1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır. 2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır. 3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır. 4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır. 5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır. 6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır. 7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır. 8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır. 9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE

(Peygamberlik Müjdeleri)

Bu kitâb, derin âlim ve büyük velî Mevlânâ Abdürrahmân Câmî hazretlerinin, "ŞEVÂHİD-ÜN NÜBÜVVE Lİ-TAKVİYET-İ EHLİL-FÜTÜVVE" adlı kitâbının tercümesidir.

Kitâbda, bir mukaddime, yedi bölüm, bir hâtime vardır:

1) Mukaddime: Nebî ve mürsel kelimelerinin ma’nâlarını ve bunlara bağlı şeyleri açıklamakdadır.

2) Birinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan evvel, Peygamberliğine delîl olan alâmetler hakkındadır.

3) İkinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" doğumundan bi’setine [Peygamberliği bildirildiği vakte] kadar, meydâna gelen alâmetler hakkındadır.

4) Üçüncü bölüm: Bi’setden hicrete kadar meydâna gelen mu’cizelerin beyânı hakkındadır.

5) Dördüncü bölüm: Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hicretinden vefâtına kadar olan mu’cizeleri hakkındadır.

6) Beşinci bölüm: Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" vefâtından sonra meydâna gelen ve ayrıca zemânı kesin belli olmıyan veyâ bir vakte mahsûs olmıyan alâmetler hakkındadır.

7) Altıncı bölüm: Eshâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beytden [oniki imâmdan] meydâna gelen kerâmetler anlatılmakdadır.

8) Yedinci bölüm: Tâbi’în, tebe-i tâbi’în ve sofiyyeden sâdır olan kerâmetler hakkındadır.

9) Hâtime: Din düşmanlarının gördüğü cezâ ve belâlardan bahs edilmekdedir.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

nî İsrâîlin kardeşlerinin oğulları, amcalarının oğulları demekdir.<br />

Mûsâ aleyhisselâmdan sonra İsmâ’îl aleyhisselâmın<br />

soy<strong>un</strong>dan sâdece Muhammed aleyhisselâm peygamber<br />

olarak gelmişdir. İkinci yönden ise âyet-i kerîmede geçen<br />

“Senin gibi” ifâdesinden maksad, peygamberlik bakımındandır.<br />

Bütün vasflarda değildir. Nitekim Tevrâtda bu<br />

âyetden önce ve sonraki âyetleri bu ma’nâyı kuvvetlendirerek,<br />

Benî İsrâîlin kardeşlerinin oğullarından ya’nî İsmâ’îl<br />

aleyhisselâm neslinden gelen peygamberin ülül’azm, din<br />

ve kitâb sâhibi olduğu bildirilmekdedir. Mûsâ aleyhisselâmdan<br />

sonra, bu vasfda sâdece Muhammed aleyhisselâm<br />

gelmişdir. Bu peygamber yehûdî âlimlerinin zan etdiği gibi,<br />

Yûşâ bin Nûn olamaz. Çünki o, Benî İsrâîldendir ve din<br />

sâhibi değildir. Yine Nasrânî patriklerinin zan etdikleri gibi<br />

Mûsâ aleyhisselâmdan sonra gelen din sâhibi peygamber<br />

Îsâ aleyhisselâm da değildir. O da İsrâîl oğullarındandır<br />

ve din sâhibi değildir. Nitekim İncîlde Îsâ aleyhisselâmın<br />

şöyle dediği yazılıdır. “Ben Mûsânın “aleyhisselâm”<br />

dînini değişdirmek için gelmedim, temâmlamak için geldim.”<br />

¥ Tevrâtda şöyle bildirilmişdir: Ya’kûb aleyhisselâm kavminin<br />

toplanmasını emr etdi ve onlara âhir zemânda gelecek<br />

bir Peygamberden şöyle haber verdi. “Hâkimin hükmü<br />

ve râsimin resmi ancak bütün kabîlelerin ve cemâ’atlerin etrâfında<br />

toplanacağı kimsenin gelmesiyle yürürlükden kalkar.”<br />

Ya’kûb aleyhisselâm kavmine söylediği hâkim sözüyle,<br />

din ve hükm sâhibi Mûsâ aleyhisselâmı, Râsim sözüyle<br />

de On<strong>un</strong> dînini temâmlayan Îsâ aleyhisselâmı kasdetmişdir.<br />

Hazret-i Mûsâ ve hazret-i Îsâdan “aleyhimesselâm” sonra<br />

etrâfında bütün insanların toplandığı din sâhibi peygamber<br />

şeksiz şübhesiz bizim peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmdır.<br />

O sâdece bir kavme değil, bütün insanlara gönderildi.<br />

Ondan başka bütün insanlara gönderilen bir Peygamber<br />

yokdur.<br />

¥ Tevrâtda hazret-i İbrâhîme “aleyhisselâm” şöyle hitâb<br />

ol<strong>un</strong>makdadır: “Ben senin düânı İsmâ’îl aleyhisselâm için<br />

– 39 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!